Ne zaman?
Koçali konuşmasına, Pazartesi dergisinin çıktığı 1995 yılına dair bir hatırlatma yaparak başladı:
"Pazartesi dergisi, kampanya ve hareketlilik döneminin yerini, herkesin kendi projesini, kendi tanımladığı işi yapmaya bıraktığı bir dönemde çıkmaya başladı. Refah Partisi'nin (RP) yükselişe geçtiği, özellikle kadınların dikkatlerinin bu yükselişe çekildiği yıllardı. RP'nin yerel seçimlerde yaptığı patlama feministleri biraz hareketlendirmiş ama yeniden bir araya gelme, hareketlenme ve örgütlenme konusunda önemli adımlar atmamıza yetmemişti. Türkiye'nin gündeminde politik İslam ve savaş vardı."
Feminist popüler bir dergi
1993 Mayıs'ında, birkaç kadının çağrısıyla yaklaşık yüz elli kadının tartışmasının gerçekleştirildiğini belirten Koçali, sonunda feminist popüler bir dergi konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.
Haberler, ayıp köşe, mizah...
Koçali, derginin içeriğinde "haberlerin" özel önem taşıdığını söyleyerek "İlk sayımızda Güneş K. haberi yer aldı. Ancak gizli duruşmada konuşan tanıklar günlerce Pazartesi'ye gelip yaşadıklarını anlattılar. Güneş de, duruşma aşamasında sadece bizimle ilişkideydi. Daha sonra SSK'da cinsel taciz, İzmir Genelevi'ndeki grev, RP'li Sibel Eraslan'la söyleşi... Eraslan'la söyleşi ana haber bültenlerinde yer aldı. Habere konu olan kadınlar, kimseye anlatmadıklarını bize anlatıyordu" dedi.
Kadın fantezilerini aktaran Ayıp Köşe'nin, görüntü politikasına dair yazıların, ev içi emekle ilgili köşenin ve mizah yazılarının özgünlüğünden söz eden Koçali, okurların da dergiye önemli katkıda bulunduğunu söyledi: "İki yıl içinde, yani toplam 24 sayıda beş yüz kadının yazılarına, görüşlerine, anlatımları dergide yer almıştı."
Tahlil yazıları
"Başlangıçtan bizim ekibin ayrıldığı 2000 Şubat'ına kadar Pazartesi'de kimi değişiklikler oldu. Giderek tahlil özelliği ağır basan yazılar yer almaya başladı. Bunda okurlarımızın talebinin, Pekin Konferansı'ndaki tartışmaların ve dünya feministlerinin yönelimin etkisinin yanı sıra Türkiye gündeminin de etkisi oldu" diyen Koçali, 28 Şubat sürecine de özel vurgu yaptı:
"Politik İslamla her aklı başında feministin mücadele etmesi gereğinin bilincinde olmakla birlikte, resmi ideolojinin, Kemalizmin ve yasakçılığın tuzağına düşmedik. Pazartesi'nin politik olarak çok başarılı bir çizgisinin olduğunu düşünüyorum."
Örgütlenme
Koçali, derginin yayın kurulu, yazı kurulu biçimindeki kendi iç örgütlülüğü ile, feministlerle toplantılar, okur toplantıları gibi "dış" ilişkilerinden ve politik bir işte profesyonel çalışmanın zorluklarından söz etti.
Ayrılık bir sır
Toplantıya katılanların Şubat 2000'de aralarında Filiz Koçali'nin de bulunduğu çok sayıda yayın kurulu üyesinin dergiden neden ayrıldıklarını ısrarla sormalarına karşın, Koçali, bu konuda konuşmamakta kararlı olduğunu belirtti:
"Politik bir ayrılık olsaydı ya da size bir yararı olacağını düşünseydim, kesinlikle tüm ayrıntılarıyla anlatırdım. Konuşmama kararı, ayrılanların ortak kararıdır." (FK/BB)