Yine bugün, bir grup kadın kuruluşu, İHD İstanbul Şubesi'nin eski başkanı Eren Keskin'le ilgili, Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinde bir ilan yayınladı.
İlanda imzası olan kadın kuruluşları, Keskin'i "şiddetle protesto ettiklerini" söylüyor, gerekçe olarak da Keskin'in "yurt içinde ve yurt dışında katıldığı her toplantıda PKK'nin yaydığı gerçek dışı karalamaları dile getirdiğini", "barış ortamını bozmak ve Türk Silahlı Kuvvetlerine duyulan saygıyı azaltmak için olağanüstü çaba gösterdiğini" ifade ediyor.
Aralarında İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu'nun CHP ve DYP İl Kadın Kolları, Emekli Subay Eşleri Derneği'nin da bulunduğu kuruluşlar Keskin'e destek kampanyalarını da kınıyor.
Tehdit mektubunu ve Keskin'e yönelik ilan metnini, İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş'la konuştuk.
Alataş: Saldırılar gerginliğin artmasını amaçlıyor
Alataş, daha önce İHD'nin birçok şubesine ve genel merkezine yönelik saldırı ve tehditlerle ilgili savcılıklara yapılan başvurulardan hiçbirinden sonuç alınamadığına dikkat çekti.
"Yaşananlar, Türkiye'deki insan hakları mücadelesine yönelik genel baskıcı tavrın bir sonucu. Bu tür baskılara, saldırılara karşı yargı, hükümet ve polis üzerilerine düşeni yapmayınca, sorumlular yakalanıp yargı önüne çıkarılmayınca daha da cesaretleniyorlar."
Alataş, saldırı ve tehditlerin iki amacının olduğunu söyledi.
"İlk amaç, genel olarak gerginliğin artması. Bir de, özel olarak İHD sindirilmek isteniyor. Çünkü, gerginlik ortamında, her türlü yasadışı davranış, eylem ortaya çıkabiliyor.
"İnsan hakları savunucuları, gerginliğin artmaması için duyarlı; bunun için çalışıyorlar. Nefret duygusu ve düşmanlık ortamına karşı her seferinde sağduyu çağrısı yapıyor, hukukun üstünlüğünü savunuyorlar.
"Bu da toplumun kışkırtılmasından, ortamın gerilmesinden sonuç elde etmeye çalışan çevreleri rahatsız ediyor. Üstelik bu çevrelerin kamu görevlilerinden, kamu kuruluşlarının içinden destek de gördüğü biliniyor."
"Devlet üzerine düşeni yapmayınca, saldırıların zemini hazırlanmış oluyor"
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi'ni anımsatan Alataş, "Bu bildirge devlete özel görevler yükler. Ama Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir zaman, insan hakları kuruluşlarının faaliyetlerini meşru gösteren bir tavır içinde olmadı" dedi.
"İnsan hakları savunucuları, ne olursa olsun, susturulması gereken kişiler olarak yansıtıldı. İşte bu, saldırıların zeminini hazırlıyor."
"Doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye kararlıyız"
Bu yıl İHD'nin 20. yılını kutlayacağını anımsatan Alataş, "20 yıl boyunca çok daha ağır baskılarla karşılaştık" dedi.
"Arkadaşlarımız öldürüldü, cezaevlerine kondu, hâlâ birçoğu ceza tehdidi altında. Ama bunlar İHD'nin mücadelesini hiç engellemedi.
"Doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye, demokrasiyi, özgürlükleri, insan hakların savunmakta kararlıyız. Bu mücadele, bedel ödenmeden olmuyor. Bunu zaten biliyoruz."
Keskin'e destek verenlere de kınama
Alataş, Eren Keskin'le ilgili gazetelere verilen ilan için de "Bugünkü tehdit mektubu gibi saldırılarda bu tür girişimlerin de payı var" dedi.
İlanın altına imza atan kadın kuruluşları, Eren Keskin'e destek kampanyalarını da kınadı.
Keskin, 2003'te Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'na yapılmış başvurulardan elde edilen verileri kamuoyuyla paylaştığı için, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetine hakaret etmek" gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırılmış, ceza 6 bin YTL para cezasına çevrilmişti. Bunun üzerine Eren Keskin için destek kampanyaları başlamıştı.
Hürriyet ve Cuumhuriyet'te yayınlanan ilanlardaysa, bu kampanyalar için şu ifadeler kullanılıyor:
"Ayrıca, Avukat Eren Keskin'in ,Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftira ettiği için aldığı bir mahkumiyet kararını reddetmeye kalkışarak 'Kadın ve insan hakları mücadelesine destek verin!' ve 'Kadın ve insan hakları için 1 YTL de sen ver!' çağrıları altında sözde masum bir imza ve para toplama kampanyasına dönüştüren kuruluş ve kişileri de şiddetle kınıyoruz.
"Kadın kuruluşlarımızın bu kampanya ile hiçbir ilgisi bulunmadığını kamuoyuna saygı ile duyururuz."
Alataş: Birini hain olarak yansıtırsanız, hainleri cezalandıracaklar da ortaya çıkar
Alataş, herkesin ifade özgürlüğünü savunduklarını, ağır, incitici, haksız eleştirileri de bu kapsamda değerlendirdiklerini belirttikten sonra "Ama" diyerek devam etti.
"Bu ilan bir yöneticimizi hedef gösteriyor. Yasadışı ve silahlı bir örgütle bağ kuruyor. Önce haksız bir suçlama var; ardından da bu haksız suçlama yoluyla hedef gösterme."
"Birini hain olarak yansıtırsanız, birileri de hainleri cezalandırmak için ortaya çıkar" diyen Alataş, ilana imza atan kuruluşların hem kadın kuruluşu hem de sivil örgüt olmasına dikkat çekti.
"Ama açıkladıkları görüşler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) imtiyazlı ve eleştirilemez olduğunu, hukukun üstünlüğü prensibinin TSK için işlemeyeceğini söylüyor. Militarist bir anlayışa ve sisteme destek veriyor. Bu kabul edilemez.
"Sivil toplum örgütleri önce sivil olmalı; kadın kuruluşları kadın haklarını önde tutmalı. 'Her Türk asker doğar' anlayışındaki eylemler, açıklamalar, demokrasiye hizmet etmez."
Gazetede kınama, İnternet'te "istenmeyen kişi" ilanı
Bu arada, gazetede yer alan ilan metninin daha uzun bir versiyonu, İnternet'te e-posta olarak dolaşıyor. Bu metindeyse, Keskin'e destek kampanyalarının aslında "PKK'ye destek kampanyası" olduğu ve "Eren Keskin'i istenmeyen kişi ilan ediyoruz" ifadeleri yer alıyor.
İlana imza atan kuruluşlar şöyle:
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, Kadın Araştırmaları Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı, Türk Kadınlar Birliği İstanbul,Kadıköy, Adalar şubeleri, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Boğaziçi Soroptimist Kulübü, Kadın Haklarını Koruma Derneği, Türk Kadınlar Konseyi Derneği, İstanbul Kız Lisesi Eğitim Vakfı (İKLEV), Fatih Kız Liseliler Derneği, Notre Dame de Sion Mezunlar Derneği, Emekli Subay Eşleri Derneği, CHP İl Kadın Kolları, DYP İl Kadın Kolları, Ada Dostları Derneği, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği, Türk Anneler Derneği