Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığını ve yeni yönetimin oluşumunu değerlendiren Ege Üniversitesi öğretim üyesi, Doç. Dr. Tanju Tosun, partiden kısa vadede bir çizgi değişikliği beklememek gerektiğini söyledi.
bianet'in görüştüğü, CHP'nin hafta sonu düzenlediği kurultayı izleyen Tosun, yeni yönetimin başkanlıkta Kılıçdaroğlu olsa da, yönetimde Genel Sekreter Önder Sav çizgisinin egemenliği olduğunu gösterdiğini dile getirdi.
Tosun'un bazı saptama ve değerlendirmeleri şöyle.
Kontrol Sav'da: Örgütsel yapı, Sav'a emanet edildiği şekliyle sürüyor. Demek ki, Baykal, teşkilata sahip olmak konusunda çok da etkili değilmiş. Bu durum İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in de o kadar güçlü olmadığını gösterdi. Sav, partinin egemen ideolojisi olan Kemalizmi hem üreten hem yaşatan bir aktör. Tekin'inkiyse daha çok toplumun yoksullarıyla bağlantı kurmaya çalışan bir çizgi.
Kısa vadede çizgi değişikliği görünmüyor: Kılıçdaroğlu, toplumun özlediği bir aktör olarak sunuldu. Ama şu anda partinin çizgisinde bir değişiklik görünmüyor. Kılıçdaroğlu'nun demokratikleşme, Kürt sorununa bakışını sadece ekonomiye indirgemeyeceğini öngörüyorum. Bir vizyon değişikliği için harekete geçeceğini düşünüyorum. Ama Önder Sav çizgisi ne kadar olumlu bakacak, asıl bu önemli.
Kılıçdaroğlu başkan olarak sınırları belirli bir alanda mı politika yapacak yoksa o dar alanı genişletebilecek mi? Şu anda kontrolü eline alamazsa süreç içinde sıkıntı doğabilir.
Konuşma aceleye geldi: Kılıçdaroğlu'nun kurultayda konuşması daha çok beklentileri AKP tarafından karşılanmamış yoksul kesimleri kazanmaya yönelikti. CHP'nin geleneksel ideolojik kimliğini referans almamış olması da bir başlangıç olarak düşünülebilir. Ama bunun dışında, asker- sivil ilişkileri, demokratikleşme, insan hakları, Kürt sorunu, anayasal vatandaşlık, uluslararası ilişkiler gibi konularda somut sözler yoktu. Büyük değişim iddiasıyla yola çıkan bir başkan adayı, daha somut bir dil kullanabilirdi. Bunun altında klasik CHP'lileri ürkütmemek gibi bir kaygısı da olabilir.
Sanıyorum, çık kısa sürede gerçekleşen beklenmedik adaylık nedeniyle de bu konuşmaya yeterince hazırlık yapılamamış. Kılıçdaroğlu'nun böyle bir senaryonun yakın gelecekte hayata geçebileceğini düşünmediğini gösteriyor.
Ama politik toplumsallaşmasını kazandığı sosyolojiyi yok sayamaz, inkar edemez. Bu sadece yoksulluk değil, Kürt ve Alevi kimliği.
Neo-Kemalistler yönetimde: Parti Meclisi'ne yeni giren adlar arasında, neo-Kemalist (yeni Kemalist) diyebileceklerimiz var. Bu daha çok "yönetime dahil ettiğimiz yeni adlarla da değişiyoruz" mesajı vermek içinmiş gibi görünüyor. Hukukçu, sosyolog, gazeteci gibi kişilerden oluşan bu adlardan belli bir yarar beklendiği de anlaşılıyor: Anayasa referandumu ve seçimlere giden süreçte zaten medyada veya medya önünde olan bu adlardan toplumla daha iyi iletişim kurulması bekleniyor olabilir. (TK)