YÖK 27 Mayıs'ta aldığı kararla öğrenci kontenjanlarını lisansta 135 binden 154 bine, akşam üniversitesi diye bilinen ikinci öğretimde de 33 binden 51 bine çıkardığını, toplamda 42 bin kişi artırdığını duyurmuştu.
bianet'in bu durumda öğretim elemanlarının ve öğrencilerin nasıl etkileneceğini sorduğu Cangöz, eğitim kalitesinin düşeceğine işaret etti. Cangöz'ün üniversitede halihazırda yaşadıklarını söylediği, kontenjan artırımından sonra da yaşanmasını öngördüğü bazı sorunlar şöyle.
Kalabalıklaşan derslikler: Öğrenci sayısının artması, daha çok ders açmak demek. Eğer yeterince öğretim üyesi varsa, daha çok öğretim üyesi aynı dersi açabilir, dersi şubelere bölebiliriz. Ama yoksa, derslik kalabalıklaşır. Bu özellikle zorunlu derslerde böyle. 30 kişiye ders anlatmakla 60 kişiye ders anlatmak farklıdır. Bunun için dersliğin de uygun olması gerek. Üstelik fizik mekan olanaklarının değiştirilmesi o kadar kolay da değil.
Seçimlik dersler azalabilir: Böyle bir durumda öğretim üyeleri seçimlik dersleri açmamayı da tercih edebiliyor. Yönetim "Derslik bulamıyoruz" diyebiliyor.
Derste etkileşim azalır: Derste öğrencinin de öğretim elemanının da konuşabilmesi önemlidir. Birbirlerini dinleyebilmeleri, soru sorabilmeleri, etkileşimin olması eğitimin kalitesi için gerekli. Kalabalık dersliklerde bu olanak giderek azalır. Eğitim didaktik bir yapıya bürünüyor.
Öğrenci başına düşen malzeme azalıyor: Uygulama ağırlıklı fakültelerde materyaller sınırlı. Örneğin bizim fakültemizde sınırlı sayıda bilgisayar ve fotoğraf makinesi var. Ama öğrenci habere rahatlıkla bu malzemelerle gidebilmeli, döndüğünde bunu bilgisayarda yazabilmeli. Sinema TV bölümünde kamera, kurgu makineleri için de bu geçerli. Fen bilimlerinde uygulama materyali daha pahalıdır. Dolayısıyla bütçe de gerekiyor.
Öğrencinin eğitimi de sosyal yaşamı da olumsuz etkileniyor: Sayı artışı öğrencileri doğrudan etkiliyor. Örneğin rahatlıkla okuldaki fotoğraf makinesini alıp beş yüz kare çekebilecekken, sayı artınca bir gün kullanıp elli kare çekmek zorunda kalıyor. Bu ikisinin arasında ciddi fark var. Yeterince pratik yapamıyorlar. Çok daha fazla deney yapabilecekken çok daha az deney yapıyorlar. Öğrencinin öğretim elemanıyla etkileşimi azalıyor.
Öğrencinin sosyal yaşamı üniversiteyle özdeştir. Altyapı zayıfsa, öğrencinin sosyal olanakları da sınırlanıyor, giderek daha az yararlanabiliyor. (TK/GG)