Sanatçı Kazım Koyuncu, ölümün 19. yılında memleketi Artvin'in Hopa ilçesindeki mezarı başında anıldı.
Kanser nedeniyle 33 yaşında hayatını kaybeden müzisyen, söz yazarı, oyuncu ve aktivist Koyuncu için Yeşilköy köyündeki kabri başında tören düzenlendi.
Kazım Koyuncu: Şarkılarla Geçtin Aramızdan
Törene, Kazım Koyuncu'nun annesi Hüsniye, kardeşleri Oğuz, Orhan, Niyazi Koyuncu, ablası Canan Erdem ve diğer yakınlarının yanı sıra CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, Kemalpaşa Belediye Başkanı Erhan Yılmaz ve Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu katıldı.
Artvin ve çevre illerin yanı sıra Türkiye'nin farklı şehirlerinden gelenler, "Şair ceketli çocuk" olarak tanınan sanatçının mezarına karanfil bıraktı.
Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, törende Koyuncu'yu vefatının 19. yılında özlemle andıklarını söyledi.
"İyi ki şarkılarıyla aramızdan geçti"
Koyuncu'nun fikirleriyle müziğiyle yaşadığını ve yaşamaya devam edeceğini vurgulayan Cihan, şöyle dedi:
"Hopa'da Kazım Koyuncu Kültür Merkezi'nden Kazım Koyuncu Müzesi'ne kadar bazı alanlar yapmak istiyoruz. Gençlere, çocuklara bu alanlarda eğitim vermek, Kazım'ın düşüncesini anlatmak, şarkılarını söylemek istiyoruz. En kısa zamanda adımlar atacağız. Tekrar Kazım'ı sevgi ve özlemle anıyorum. İyi ki aramızdaydı. İyi ki şarkılarıyla aramızdan geçti."
Ailesiyle Eskişehir'den gelen Mehmet Ali Bozkaya, Kazım Koyuncu'nun çok güzel duygularla halk ezgileriyle yorumladığı Karadeniz müziğiyle zihinlerde yer ettiğini belirtti.
Koyuncu'yu öğrencilik yıllarında sahnede de dinleme fırsatı bulduğunu belirten Bozkaya, "Kendisi, yaşadığı çevreyi ve ülkesini güzelleştiren bir insandı. Bu yıl aramızdan ayrılışının 19. yılı. İlk defa mezarına geliyorum. Bugün için özel geldim. Çok duyguluyuz. Güzelliklerle sevgiyle özlemle kendisini yadediyoruz. Onu unutmayacağız" diye konuştu.
Kazım Koyuncu anıldı: Şarkılarla geçtim aranızdan
HALUK KALAFAT YAZDI
Kazım Koyuncu, Martılar Gibi Özgür
Kazım Koyuncu ve Zuğaşi Berepe hakkında
Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu’na katılmış, 1993’de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç’ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürdü ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini verdi. Plak şirketleri ise bu soundu ‘Soft Laz Rock’ diye tanımlıyordu.
O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca’nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.
Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.
Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.
Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998’in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca’nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli’den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin’deki Fırtına Deresi’nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas’ın diğer bir özelliğiydi.
Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000’li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.
Karadeniz’in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi’ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.
Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.
Grup 2000’lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde’yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock’a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı. Akciğer kanserine yakalanmıştı.
25 Haziran 2005'te yaşamını kaybetti.
(EMK)