"İlköğretim 1. sınıfta okuyan bir erkek öğrencim Kurban Bayramı tatil dönüşü sınıftaki erkek arkadaşlarından birinin boynunu cetvelle kurban keser gibi kesmeye kalkışmış, çocuğun boynunda kırmızı bir çizgi olmuştu."
Bir ilkokul öğretmeni Kurban Bayramı ertesinde öğrencilerinden birinde gözlemlediği davranış değişikliğini "Kurban ve Çocuk Araştırması" için yazdı.
"Çocuklar kesime şahit olmasın"
Çocuk hakları alanında çalışan bağımsız araştırmacılar, psikolog Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, Can Gezgör ve Okan Karka; araştırmalarında çocukların kesinlikle hazır olmadıkları bu görüntülerle karşılaşmamaları gerektiğini vurguluyor.
İlkokul öğretmeninin öyküsü şöyle sürüyor:
"Çocuğa, neden yaptığını sorduğumda kurban kesme oyunu oynadığını söylemişti. 1990’lı yıllardı sanırım. Öğrencimin boynunu görünce dehşete kapılmıştım."
Çocuklara dair öyküler
"İlkokula henüz başlamamıştım. Dedemlerin yazlığında bana çok sevimli siyah bir kuzu hediye ettiler (daha doğrusu ben öyle sanıyordum). Onu her gün besliyordum, seviyordum.
Sonra beklenen gün geldi ve kuzu kesildi. Hatta ben kesimi izledim. Derisini yüzüyorlardı hayvanın. Anlam verememiştim bir türlü. Şu an 29 yaşındayım ve hala o kuzuyu neden kestiklerini sorar dururum aileme."
"Aile bilinçli olmadığından durumun üzerine gitmedi"
"Kuzenimin babası temizlik hastasıdır ve her bayramda hayvanın pisliklerinden bahseder durur. Kuzenim şu an 10 yaşında. Yaklaşık 4-5 sene evvel bir kurban bayramında hayvan kesimini izlemiş olsa gerek, o zamandan bu yana kesinlikle herhangi bir hayvan ürünü yemiyor.
Midesinin bulandığını söylüyor. Kırmızı etten tutun, tavuk, salam, sosis, hatta bazan yumurta bile... Ailesi öyle çok bilinçli olmadığından, pek üzerine gidilmedi bu durumun."
"Oyun hamurundan koç yapıp kurban eden çocuk"
"Bir anaokulunda psikoloğum. Geçen yıl çalıştığım kurumda bayram sonrası bir öğrencimde davranış değişiklikleri gördüm.
Bayramdan sonra okula geldiği ilk gün sınıfta oyun hamurlarıyla oynarken hamurdan bir koç yapmıştı ve değişik sesler çıkararak koçun boğazını parmağını bıçak gibi tutarak kesmiş, kestikten sonra arkadaşlarına “öldürdüm onu, kanları nasıl da aktı” demişti.
Bu sadece oyun hamurlarıyla oynarken olan bir şey değildi. Sonrasında da o gün içindeki tüm faaliyetlerde bunu yansıttı. Yaptığı resimlerde, grup içi oyunlarda onun oyunun temelini kesilecek bir hayvan ve onu kesen bir insan oluşturdu.
Aslında öncesinde aileleri uyarmama rağmen o öğrencim buna tanık olmuştu ve akan kan alnına bile sürülmüştü. Sonrasında bu durumu nasıl toparlayacağımı bilemesem de elimden geleni yapmaya çalıştım. Çok zorlandım çünkü karşımdaki çocuğa hayvanların neden kurban edildiğini anlatamıyordum."
"Bayram geldiğinde hâlâ alışkanlıkları farklılaşıyor"
"Kız kardeşim 6-7 yaşlarındayken İzmit sokaklarında gördüğü manzara dolayısıyla hala Kurban Bayramında kesilen etlerden bir lokma bile yemiyor (şu an 18 yaşında). Ama bayram dışında et yemekle ilgili hiçbir sorunu yok." (GG/TK)