Tarih Vakfı'nın çağrısıyla bir araya gelen mimar, şehir plancısı, tarihçiler neden Topçu Kışlası'na karşı olduklarını anlattı.
Konuşmacılardan bazıları skype bağlantısı ile toplantıya katılırken, bazıları bildiri yolladı.
Kışla'da kent müzesi fikrine de karşılar
İlk olarak Tarih Vakfı konuyla ilgili görüşlerini paylaştı:
"Tarih Vakfı, kent hakkı ve kentli belleğini hiçe sayan "replika fiziki mekân" üretimine, yani Topçu Kışlası'nın yeniden inşasına ya da yeniden inşa edilirmiş gibi yapılmasına karşı olduğu gibi, bu projeyi daha sevimli göstereceği düşünülerek ortaya atılan 'İstanbul Kent Müzesi' biçimindeki işlev önerisine de tamamen karşı.
"Hükümet ve devlet, kentlere dair karar alma mekanizmalarını gecikmeksizin şeffaflaştırmalı ve katılımcı bir yönetim anlayışına yol açmalı. Tarihin, ideolojik bir mücadele aygıtı olarak kötüye kullanılmasından vazgeçilmeli."
Kışla'nın üç farklı tahayyülü
Ahmet Ersoy (Tarihçi): Topçu Kışlası'nın üç farklı tahayyülü var. Birincisi yerinde dururken İslam coğrafyasının lideri olarak göstermeye çalışılan Batıyla eş değer ama Doğulu ve yerel. İkincisi ihya edilerek Osmanlı referansıyla emperyal gücü göstermek. Şimdi ise Gezi Parkı'nda öncülü olmayan sivil bir inisiyatif tahayyülü yaratıldı; çoğulcu, spontane, yaratıcı, empati kuran.
Tarihin üç farklı kötü kullanımı
İlhan Tekeli (Planlama Uzmanı, skype bağlantısı): Tarihin siyasete kötü kullanımı üç farklı şekilde oluyor: Birincisi, siyasi iktidar siyasi propagandası için tarih anlatısını çarpıtıyor. İkincisi sahte koruma anlayışıyla siyasal hedefler gerçekleştirilmek isteniyor, üçüncüsü siyasi otoritenin kararıyla geçmişe referans veren binalar yapılıyor, bu mimarların yaratıcı kapasitesine saygısızlıktır. İktidarın boş zamanlarında kent planlaması yapması çok tuhaf, buna verilen tepkiyi memnunlukla karşılıyorum.
Emek sinemasından esinlenmiş öneri
Cemal Kafadar (Tarihçi, bildiri): Halkın bir kamu hazinesi olarak sayılması gerekirken talan edilen tarih ve tabiat değerlerine korumak adına verdiği sivil ve barışçıl mücadeleyi haklı ve sevimli buluyor, destekliyorum. Emek sinemasından esinlenmiş bir çözüm önerim var. Kışla’yı AKM’nin tepesine yapalım parkı büyütelim.
Uğur Tanyeli (Mimar): Dünyada ilk kez mimarlık aracılığıyla bir toplum itiraz etti. Kışla'nın inşa edilmesi tartışma götürmeyecek kadar saçma bir fikir. İslami kesimin kabul etmediği oryantalizmi bu oryantalist Kışla ile yaratması da ideolojik bir çelişkidir. Bu durumu ancak mekan aracılığıyla dayatma olarak açıklayabiliriz.
Kent planlamasında katılım süreci şart
İclal Dinçer (Şehir Plancısı): AKP'nin 2011 seçim propagandası kentsel dönşüm üzerineydi. Şehir planlarında yapılan tahrifatlar, afet yasası toplumsal itirazları yükseltti. Şu anki sınıf ve ideoloji dışı hareket bu itirazların sonucu oluştu. Artık kent planlamasında anlayış değişikliğine gidilerek katılım süreci işletilmeli.
Günkut Akın (Mimarlık Tarihçisi): Taksim Projesi, bütüncül bir erken cumhuriyet modernitesinin ürünüdür. AKP'nin bütüncül projesi de bu imgeyi ortadan kaldırmaya yönelik ideolojik bir adımdır. Bunun adımlarını yavaş yavaş, parkı 10 yıldır atıl halde bırakarak attılar.
Kışla'nın yeri bile belli değil
Doğan Kuban (Mimarlık Tarihçisi, skype bağlantısı): İstanbul'un yüzde biri bile yeşil alan değilken, yıllardır 70 yıllık ağaçları keserek ağaç barbarlığı yapılıyor. En çirkin Kışlayı İstanbul'a yeniden inşa ederek asker imajını yeniden yaratmanın ne anlamı var. Bu Kışla'nın ne yeri belli, ne planı var.
Cevat Endeş (Tarihi Çevre Koruma Uzmanı): Restorasyon adı altında yüzde 80'i ekonomik, yüzde 20'si ideolojik birçok binanın yenilemesi yapılıyor. Topçu Kışlası'nın yeniden inşası da ideolojik amaçlıdır. Eskiden ahşaptı, sonra yeniden inşa edildi, ilk milli futbol maçı yapıldı. Şimdi hangi tarihsel sürecini yeniden inşa edeceğiz.
Toplantı, tarihçi Ferdan Ergut (skype), şehir plancısı Murat Güvenç, müzeci Tomur Atagök'ün (bildiri) konuşmasıyla sona erdi. Grup hep birlikte Gezi Parkı'na giderek Tarih Vakfı basın açıklamasını orada da okudu. (NV)