Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, bir televizyon programında, "Faili meçhuller devlet politikasıydı" diyen emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın ifadesinin alınması için talimat verdi. 1990'larda Güneydoğu'da işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyaları yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, Kıyat'a Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Albay Rıdvan Özden cinayetleri başta olmak üzere birçok faili meçhul ile ilgili soru soracak.
Kıyat ne demişti?
Kıyat'ın, 2 Ağustos'ta katıldığı bir TV programında 1993 ile 1997 yılları arasındaki faili meçhullerin ve gözaltında kaybedilmelerin 'bir devlet politikası olduğu', bu cinayetleri işleyen askerlerin emirleri uyguladığına dair sözleri şöyleydi:
"1990'la 2000 yılları arasında yapılanlar bir devlet politikası olmasına rağmen bölgede ülkesine karşı kin kusan bir neslin yetişmesine sebep olmuştur. Hukuk dışı uygulamalar olmuştur. Bugün Ergenekon'da faili meçhul cinayetlerden dolayı suçlanan ve içeride olan kimseler vardır. Ama ben devamlı söylüyorum. Bu arkadaşlar o zaman (şimdi albay bunlar) üsteğmendi, yüzbaşıydı. Şimdi diyorlar ki 'Sen Cizre'deyken muhtarı öldürdün' ya da 'Muhtarla beraber oldun filancayı öldürdün.'
"Sene kaç? 1994, 1995... Şimdi ben de diyorum ki, lütfen 94'ün, 95'in, 93'ün, 96'nın, 97'nin başbakanları, cumhurbaşkanları, genelkurmay başkanları, OHAL valileri... Yatağınızda nasıl rahat uyursunuz! Lütfen çıkıp açıklayın, bu yıllarda işlenen faili meçhuller terörle mücadele için devlet politikası mıydı ve bu çocuklar devlet politikası mı uyguladılar?
"Hayır böyle bir devlet politikası yok, diyorsanız, söyleyin. Hayır söylemiyorlar. Ben o zaman devlet politikası olduğunu düşünüyorum. O zaman maalesef ülkeyi idare edenler, faili meçhullerin de terörizme önlem olarak gördüklerini düşünüyorum. Çünkü bir üsteğmen, 'Ben Hasan'la Mehmet'i bir halledeyim de bu terörizmi bitireyim' diyemez. Birileri emir verdi.
"Darbe düşünen komutanlara sesleniyorum. Sizin düşüncelerinizden dolayı içeride yatan bu kadar insanın, eşlerinin, çocuklarının ve ailelerinin çektiği ızdırabı gördüğünüz zaman vicdanınız rahat mı? Yataklarınızda rahat uyuyor musunuz?" (BT)