Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin AKP'li üyeleri üçüncü boğaz köprüsüne projeyi görmeden ve güzergahı bilmeden "evet" dediler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kararı veto etti ve kararın belediye meclisi tarafından onaylanmasından habersiz olduğunu söyledi.
Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve İnsan Yerleşimleri Derneği'nden Korhan Gümüş, üçüncü köprünün sürekli olarak neden gündemde tutulduğunu, üçüncü bir köprünün çözüm olup olamayacağını, kentin tamamını etkileyecek kararların nasıl alınması gerektiğini bianet'e değerlendirdiler.
Yapıcı, üçüncü köprünün gündemde tutulmasında, Uluslararası sermayenin Avrupa'yla Asya arasında transit yük taşımacılığında İstanbul'un koridor kent olması yönündeki planının etkili olduğu görüşünde.
Yapıcı,ayrıca İstanbul'un doğu-batı istikametinde büyümesi öngörülen bir kent olmasına karşın varsılların öncülüğünde kuzeye yaşanan akının da üçüncü köprü için baskı oluşturduğunu düşünüyor.
Korhan Gümüş, üçüncü köprüyü sürekli gündeme taşımak isteyen, aralarında çok sayıda siyasetçinin de olduğu bir lobinin bulunduğunu söylüyor.
Kararların oldu bittiye getirilmesinin ve kamuoyundan gizlenmesinin arkasında sivil muhalefetten gelecek kararlı tepkiyi bertaraf etme amacı olduğunu belirten Gümüş'e göre, "Bu nedenle bu tür gizli kapaklı operasyonlarla iş yürütülmeye çalışılıyor."
Yapıcı: Köprü gündemde tutularak insanlar bu fikre alıştırılmak isteniyor
Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı, "Sorun bir köprü sorunu değil. İstanbul'un tahribatı söz konusu ve yapılanlar hukuk dışı" diyor.
Yapıcı, İstanbul Boğazı'na üçüncü köprü projesinin uzun yıllardır sıcak tutularak ve gündemden düşürülmeyerek insanların bu fikre alıştırılmak istendiğini söyledi.
Yapıcı, üçüncü köprünün gündemde tutulmasının başlıca nedenlerinden birinin de, uluslararası sermayenin Avrupa'yla Asya arasında transit yük taşımacılığında İstanbul'un koridor kent olması yönündeki planı olduğu görüşünde.
"Üçüncü köprü Karadeniz oto yolu yapılırken gündemdeydi. Karadeniz oto yolunu kullanan uluslararası sermaye transit yük taşıyıcılığında karşıya geçmek için bu köprüyü istiyor. Türkiye ekonomisi içinde bulunduğu durum itibariyle baskı altındadır ve ülkeyi yönetenler buna direnememektedir. Bir köprü yetmeyecektir, Çanakkale Boğazı ve İzmit körfezi köprüleri de ilerleyen günlerde gündeme gelecektir."
Kuzeye yaşanan akın baskı oluşturuyor
Yapıcı, İstanbul'un doğu-batı istikametinde büyümesi öngörülen bir kent olmasına karşın varsılların öncülüğünde kuzeye yaşanan akının da üçüncü köprü için baskı oluşturduğunu düşünüyor.
"Öngörülen büyümenin aksine maalesef varsılların kuzeye kaçak yerleşimi, kuzeye yapılan ve yapılması planlanan cazibe projeleri (Formula 1, Koç Üniversitesi gibi) bu bölgeye akın edilmesine neden oldu. Bunun trafik yükünü karşılamaktan sistem kendini sorumlu tutuyor. Buralarda yaşayanların kente entegrasyonu 3. köprü için bir baskı oluşturuyor."
"Yapılan köprüler insan değil, araç taşımaktadır" diyen Yapıcı, toplu taşımacılığı göz ardı eden kent içi ulaşımı gittikçe pahalı hale getiren yanlış politikaların sonucunda, insanlar için bıktırıcı bir hal alan trafik yoğunluğunun halkı ikna etmek için bahane olarak kullanıldığını belirtti.
"Boğazın köprüler çöplüğüne döneceğini başından beri söylüyoruz"
Köprülerin İstanbul ulaşımında çözüm olmayacağını ifade eden Yapıcı, "Mimarlar Odası olarak ilk köprü konuşulmaya başlandığından bu yana köprünün çözüm olmayacağını, bu anlayışın boğazı bir köprüler çöplüğüne dönüştüreceğini ifade ediyoruz. Köprü ve çevresindeki bağlantı yolları plansız bir şeklide kendi yaşam alanlarını üretiyor. İstanbul'un göç baskısı altında olduğu da düşünüldüğünde her şey kolaylaşmak yerine daha da zorlaşacaktır" dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlanan Ulaşım Master Planı'nda İstanbul'un kent içi ulaşımının toplu ve raylı taşımayla, deniz taşımasının entegrasyonuyla mümkün olabileceğinin yer aldığını hatırlatan Yapıcı, İstanbul'un sorunlarının doğru bir kent planlaması ve ulaşım politikasıyla çözülebileceğini söylüyor.
Yapıcı, bunların yapılması için de, saydam, meslek odalarının, üniversitelerin ve yerel yönetimlerin de içinde olduğu bir yapı oluşturulmasını istiyor.
Yapıcı, "Ürkünç olan, iş başında bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim döneminde kesinlikle boğazın yeni bir köprüyle geçilmesine karşıydılar" diyor.
Topbaş'ın vetosunun Arnavutköy-Vaniköy güzergahına olduğunu savunan Yapıcı, Başbakan Erdoğan ve Topbaş'ın daha kuzeyde bir köprü önerisine sıcak baktıklarını ileri sürdü.
İstanbul Belediye Meclisi'nin planlama hukukuna aykırı bir şekilde karar almasını eleştiren Yapıcı, "Belediye Başkanı'nın bile önüne geldiğinde gördüğü bu kadar stratejik bir karar nasıl ve kimler tarafından alınmıştır? Meclise sunulan tam olarak nedir? Bu karar hangi plan değiştirilerek alınmıştır?" gibi konuluların bir an önce kamuoyuna açıklanması gerektiğini ifade etti.
Gümüş: İstanbul'un kent reformuna ihtiyacı var
Belediye Meclisi'nin son aldığı kararın İstanbul'un kuzeyini yapılaşmaya açmaya yönelik bir adım olabileceğine dikkat çeken Korhan Gümüş, şöyle devam etti:
"Karar veto edildikten sonra 'bakın köprüyü kuzeye aldık' demelerinin çok daha kolay olacağını tahmin etmek zor değil. Ancak bu iş daha karmaşık. Ben iki yaklaşım arasında böyle gizli bir ittifak olmasından çok yeni köprünün iki köprünün arasına yapılması gerektiğini ısrarla savunan siyasi bir grup olduğunu düşünüyorum."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin kamuoyundan gizli bir şekilde üçüncü köprü projesine onay vermesini eleştiren Gümüş, "Bu bir tesadüf değil tipik bir olay. Belediye Meclisi'nin kararı İstanbul'un bugüne kadarki ulaşım kararlarının nasıl alınmış konusunda fikir veriyor. Kararlar bilgi paylaşımı olmadan alınıyor Sorun köprünün yapılıp yapılmamasından çok, kararının nasıl alındığına ilişkin. Asıl kriz de burada yatıyor" diyor.
"Kent kendi geleceğini demokratik şekilde planlamalı"
Sorunun temelinde ciddi bir planlama eksikliği yattığını belirten Gümüş, İstanbul'un kent reformuna ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor.
İstanbul metropoliten planının sadece otomobil odaklı olmasının, ulaşımı tek boyutlu hale getirdiğinin altını çizen Gümüş, çözümü köprüde kavşakta değil de bilgi de gören çok aktörlü alternatif ulaşım planlarına ihtiyacı olduğunu ifade etti.
İstanbul'un ihtiyaçlarının Ankara'da merkezi yönetim tarafından belirlenmesinin mümkün olamayacağını belirten Gümüş, "Kent kendi geleceğin kendisi demokratik bir şekilde planlamalı" diyor.
Topbaş: "Kuzeyde, arazileri tehdit etmeyen bir sistem oluşturmayı hedefliyoruz"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş 3. köprüyü Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın yapacağını ve Meclis'te büyük bir ihtimalle projelerin karıştırıldığını söyledi.
Topbaş, gazetecilerin, 14 Ekim'de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nce onaylanan 'İstanbul Boğazı Raylı Sistemli 3. Karayolu Geçişi'ne ilişkin sorularını şöyle yanıtladı:
"Meclisin aldığı kararı, 1/25.000 nazım planları çerçevesinde yeniden değerlendirmek üzere dün (pazartesi) iade ettim. Meclisin, 3. köprüyle ilgili Başbakan'ın geçmişte düşündüğü kuzeydeki yerle karıştırmış olabileceğini tahmin ediyorum. İki köprü arasında karayolu taşımacılığı yapacak bir 3. köprünün yapılmasını mimar olarak doğru bulmuyorum.
"Kentiçi köprüsü haline gelmiş iki boğaz köprüsünde, kentlerarası ve uluslararası taşımacılık ciddi problemler oluşturuyor. Özellikle Gebze'den itibaren daha kuzeyde İstanbul'u etkilemeyecek bir ulaşım aksı olması daha doğru bir düşüncedir.
"Daha kuzeyde, arazileri tehdit etmeyen ulaşım ana akslarına oturan bir sistemin oluşturulmasını hedefliyoruz. Birinci köprüye zamanında karşı çıkıldı, ama şimdi üçüncüsünü konuşuyoruz. Belki yarın beşincisini konuşacağız. İstanbul'un siluetini bozmayan, estetiği ve çevreye saygılı köprüler her zaman için yapılabilir." (KÖ)