*Çizim: Ercan Altuntaş
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Kobanî davasının, 14’üncü duruşması 6’ıncı oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülüyor.
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşma, Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan müşteki Onur Bal’ın SEGBİS aracılığıyla beyanlarda bulunmasıyla devam etti.
Mahkeme başkanı, 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde İstanbul Zeytinburnu’nda yaralandığını söyleyen müşteki Bal’a, “siyasetçiler hakkında şikayetçi misin” diye sordu. Müşteki Bal, olayı hatırlamadığını belirtti ve siyasetçilerden şikayetçi olmadığını ifade etti.
TIKLAYIN-Müşteki polis: Medyadan gördüğüm kadarıyla şikayetçiyim
Ardından Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata dinlenen “tanık ve müşteki” beyanlarına dair söz aldı.
"Gizli tanık sonrası operasyon"
Kadınlara yönelik gerçekleştirilen operasyonların “gizli tanık A53”ün beyanları sonrası başladığını vurgulayan Akat Ata, şunları söyledi:
“Düzenlediğimiz etkinliklerin herhangi birinin illegalize edilmesi mümkün değildir. Ülkenin doğusundaki kadınlar eşitlik istediğinde ‘ülkeyi parçalıyorlar’, ülkenin batısındaki kadınlar eşitlik istediğinde ise ‘aileyi parçalıyorlar.’ Kadınlar bir şeyi parçalamak istiyor evet, erkek egemen sistemi. Silahın sesinin duyulduğu yerde kadınların sesi ilk bastırılan yer olur. A53’ün yaptığı şey de bu olmuş. İlk kadınların sesini bastırmak istemiş.
“Biz kadınlar haklarımız için, kadına karşı şiddet için sokağa çıkarız. Bizim için bir yıl da 8 Mart’tır. Her gün sokaktaydık, her gün emek harcıyorduk ama erkeklerle birlikte çalıştığımızda görünür olamıyorduk. Bu nedenler kadın çalışmalarımızı özgün hale getirdik. Bizim toplantılarımıza erkeklerin katılması mümkün değil.
TIKLAYIN-Demirtaş'tan gizli tanığa: "Örgütte bulunduğuna emin misin?"
"Bize değil, itirafçılara itibar ediyorsunuz"
“Gizli tanık diyor ki ‘şurada şu toplantı yapıldı.’ Siz bizim söylediğimize itibar etmiyorsunuz, itirafçının söylemlerine itibar ediyorsunuz. Bu şahsın beyanıyla diğer dosyada bir gün bile tutuklu kalmadım. A53, ‘Ayla, 6-8 Ekim’de toplantıdaydı. Karar mekanizmalarındaydı’ demişti. Bu bana gözaltında da soruldu. MYK toplantısında olmadığımı söylemiştim. Ben o süreçte Suruç’ta olduğumu söyledim ve araştırmalar sonucunda bu açığa çıktı."
"Dinlenen tanık nöbetçi bir iftiracı"
Daha sonra söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “tanık ve müşteki” dinlemelerinin hiçbir ciddiyeti kalmadığını söyledi ve şöyle devam etti:
“İfadelerin gerçek anlamda bir mantığa dayanmadığı ortada. Gerçek anlamda mantığa dayanması için tanığın tanık olması gerekir. Dün dinlenen tanık nöbetçi bir iftiracı. İfade verirken bir önceki verdiği ifadeyi yalanladı. Dün dinlerken dayanamadım güldüm. Trajikomikti. Gizli tanıklık olayıyla asla barışabileceğimizi düşünmüyorum.
TIKLAYIN-Kobanî Davası | Şikayetçi polis talimatla davaya dahil olduğunu açıkladı
"Tanık diye robotları çıkaracaklar"
"Siz bu insanlık dışı mekanizmayı devam ettiriyor olabilirsiniz ama insanlık bu mekanizmayı kusacak. Tanıklık yaşayan bir mekanizmadır. Hukuk bu kadar ahlaktan koparsa işte karşımıza tanık diye robotları çıkarırlar ve onların söyledikleri üzerinden davalar devam eder. Dün bu pespayeleri o kadar açık bir biçimde yaşadık ki artık gülüyoruz.
"Karşımızdaki varlığa kızamıyoruz bile. Türkiye’deki emniyet kurumlarının nasıl bir sistematik kurduğunu biz biliyoruz. Siz de biliyorsunuz. Dün dinlediğiniz tanık en aşağı seviyedeki ve en ucuza çalıştırılan polis muhbirleridir.
TIKLAYIN-"Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor"
"Açtığınız çukura düşmeyeceğiz"
"Ellerine üç beş kuruş para verip gidip insanların üstüne ifadeler veren taşeron çalışanlardır. Emniyet istediği zaman en ucuz çalışan kişiye diyor ki ‘operasyona çıkacağız. Gel ifade ver.’ İnandırıcı olup olmaması önemli bile değil.
"Bu memleketin delisi bile bu manzaralara inanmazken siz bizim itibar etmemizi bekliyorsunuz ama biz sizin açtığı çukura düşmeyeceğiz. Bir insan bu kadar insanlıktan çıkarılmaz. Bana iftira atanlara da üzülüyorum. Gerçek bir hukuk düzeni kurduğumuzda bunları tarihin çöplüğüne götüreceğiz."
(RT)