Eski hükümlü ve yeminli Kürtçe tercüman Mehdi Tanrıkulu, Adalet Bakanlığı'nın tutuklu ve hükümlü ziyaretlerinde Kürtçe konuşulmasını kolaylaştırmak için başlattığı girişimi "çok gecikmiş" de bulsa destekliyor.
"Gönül ister ki, bu düzenleme TRT Şeş'in Kürtçe yayına geçmesi gibi seçim malzemesi haline getirilmesin."
"Resmi dil olsun, yasaklar için özür dilensin"
12 Eylül döneminde Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde Kürtçe konuştuğu için ağır saldırılara uğradığını, 1987 yılında Eskişehir Cezaevi'nde de "konuşma yasağı"yla karşılaştığını ifade eden Tanrıkulu, üçüncü kez tutuklanarak gönderildiği Kandıra F Tipi Cezaevi'nde herhangi bir Kürtçe konuşma yasağıyla karşılaşmadığını söyledi.
Çocukluğundan beri dil yasağıyla sıkça karşılaştığını bianet'e söyleyen Tevn Yayınları sahibi ve Demorkatik Toplum Partisi (DTP) Fatih İlçe Başkanı Tanrıkulu, "Türkiye'de baskı ve inkarla bir yere varılmadığı anlaşıldı. Kürtçe yasağı ucube bir yasaktı. Hiçbir halkın dilini yasaklanmamalı. Kürtçe Türkiye'nin ikinci resmi dili olarak kabul edilmedikçe bu haklar geri alınabilir. Yasal zemini mutlaka oluşturulmalı ve Kürtlerden bu yasaklar için özür dilenmeli" diye konuştu.
Diyarbakır'da dayak, Eskişehir'de yasak
Tanrıkulu, 12 Eylül döneminde 15 yaşındayken "PKK üyeliği" suçlamasıyla tutuklu kaldığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde kendisini görebilmek için Türkçe bir-iki kelime öğrenen ve ziyarette "oğlim nasıldır?" diyen annesine, "irade dışı gülümsediği" için komaya girene kadar dövüldüğünü anlattı.
Diyarbakır Cezaevinin görüşmeye ayrılan yerlerde "Türkçe konuş, çok konuş" pankartları asıldığını ancak Türkçe'nin de çok fazla konuşulmasına izin verilmediğini kaydeden Tanrıkulu, bu yasağın 1987 yılında da o dönem ağır tutukluluk şartlarıyla gündeme gelen Eskişehir Cezaevinde sürdüğünü ifade etti:
"Kürtçe yasaktı. Telefonda Kürtçe konuşulduğunda telefonu kesiyorlardı ve disiplin cezası veriyorlardı. Üç tane disiplin cezası da infaz indirimini ortadan kaldırıyordu. İdare kesinlikle hoşgörü göstermiyordu, biz de ceza alamamak için kendimizi kısıtlıyorduk."
"Kandıra Cezaevi'nde dil yasağı yaşamadım"
Üç ay önce Taksim Meydanı'nda bir protesto eylemine katıldığı için 2911 Sayılı Yasa uyarınca "örgüt propagandası" iddiasıyla tutuklandığını hatırlatan Tanrıkulu, yılbaşına kadar kaldığı Kandıra 1 Nolu Cezaevi'nde açık ve kapalı görüşlerde veya telefonda böyle bir dil kısıtlaması yaşamadığını kaydetti:
Görüşlerde Kürtçe serbest olacak
Radikal gazetesine göre, Bakanlık Kanunlar Genel Müdürlüğü, Ceza İnfaz Kurumları Tüzüğü'nün 88. maddenin "p" bendinde değişiklik yaparak, tutuklu ve hükümlülerin yakınları ile Kürtçe telefon görüşmesi yapabilmesinin önünü açmaya hazırlanıyor.
Değişikliğe göre, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla Kürtçe görüşme yapabilmesi için Türkçe bilmediklerini beyan etmesi yeterli görünecek. Telefon görüşmeleri kayda alınacak. (EÖ)