Göç Vakfı bir yandan çocukların ihtiyaç ve beklentilerine yönelik uygulamalı çalışmalar yaparken diğer yandan çocukların yaşadıkları hak ihlallerini görünür kılacak olan izleme ve raporlama çalışmaları da yürütüyor.
Çocukların yaşadığı hak ihlallerinin demokrasi ve insan hakları sorunsalının önemli bir boyutunu temsil etmesinden hareket eden Göç Vakfı, 2012'ye dair çocuk hakları ihlalleriyle ilgili olarak medyaya yansıyan hak ihlallerini izleyerek üç aylık bir rapor yayımladı.
Raporda Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin Türkiye açısından 1995'te yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 17 yıl geçtiği hatırlatılıyor. Ve ekleniyor: fiili süreç devletin sözleşmeden haberi yokmuş gibi işliyor.
Türkiye'de çocukların yaşam hakları da dâhil olmak üzere sözleşmede güvence altına alınan haklarının ya bizzat devlet eliyle ya da gerekli önleyici mekanizmaların kurulmaması nedeniyle ihlal edildiği de raporda düşülen notlar arasında.
Devlet ihmali raporda
Ocak- Mart 2012 arasında internet medyası, istatistikler ve sivil toplum örgütleri raporlarının taranması sonucunda hazırlanan rapora göre, üç ayda ölümle sonuçlanan yaşam hakkına yönelik ihlallerde, 98 çocuk yaşamını kaybetti, 63 çocuk da yaralandı.
Devletin gerekli önlemleri almaktaki ihmalinden kaynaklı olay sayısı 76, bu olaylarda 91 çocuk hayatını kaybetmiş. Üç ayrı olayda da devletin fiili ihlali söz konusu.
Cinsel istismar, başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı 18 olayı kayda geçiyor rapor. Bu kategoride, dördü engelli 11 çocuğun etkilendiği beş ayrı olayda devletin fiili ihlali olduğu görülüyor.
Cinsel sömürüye alet edilme başlığı altında da devletin ihmalinden söz ediliyor. Üç aylık zaman zarfında devlet ihmali kaynaklı yaşanan iki ayrı olaydan 2 çocuk etkilendiğini not düşüyor rapor.
Öneriler
Göç Vakfı raporda çocuklara yönelik hak ihlallerinin önüne geçilmesi için öneriler de getiriyor:
* Türkiye Cumhuriyeti Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi'nin 17- 29 ve 30. maddelerine koyduğu çekinceyi kaldırmalı.
* Türkiye Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Bireysel Başvuru Protokolü'nü imzalamalı ve onaylamalı.
* Türkiye Cumhuriyeti; Paris ilkelerine uygun, bağımsız, çocuklar tarafından ulaşılabilir ve etkili bir mekanizmayı oluşturmalı.
* Türkiye yeni anayasasında çocuk haklarını güvence altına almalı.
* Yasal mevzuat Sivil Toplum Örgütlerinin de katılımı ile taranmalı ve sözleşmeye uygun hale getirilmeli. Çocuğa yönelik şiddet yasalarda açıkça suç olarak tanımlanmalı.
* Çocukların kendileri ile ilgili yasama ve planlama süreçlerine katılımı için çocuklara uygun ve ulaşılabilir mekanizmalar oluşturulmalı.
* Çocukların yaşamlarını sürdürdükleri tüm kamu kurumları ve cezaevleri sivil toplum örgütlerinin gözlemine açılmalı.
* Çocuklar ile ilgili ayrıntılı ve ayrıştırılmış veriler toplanmalı.
* Zorunlu din dersi uygulamasına son verilmeli.
* Kamuya ait çocuk bakım merkezlerinde barındırılan çocukların dinsel ve dil haklarına saygı esas alınarak bu kurumlardaki çocukların anadillerini öğrenmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Farklı araştırmaların bulguları
Göç Vakfı'nın raporunda çocuk haklarıyla ilgili olarak yapılmış başka istatistiki çalışmalara da değinildi.
UNICEF ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun 2008'de yaptığı araştırma bunlardan biri.
Araştırmada, katılımcıların (7-18 yaş aralığında) son bir yıl içinde, yüzde 51 duygusal istismara, yüzde 43'ü fiziksel istismara, yüzde 25'i ihmale ve yüzde 3'ü cinsel istismara maruz kaldıklarını belirtmiş.
2012'de İstanbul'da 440 ilköğretim öğrencisi ile yapılan bir başka araştırmaya göre ise, son bir yılda çocukların yüzde 67,9'u duygusal şiddet, yüzde 63'ü fiziksel şiddet, yüzde 74,3'ü ise ihmal edilme ile karşılaşmış. (YY)
Göç Vakfı'nın raporuna ulaşmak için tıklayınız.