Yağışların mevsim normallerinin altında seyretmesiyle kuraklık endişesi İstanbul özelinde Türkiye'nin temel gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, kuraklık ve su sorunu ile ilgili uzmanları bir araya getirdi.
Cezayir’de düzenlenen moderatörlüğünü Dr. Ümit Şahin'in yaptığı toplantıya Boğaziçi Üniversitesi’nden iklimbilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, Su Hakkı Kampanyasından Akgün İlhan, Doğa Derneği Bilim Koordinatörü Süreyya İsfendiyaroğlu, gazeteci Ömer Madra ve WWF Türkiye’den Ayça Aksoy katıldı.
Uzmanlar, iklim değişikliğinin de etkisiyle kuraklığın geçici değil kalıcı olduğu, bu yüzden acilen uzun vadeli önlemler alınması gerektiği yönünde ortaklaşıyor.
"Su ihtiyaca göre paylaştırılmalı"
İklimbilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, kuraklığın sadece İstanbul’a özgü olmadığını Yugoslavya’dan Elazığ’a kadar geniş bir alanda Ekim 2012’den bu yana etkisini arttırarak devam ettiğini belirterek iklim değişikliğine dikkat çekti.
“İklim değişikliğinin temeli dünyanın ısınması. 30. güney enleminde yer alan çöller yukarı doğru çekiliyor. Şu anda 33. enleme geldi. Yani Türkiye’nin güneyi Suriye gibi olacak . Antalya neyse Ankara öyle olacak. Kuzey ise orta kesimler gibi olacak."
Kurnaz, kuraklığın geçici değil, kalıcı olduğuna dikkat çekerek suyun ihtiyaca göre paylaştırılması gerektiğini söyledi.
“Suyu yönetebilmek için öncelikle ne kadar suyunuz olduğunu ve ne kadar suya ihtiyacınız olduğunu bilmeniz gerek. Ancak Türkiye bunu bilmiyor. Paydaşların bir araya gelip suyun nasıl dağıtılacağına karar vermesi gerekiyor. Bunun kararını suya ihtiyacı olanların vermesi gerekiyor.”
"Tarımda en az yüzde 10 kayıp"
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık ise şu anda yaşanan meterolojik kuraklığın ardından yaşanması muhtemel "tarımsal kuraklığa" dikkat çekti. Türkiye’de 12 yıl içinde Belçika kadar tarım arazinin yok olduğunu ve bunların ne amaçla kullanıldığının bilinmediğini söyledi.
“2013 verilerine göre Türkiye genelinde yüzde 14 yağış azlığı var. Özellikle buğday üretiminin en yoğun yapıldığı illerde kuraklık şiddetli yaşandı. Buğdayda çimlenme olmadığı için çiftçiler tarlalarını bozmak zorunda kaldı. Önümüzdeki nisan ve mayıs yağışları önemli ama tüm faktörler iyi dahi gitse buğdayda yüzde 10’luk bir kayıp bekleniyor.”
"Yeraltı sularını bitirdik"
Su Hakkı Kampanyası’ndan Akgül İlhan ise hükümetin su politikalarını eleştirerek “185 kilometre ötedeki şehirden su getireceklerini söylüyorlar. Ancak o borularda su olmayacak. Yaptığınız barajlara su dolmayacak” dedi.
İlhan, Türkiye’nin yanlış politikalar nedeniyle yeraltı sularının giderek azaldığını ve sayısı her geçen gün artan termik santraller nedeniyle mevcut suların da kirlendiğine dikkat çekti.
Doğa Derneği Bilim Koordinatörü Süreyya İsfendiyaroğlu, Türkiye’de doğaya dönük yapılan müdahalelerin biyolojik çeşitliliği ciddi tehdit ettiğini belirterek “Tarım, mera ve sulak alan arasındaki denge çok önemli. Özellikle barajlar ve yanlış sulama ile kuraklığa karşı doğal alanların direncini kırdık” diye konuştu. (NV)