Kadın odaklı bir tutukevi modeli oluşturmak, Türkiye'deki cezaevlerinde bu modeli yerleştirmek ve bu modelin savunusunu yapmak amacıyla gerçekleştirilen Küçük Adımlarla Büyük Oyunlar adlı projenin sonuçları ve öneriler kamuoyuna duyuruldu.
Projede genç, yetişkin ve anne olarak hapishanede kalan kadınların yanı sıra cezaevleri personeline yönelik çalışmalar da yürütüldü.
Bu çerçevede kadınlara ve çocuklara yönelik uyum eğitimleri, annelere yönelik annelik becerileri ve anne-çocuk etkileşim atölyeleri ve eğitimleri verildi.
Ayrıca proje kapsamında yetişkin kadınlara depresyon, annelik ve kadın hakları konularında seminerler; infaz koruma memurlarına kadın hakları konusunda bilinç kazandırma seminerleri; psikososyal servis elemanlarına anne ve kadınlar hakkında eğitimler gerçekleştirildi.
Proje sonunda yapılan tespitlerde kadın cezaevlerinde görev yapan personelin kadın ve çocuk hakları konusunda bilinçlendirilmesinin ve kadın cezaevlerinin özgün sorunlarının sistem tarafından görülerek kadın odaklı bakış açısıyla giderilmesinin gerekliliğinin altı çizildi.
Çocukların dışarıyla teması
Bir yıllık zaman zarfında Türkiye'deki beş hapishanede gerçekleştirilen projenin sonucunda çeşitli öneriler de geliştirildi.
Mahpus anneleriyle birlikte kalan çocuklara dair önerilere kaynaklık eden en önemli sorunun mekân olduğu tespitinden hareketle öneriler bu sorun etrafında yoğunlaştırıldı.
Önerilerde mahpus anne ile çocuğun odasının diğer mahpuslardan ayrı olması, çocuklu anneler için ayrı bir yer düzenlenmesi ve ayrı düzenlenen bu mekânların çocuk dostu olması gibi noktalara değinildi.
Yeni mekânlar inşa edilemiyorsa çocuklu mahpus anneler için ayrı bir yer düzenlenmesi gerektiği belirtildi.
Ayrıca anne ile çocuğun kaliteli vakit geçirmesi için oyun odalarının gerekliliği, çocuğun dışarıyla ve diğer aile üyeleriyle temasının kesilmemesinin önemi vurgulandı.
Çocuğun mümkün olduğunca dışarıyla temas etmesinin zorunluluğuna dikkat çekildi.
Öne çıkan öneriler arasında çocuğun sağlığı açısından çocuk doktoruna erişimin kolaylaştırılması ve eğitimiyle ilgili olanlara da yer verildi:
* 0-3 yaş: Kreşe gitme seçeneği olmadığından bu çocuklar akranlarıyla hiçbir şekilde temas edemiyor, dolayısıyla yetişkinlerle birlikte büyüyor. Kurumda çocuklu anneler için ayrı mekanların düzenlenmesiyle 0-3 yaş arası çocuklar akranlarıyla vakit geçirebilmeli.
* 3-6 yaş: Kurum dışındaki kreşlere gönderilmeliler, böylelikle bu çocuklara müfredata uygun okulöncesi eğitim sağlanmalı.
Cezaevinde pozitif ayrımcılık
Proje sonucunda belirlenen öneriler çeşitli kurumlar üzerinden giderek şekillendi.
Psiko-sosyal servise dair öneriler arasında yeni gelen mahkuma yönelik uyum programlarının oluşturulması ve dışarıdaki çocuklarıyla ya da aile bireyleriyle teması kopan kadın mahkumlara yönelik bir destek hattının oluşturulması gibi noktalar öne çıkarıldı.
Aile ziyaretlerinin düzene sokulması, dışarıdaki çocuklara özel ayrı bir görüş günü düzenlenmesi de bu konudaki somut öneriler arasında yer aldı.
Proje sonunda ortaya atılan öneriler arasında cezaevi kurumlarının personeline yönelik önerilere de yer verildi. Bunlar arasında genel sağlıkla ilgili olarak çocukları da kapsayacak şekilde ilkyardım konusunda eğitim verilmesi ve kadın mahpusların ihtiyaçlarıyla ilgili bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gibi öneriler dile getirildi.
Cezaevi yönetimine dair önerilerde ise en çarpıcı olan kadın mahpuslara yönelik pozitif ayrımcılık uygulanması olarak ortaya çıktı. Kadınların özel hijyen ihtiyaçlarının karşılanması gerekliliğine vurgu yapıldı.
Disiplin kurullarında psiko-sosyal servisin görüşüne yer verilmesi, sivil toplumla işbirliğine daha yatkın olunması ve mahpuslara haklarıyla ilgili hukuki bilgi sağlanması da cezaevi yönetimlerine sunulan önerilerden birkaçı.
Kadın mahpuslara seçenek sunulmalı
Devlet politikasına dair önerilerden bazıları ise şunlar:
* Kadın mahpusların tüm mahpus nüfustan farklı olduğu anlaşılmalı; bu özel grubun ihtiyaçlarına yönelik programlar hazırlanmalı ve uygulamaya geçirilmeli.
* Kadın mahpusla birlikte kadın personelin de ihtiyaçlarını göz ardı etmeyen bir sistem oluşturulmalı.
* Ceza infaz kurumlarındaki mevcut eksikliklerin giderilmesi adına sivil toplumdan nitelikli hizmet satın alınmalı.
* Mahpus kadın için aile desteği şart. Ailenin de içerideki kadına duygusal anlamda ihtiyacı var. Bu yüzden görüşlerin önemi büyük. Kadın için oluşturulan ceza infaz kurumları merkezden uzakta olmamalı.
* Kadın mahpuslara, özellikle küçük çocuğu olan annelere yarı-açık ya da açık kurum seçeneği sunulmalı.
* Küçük çocuğu olup beş yıldan az hüküm giymiş hükümlülere infaz erteleme gibi esnek çözüm içeren alternatif uygulamalar getirilmeli.
Sivil toplumun sorumlulukları
Kadın, çocuk ve genç üzerine çalışan sivil toplumun ceza infaz kurumlarıyla teması arttırılması ve ceza infaz kurum personeline yönelik projeler yapılması ise önerilerden sivil toplum kuruluşlarının payına düşenlerden bazıları.
Yine sivil toplumun sorumluluklarına dair ceza infaz kurumlarını inceleyen kurullarda daha fazla yer alınmasının gerekliliğine de dikkat çekildi.
Ayrıca sivil toplumun kadın, çocuk, gey, lezbiyen, biseksüel, yaşlı, hasta ve yabancı uyruklu gibi özel grupların haklarını savunmasının önemine değinildi.
Proje sonunda geliştirilen öneriler sadece hapishanelere ilişkin değil. Ceza infaz kurumlarında dışarıdaki yaşama uyumu kolaylaştıran programlar oluşturulması gibi tahliye sonrasına yönelik öneriler de bulunuyor.
Mahkumların yaklaşık yüzde 3'ü kadın
Projenin tanıtıldığı ve sonuçlarının tartışıldığı toplantıda da değişimi gerçekleştirme sürecinde sivil toplum örgütlerinin önemi vurgulandı.
Hapishanelerin mimarisinden güvenlik sistemine, eğitimden aile ziyaretlerine kadar erkek nüfusa göre düzenlediğinin anlatıldığı toplantıda özellikle bu konuda çalışılması gerektiği görüşü ağırlık kazandı.
Son yıllarda kadın suçluluğunda artış yaşandığı ve Türkiye'deki kadın mahpus sayısının toplam hapishane nüfusunun yüzde 3-4 oranında olduğunun anlatıldığı sunumda, Türkiye'de toplam 4337 kadın mahpus olduğu ve bunların 444'ünün hapishanede 0-6 yaş arası çocuklarıyla kaldığı, kadınların ağırlıklı olarak öldürme ve uyuşturucu suçlarından hüküm giydiği bilgisi de verildi.
Cezaevlerindeki kadın ve anneleriyle kalan çocukların sorunları üzerinden yapılan projenin ardından bir de Adalet Bakanlığı, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyuyla paylaşılacak olan sonuç raporu hazırlanacak.
Küçük Adımlarla Büyük Oyunlar projesi Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı tarafından Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve Doğuş Üniversitesi ortaklığı ve Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı desteğiyle gerçekleştirilen bir proje. (YY)