Uzun süredir sendikaların karşı çıktığı yaklaşık 11 milyon çalışanı ilgilendiren Kıdem Tazminatını fona devreden yasa taslağının detayları ortaya çıkmaya başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taslakla ilgili detayların basına yansıması ve tepki çekmesi üzerine "Çalışmalar üniversitelerle birlikte yapılıyor, henüz teknik düzeyde ve taraflara sunulmadı" dedi.
Türk- İŞ ve DİSK, kıdem tazminatının yok edilmesinin grev nedeni olabileceğini açıkladı.
"İşverenin maliyetini düşürmek için hazırlanmış"
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü'nden Doç. Dr. Aziz Çelik, ekonomi bürokrasisi tarafından işverenin maliyetini düşürmeye yönelik hazırlanan taslakla kıdem tazminatının adeta "özelleştirilerek" çalışanların hak kaybına uğradığını söyledi.
"İşçinin eline geçecek para yarı yarıya azalacak, ayrıca işten çıkarmalar kolaylaşarak güvenceli çalışma ortadan kalkacak."
Taslakta neler var?
Peki, sendikalarla "paylaşılmayan" ancak basında daha çok "kıdem tazimatıyla ev alınacak" şeklinde yansıtılan Kıdem Tazminatının Bireysel Fona Devredilmesi adını taşıyan taslak ana hatlarıyla neler getiriyor?
* İşveren kıdem tazminatını Emeklilik Gözetim Merkezi'ne aktaracak. Burada biriken primler, Emeklilik şirketlerinde fonlarla değerlendirilecek. Şirketi işveren, yatırım fonunun cinsini işçi belirleyecek. Kıdem tazminatı ödenirken gelir vergisi kesintisi yapılacak.
* Mevcut durumda işçiye, her yıl için bir brüt maaş ödeniyor. Bu da aylık 8,3'e denk geliyor; yeni düzenlemeyle bu rakam yarı yarıya yani yüzde 4'e düşecek.
* Yeni düzenlemede işten çıkartılma durumunda işçi kıdem tazminatı alamayacak; eskiden alıyordu.
* İşçi, 15 yılın sonunda kıdem tazminatının sadece yarısını alabilecek. Ev almak isterse süre sınırı ortadan kalkıyor ancak yine yarısını alabilecek. Paranın tamamını ise emeklilik ve malulen emeklilik durumunda alabilecek. Ölüm durumunda biriken para mirasçılara kalacak. Çalışan herhangi bir iş bulamazsa, çalıştığı dönemdeki tazminatın tamamını işten çıkartıldığı tarihten 5 yıl sonra alabilecek.
* İşveren, İşsizlik Sigortası Fonu için mevcut düzenlemede yüzde 2 prim ödüyor. Bu primin yüzde 1,5'i kıdem tazminatı fonuna geri kalanı işsizlik fonuna bırakılacak.
* Fonda toplanan paralar, sayıştay, mali müşavir ve fonun yönetiminde yer alacak işçi ve işveren temsilcileri tarafından kontrol edilecek.
"Tazminat yarı yarıya düşecek"
Aziz Çelik, taslağın kimseye danışılmadan hazırlandığını söylüyor.
* Taslak, sendikalarla mutabakata varılmadan güzel bir halkla ilişkiler taktiği ile 'ev alınabilecek' denerek kamuoyuna sızdırıldı. Bu yöntemsel bir sorundur.
* Daha önce konuşulan fon sisteminde "tüzel bir kişilik"ten bahsediliyordu. Şimdi ise daha da kötü bir durum var; kıdem tazminatı bireysel emeklilik sistemindeki gibi özel şirketlere aktarılıyor. Taslak, ekonomi parametlerine göre ekonomik bürokrasisi tarafından hazırlanmış; yani kıdem tazminatı özelleştirildi desek yeridir.
* En ciddi sorun, herkesin tazminat hesabı ayrı olacak deniyor; yani kıdem tazminatı ile işverenin ilişkisi kesiliyor. İşten çıkarmayı kolaylaştıran bu sistem iş güvencesini daha da zayıflatacak.
* Mevcut sistemde işçinin ücretinin yüzde 8.3'ü olan kıdem tazminatı yüzde 4'e düşürülüyor. Bu para fonlarda değerlense dahi iki katına çıkarak aynı seviyeye gelmesi imkansız. Çalışanın eline geçecek para fiili olarak yarı yarıya düşecek.
* İşverenin İşsizlik Fonu'na aktardığı yüzde 2 prim kesintinin yüzde 1,5'ini kıdem tazminatı fonuna aktarılması hem işverenin maliyetini daha da düşürecek hem de işsizlik fonunun gelirlerini azaltacak. Yani işveren aslında şimdiki gibi kıdem tazminatı için yüzde 8 yerine yüzde 2,5 ödeyecek; başta söylediğimiz gibi bu düzenleme tamamen işverenin maliyetini düşürmeye yönelik.
"Mevcut sistemde düzeltmeler yapılabilirdi"
Peki, yeni düzenlemede işçilerin lehine hiç mi iyi bir düzenleme yok?
Çelik, kıdem tazminatı ile ilgili sorunların mevcut sistem içinde yapılacak değişiklerle çözülebilecekken böyle bir sistem değişikliğinin kesinlikle çalışanların lehine olmayacağını söyledi.
"Kıdem tazminatının yatırılmasında sorunlar var deniyor; evet sigortasını, vergisini yatırmak istemeyen işveren tazminatı da yatırmak istemiyor. Ancak burada sorumlu bunu denetleyemeyen devlettir.
"Yıllardır bunu denetleyemeyen devlet şimdi tazminatı özel şirketlere aktarınca mı denetleyebilecek? Kaldı ki, sendikaların olmadığı ve küçük ölçekli işletmelerde yine işveren, denetim olmadığı için bunu ödemekten kaçınacak." (NV)