"Koşulları vahşi rekabet belirliyor. Sporcular, ücretli, emeklerini satan kişiler. Yani spor emekçileridir. Spor emeğe dayalı bir üretim sürecidir."
Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, dün futbolculara seslenerek "Sendikalı olun" demişti.
bianet, sendikacılar ve spor yazarlarıyla görüştü, spor emekçilerinin sendikalaşmasının neleri değiştirebileceğini sordu.
Sendikacılar ve spor yazarları, sendikaya en çok yıldız sporcuların dışında kalanların ihtiyaç duyduğunu söylüyor, sendikalaşmanın spor endüstrisinin kayıt dışı ve suç ekonomisiyle bağlarının ortadan kalkmasına da katkıda bulunabileceğine işaret ediyorlar.
Fakat sporcuların sendikalaşmasından ümitli olmak için yeterli nedenin olmadığını da ekliyorlar.
Türkiye'de profesyonel futbolcu sayısı yaklaşık 5 bin 500. Futbol sektörünün yıllık büyüklüğüyse, 350-400 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün rakamlarına göreyse, Türkiye'deki toplam lisanslı sporcu sayısı, yaklaşık bir buçuk milyon.
Bakan "Destek veririm", takım kaptanları "Sendika gerekli" diyor
Bakan Şahin, "Tüm çalışanlar gibi futbolcuların da sendikalı olma haklan bulunuyor. Sporcuların kulüpleriyle akitleri var. Ancak bu durum sendikalı olmalarına yasal bir engel teşkil etmiyor. Eğer bu konuda benden bir yardım isterlerse elimden gelen her türlü desteği vermeye hazırım" diye konuşmuştu.
Zaman gazetesinin görüşlerini aldığı Türkiye Birinci Futbol Ligi'nden bazı takım kaptanları da haklarını korumak için sendikalaşmanın gerekli olduğunu, olumlu yaklaştıklarını söylediler.
Çoban: Her türlü desteği veririz
Tonguç Çoban, sendikanın spor endüstrisine "kurallı bir çalışma yaşamı" kazandıracağını söylüyor.
"Sendika olursa, ücret görüşmeleri toplu pazarlık halinde gerçekleşebilir. Dinlenme, hastalık, tazminatlar, cezalar, emeklilik gibi, şu an kulüplerce ve menajerler aracılığıyla belirlenen birçok konuda sporcuların hakları toplu pazarlıkla sağlanır."
"Sendika Batı'da çok yaygın bir uygulama. ABD'de, Britanya'da futbolcu sendikaları var."
Çoban, sendikalaşmanın kadın sporculara ve amatör sporculara da yarar sağlayacağına dikkat çekiyor.
"Sendika, kadın sporcular için, gebelik, hastalık gibi durumlarda pozitif ayrımcılık yapılma olanağı doğurabilir. Amatör sporcuların çalışma koşulları da kurallı hale gelir."
Spor emekçileri sendikasının DİSK'in yasayla belirlenmiş sınırlarının dışında kalmasına karşın, her türlü desteği vereceklerini söylüyor Çoban.
"Biz yalnızca yasanın bizi sınırladığı alanda sorumluluk duymuyoruz. Örneğin emeklilerin örgütlenmesinde ilk adım atan DİSK oldu. Sendikalaşma evrensel bir haktır. Bütün çalışanların hakkıdır.
Spor emekçilerinin sendikalaşmasına, her türlü hukuki ve talep oluşturma desteğini vermeye hazırız."
Okcan: Sadece oyuncular değil, bütün spor emekçileri sendikalı olabilir
Sporcuların sendikalaşması dendiğinde akla ilk önce erkek, profesyonel futbolcular geliyor; ancak DİSK Hukuk Dairesi Müdürü Avukat Necdet Okcan, yalnızca profesyonel oyuncuların değil, amatör oyuncular, antrenörler, masörler, doktorlar, malzeme sorumluları gibi, sözleşmeyle bağıtlı olan herkesin sporcular sendikasına üye olabileceğini söylüyor.
"Sporcuların sendikalaşmasının önünde hukuki bir engel yok. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) sendikalaşma ve toplu pazarlık hakkını koruyan 87 ve 98 numaralı sözleşmelerinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi de, herkesin sendika kurabileceğini söylüyor."
Okcan, spor kulüpleri dernek statüsünde de şirket statüsünde de olsa, toplu iş sözleşmesi yapma olanağının bulunduğuna dikkat çekiyor. Kurulacak sendikanın 17 numaralı "ticaret, eğitim ve büro" işkolunda yer alabileceğini söylüyor.
"Neredeyse bütün sporcular, arada bir ücret ilişkisi varsa, sosyal güvenlik bakımından Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabiler. Sendikada, amatör sporcular için de, ücret dışındaki haklar düzenlenebilir."
Okcan sendikalar yasası tasarısının tartışıldığı bugünlerde, spor emekçileri sendikasının da gündeme getirilebileceğine işaret ediyor.
Uluğ: Örgütlenmenin tabandan gelmesi gerek
Vatan gazetesinden Yiğiter Uluğ, "Sendikal örgütlenme şu anda bizim yaşadığımız pek çok karmaşık sorunu, çarpıklığı ortadan kaldırmak için önemli adım olur" diyor.
"Ama, meşruiyet ya da izin, sağlıklı bir örgütlenmeye yetmiyor. Hareketin tabandan gelmesi gerek. Tabanda da öyle bir talep şu ana kadar yükselmiş değil."
Uluğ'a göre, sendikaya asıl ihtiyaç duyanlar, kötü şartlarda, sigortasız, sözleşme şartları yerine getirilmeyen daha alt liglerin sporcuları.
ABD profesyonel basketbol ligi NBA'de sendikanın oyunculara getirdiklerinden bahseden Uluğ, "NBA'in kazancının yaklaşık yüzde 45'i oyunculara dağıtılıyor. Bu, sendikanın güçlü olması ve pazarlık masasında oyuncuları temsil etmesi sayesinde gerçekleşiyor" diyor.
Yücelman: Politik zemin sendikaya daha uygun
Cumhuriyet gazetesinden Abdülkadir Yücelman, "Sendika spor endüstrisinde çok şeyi değiştirir" diyor.
"Futbolcular, teknik direktörler, yan işleri yapan emekçilerin hiçbiri haklarını arayamıyor. Mevcut Profesyonel Futbolcular Derneği de sorunlarıyla ilgilenmiyor."
Sporcuların durumunu, "Futbolcular asgari ücretten gösterilirler. Emekli olduklarında, iş günlerini doldurmadan ortada kalırlar" diye özetleyen Yücelman, spor emekçileri sendikası için politik zeminin uygun olduğunu söylüyor:
"Sendikanın 1970'lere göre daha fazla şansı var. İnsan hakları gündemde, Avrupa Birliği de bunu istiyor."
Gümüş: Sendikayla kulüpler sivil toplum örgütlerine dönüşebilir
Radikal gazetesinden Semih Gümüş'se, "Sporcuların çok para kazanan mutlu azınlığı dışında kalan ezici çoğunluk, öteden beri spor endüstrisinin dişlileri arasında, temel hakları olmadan yaşıyor" diyor.
"Sporcuların en temel hakkı olarak sendikalaşmak, onları kulüp yöneticilerinin oyuncağı olmaktan çıkaracaktır. Bizde, kulüp başkanları sporcularını 'kulaklarından tuttukları gibi atarlar'. İstemezlerse sporcunun parasını ödemezler. Hakkını arayan sporcuyu da spor dünyasından hemen dışlayabilirler. Bunları sendikalaşma olduğunda yapamayacakları bellidir."
Gümüş, sendikalaşmanın yararını da şöyle özetliyor:
"En önemli yararı, bütün spor kültürünü olumlu yönde değiştirmesidir. Spor kültürü değiştikçe sportif başarılar da uzun zaman içinde kalıcı hale gelecektir. Kulüpler sivil toplum örgütlerine dönüşmeye, köklerine inmeye başlayacaktır."
Ancak, sermayenin de sendikalaşma girişimlerine "çok sert tepki göstereceğini" öngörüyor Gümüş; ümitli olmadığını söylüyor:
"Bu, geçmişte de böyle oldu. Bazı girişimler kulüp yöneticilerinin kaba tepkileriyle karşılaştı, dağıtıldı. Sendikalaşmaya öncülük edenlerin kulüpleriyle aralarının bozulacağına da hiç kuşku yoktur. Bu sürece Profesyonel Futbolcular Derneği gibi kuruluşların ilgi göstermediğini de düşünürsek, sendikalaşma konusundan ümitli olmak için nedenlerimiz yok."
Yücelman da "Dönen çark bozulacak; tepki olabilir" diyor.
"Doğrudan kendi çıkarları etkilenecek. Sermaye bu yüzden spor emekçilerinden daha bilinçli."
7 kişiyle sendika kurulabilir
Avukat Okcan, sendika kurmak için başvurunun yeterli olduğunu, onaya gerek olmadığını anımsatıyor; sendikalaşmak isteyen sporculara şunları öneriyor:
* 7 kişinin bir araya gelmesi ve bir tüzük hazırlaması gerek.
* Sendikanın kurulacağı ilin valiliğine bir dilekçe vererek başvurmalı. (TK/EÖ)