Lefkoşa doğası gereği hüzünlü bir kent... Bir kahvede otururken, yanınızdaki dikenli tellerle çevrilmiş duvarın öte yanında yürüyenlerin başka bir ülkede yürüdüklerini bilmek tuhafınıza gidiyor.
Bellidir ya sınır denen şey normalde, hani ya bir tepe vardır arada, ya bir çay ya da uçsuz bucaksız topraklar. Lefkoşa'da sınır kenti bölüyor, sınırı geçseniz de Nicosia'dasınız, yani Lefkoşa'dasınız aslında...
Bölünmüşlüğü sona erdirmek
Lefkoşa/Nicosia'da birkaç aydır sokaklarda şaşkın bakışlara aldırmadan dolaşan yabancılar var. Hepsi güncel sanatlar üzerine çalışan bu 18 katılımcının Bazıları Kıbrıs'a benzer ülkelerden gelmiş, İsrail ya da Balkanlar, bölünmüşlüğe dair fikirleri var, fikirlerinin karşılıklarını ortasından dikenli tel geçen bir kentte bulmaya çalışıyorlar.
Rana Zincir 29 yaşında, Kıbrıslı genç bir kadın. Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmuş, büyümüş, Kıbrıs'ta hiç yaşamamış. Ama hep adasından haberdar olmuş, bölünmüşlüğü sona erdirmek için kafa yormuş. Sonunda en doğru yolu bulmuş, sanat...
Önce iki tarafı da mekan olarak kullanabilecek bir sergi açmanın mümkün olup olmadığını arkadaşlarıyla, İstanbul'da If Bağımsız Film Festivali'ni kotaran Kolektif Productions ile Serra Ciliv, Pelin Turgut, Göknur Gündoğan ve Evrim Tüfekçioğlu ile konuşmuş.
BM Güvencesinde Yeşil Hat'ta
Ardından fon bulmak için çalışmaya başlamış. Akıllarında Lefkoşa/Nicosia'yı iki taraflı da kullanmak olduğu için Birleşmiş Milletler'in (BM) de kapısını çalmışlar, Birleşmiş Milletler güvencesindeki Yeşil Hat'ı da sergi mekanı yapmak için...
Sorunlu bölgelerde hep olduğu gibi önlerine pek çok engel çıkmış, birbirlerinin meşruiyetini tanımayan iki ülkede paralel iş yapmanın zorluğu malum.
Ama ilginç bir şekilde pek çok zorlukla karşılaşmış olmalarına rağmen her şey bir şekilde yolunda gitmiş ve birbirini tanımayan aynı kente ait iki belediyenin ayak diremeleri dışında ortaya harika bir iş çıkmış.
Birleşmiş Milletler ilk kez yeşil hattın böyle bir etkinlik için kullanılmasına izin vermiş, Yunanistan'dan Katerina Gregos ve Türkiye'den Erden Kosova serginin iki küratörü olarak sanatçılarının gayet riskli bir bölgede hiç sakınmadan gayet politik işler yapmalarına izin vermişler.
Serginin adı da duruma gayet uygun, Leaps of Faith/ İnanç Sıçramaları...
Meksika'dan İskandinavya'ya
Sonuçta ortaya İsrail, Balkanlar gibi bölünmüşlüğü çok iyi bilen ülkelerden, İskandinavya gibi politik espri yeteneği gelişmiş yerlerden, Meksika gibi coğrafi olarak çok uzak da olsa, politik olarak buralara çok yakın olan topraklardan şahane işler çıkmış.
Serginin iki küratörü sanatçılardan Nicosia/Lefkoşa kenti ve Yeşil Hat için yeni işler istemişler, hal böyle olunca yaklaşık 2 yıldır hazırlanan sergi için sanatçılar öncesinden de defalarca Kıbrıs'a gelmişler, neler yapabileceklerini görmek ve kenti bilebilmek için.
Sonuçta bölünmüşlüğün ve savaşın gereksizliğini anlatan pek çok iş çıkmış ortaya. Şimdilerde Lefkoşa sokaklarında dolaşırken Romanyalı sanatçı Dan Perjovski' nin duvarlara tebeşirle çizdiği savaş ve bölünmüşlük karşıtı, aynı zaman da küreselleşmenin her yere nasıl nüfus ettiğini gösteren küçük karikatürlerini görmeniz mümkün.
Statükodan
Perjovski'nin işleri aynı zamanda Cyprus Mail, Yeni Düzen ve Politis gazetelerinde de her gün yayınlanıyor. Hollandalı Mark Bijl ise Yeşil Hattı kendine konser mekanı olarak seçmiş.
İşini, daha doğrusu hoparlörlerini Yeşil Hat'tın tam ortasına koymuş, her gün binlerce işçinin, turistin ve Kıbrıslının geçtiği sınır bölgesine ismi de, şarkısı da manalı bir işi yerleştirmiş; Status Quo'dan "In the army now!" (Şimdi orduda)
İsrail'den gelen ve dolayısıyla bölünmüşlük halini kendi yaşamından bilen Sigalit Landau 30 yıldır girilmeyen ve şimdilerde BM kontrolünde olan eski Uluslararası Larnaka Havaalanından özel izinle topladığı dikenli telleri her dönemin, her halkın afyonu futbolla birleştirmiş.
Ledra Palas'a çok yakın bir futbol sahasına yerleştirdiği dikenli tellerden oluşan bir kaleye patlak topları koymuş...
18 sanatçıyla sınırlı tutulan sergiye talep çok daha fazla olunca, Leaps of Faith'e paralel kentin iki tarafında da 30 farklı etkinlik planlanmış.
Bunların için enstalasyonlar da var, performanslar da... Velhasıl, yolunuz düşerse bu aralar Kıbrıs'a, Nicosia/ Lefkoşa'nın dört bir yanı sanat dolu...
Katılımcılar
Artlab (Büyük Britanya), Katerına Attalides (Kıbrıs), Marc Bijl (Hollanda), Call#192 (Kıbrıs), Hussein Chalayan (Kıbrıs), Phil Collins (Büyük Britanya), Minerva Cuevas (Meksika), Kendell Geers (Güney Afrika), Sejla Kamerıc (Bosna), Serap Kanay (Kıbrıs), Sıgalıt Landau (İsrail), Panayotis Michael (Kıbrıs), Dan Perjovschi (Romanya), Susan Philipsz (Büyük Britanya), Platforma 9,81 (Hırvatistan), Mark Roberts & Minna Rainio (Finlandiya), Akram Zaatari (Lübnan).
Proje yürütücüsü: Rana Zincir
Küratörler: Katerina Gregos/ Erden Kosova (ÇM/BA)