Leyla Polat, 18 Kasım 1937 tarihinde "olağanüstü" şartlarda Elazığ'da idam edilen "Seyit Rıza'nın cenazesini almak ve yaşadığı topraklara geri getirmek ve kendi köylerinde bir kabir yapmak istediklerini" belirterek avukatları Hüseyin Aygün aracılığıyla girişimde bulundu.
"Mezarı başında dua etmek istiyoruz"
27 Ekim'de Elazığ Valiliği'ne başvuran Av. Aygün, Anayasa başta olmak üzere ulusal ve ulusal-üstü mevzuat ve özellikle Mezarlıklar Hakkında Nizamnamesi'ne göre bu haklarının olduğunu bildirdi.
Dilekçede, "Her ölenin yakını gibi belirli günlerde mezarına gitmek; kurban kesmek ve dua etmek istemektedirler. Bu her insanın temel hakkıdır. Müvekkilim ve aile efratları, belirli bir mezar yerine sahip olma haklarını aradan geçen 70 yıldan sonra kullanmak istemektedirler" denildi.
İdam edildi, mezarının yeri bilinmiyor
Seyit Rıza ve arkadaşları, Elazığ Örfi Mahkemesi'nin verdiği karar ile "idam" cezası ile cezalandırılmış, hüküm 18 Kasım 1937 günü Elazığ'da infaz edilmişti. Dönemin şartlarında infaz sonrası cenazeler ailelere verilmediği gibi bugüne kadar müvekkiller cenazeler konusunda bilgilendirilmedi. Sonuç olarak Seyit Rıza'nın nereye gömüldüğünü kimse bilmiyor.
Ancak kızının resmi olmayan yerlerden aldığı bir duyuma göre cenaze; infazın ardından Elazığ merkezdeki Holfenk Köyü civarında bulunan Kireçocağı Mevkii'ne defnedildi. Başka bir duyuma göre ise defin yeri, Elazığ merkezdeki "Tren İstasyonu" yakınında bulunan Yolçatı Mevkii.
Av. Aygün, cenazelerin yerinin Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarında ve Elazığ Mezarlıklar Müdürlüğü belgelerinde mevcut olduğunu kaydederek, cenazenin müvekkillerine iade edilmesini, Valilikçe ilgili kurumlara gereken talimatların verilmesini talep etti. (EÖ/TK)