* Fotoğraf: Evrensel
“Bak ne diyor arkanda; adalet mülkün temeli… Yukarıda Allah, aşağıda adalet… 3 senedir kardeşim için kan ağlıyorum. Sizin vicdanınıza bıraktım, adalet yerini bulsun.”
Aysel Ergün, 11 Aralık 2016’da çöp atmak için sokağa çıktığı sırada uyuşturucu ticareti yapan iki grup ile polis arasındaki kovalamacanın arasında kalarak göğsünden vurulan kardeşi Hamit Yarış’ın duruşmasında son sözlerini soran mahkeme başkanına böyle anlattı kendini.
Türkiye’de adalet ararken mağdur olma durumunu, suçu işleyen kişinin konumu belirliyor. Eğer bir yakınınız öldürülüyorsa karşınızdaki kişinin mesleğine göre mağduriyetinizin boyutuna karar veriliyor. Şikayetçi olarak çıktığınız duruşma salonunda kendinizi bir anda sanık gibi hissediyorsunuz. Yarış’ın ablası Aysel Ergün, eşi Tanzila Yarış, davaya bugün görülen duruşmada müdahil olan çocukları Şafak Altınsoy ve Muammer Yarış da hepimizin bir gün içine çekilme ihtimalinin bulunduğu bu cendereye “kazayla” dahil olmuş isimler.
Yarış polis kurşunuyla öldü
İstanbul Beyoğlu’ndaki Aşikar Sokak’ta yaşadığı evinden 11 Aralık 2016’da saat 23.00 sıralarında çöp atmak üzere çıkan 50 yaşındaki 3 çocuk babası Hamit Yarış, uyuşturucu ticareti yapan iki grup ile polis arasında yaşanan kovalamacanın ortasında kalmış, yaşanan kovalamaca ve çatışma sırasında göğsüne isabet eden kurşun sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
Yarış’ın ölümü medyaya, uyuşturucu ticareti yapan iki grubun çatışması arasında kalarak vurulduğu şeklinde yansıtıldı.
Ancak eşi Tenzile Yarış, eşinin uyuşturucu ticareti yapan grubu kovalayan polisin kurşunu ile vurulduğunu iddia etti ve savcılığa şikayette bulundu.
Olay hakkında soruşturma başlatılmasının ardından dosyaya gelen bilirkişi raporları, görüntüler ve tanık ifadeleri Tenzile Yarış’ın iddiasını doğruladı. Yarış’ı öldüren kurşun polislerin silahından çıkmıştı.
Tanık "havaya ateş edilmedi" dedi
Olayın üstünden geçen 2 yılın ardından davanın ilk duruşması İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
“Kasten öldürmeye teşebbüs”, “Olası kastla öldürme” ve “Olası kastla silahla basit yaralama” suçlarından yargılanan sanık polisler Bünyamin Serdar Metin ve Hakan Eraslan, kendilerine doğru uzun namlulu bir tüfekle koşan birini gördüklerini ve ona “dur” ihtarında bulunduktan sonra “sadece havaya ateş ettiklerini” iddia etti.
Oysa, şimdi firari olan ve uzun namlulu silahla polislere doğru koşan kişi olduğu tespit edilen Metin Kayıkçı, soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde Hamit Yarış’ı olay esnasında çöp atarken gördüğünü, polisin havaya ateş etmediğini, doğrudan kendisine ateş etmesi üzerine elindeki silahı atarak geldiği yönün tersine doğru koşmaya başladığını söylemişti.
Polisler davaya gelmeyi "masraflı ve yorucu" buldu
Davanın bugün görülen üçüncü duruşmasında, olay sonrası başka illere tayin edilen sanık polisler için avukatları “masraflı ve yorucu” olduğu gerekçesiyle vareste talebinde bulundu. Duruşma sonrasında sanık polisler davayı izleyen diğer polisler tarafından korunarak kaleme götürülürken Hamit Yarış’ın kardeşi Emine Yarış bu talebe “Bir can gitti bir can, masraf oldu diyorsunuz” diye tepki gösterdi.
Mahkeme ise ara kararında talebe ilişkin bir hükümde bulunmadı.
Savcı "taksirle öldürme"den ceza istedi
Bu celsede Mehmet Düzgün, müşteki avukatları Batuhan Bal ve Berrin Oyur’un talepleri ile iddianamede sanıklar için istenen cezanın aksi yönündeki esas hakkında mütalaasını açıkladı.
Düzgün, Hamit Yarış’ı vuran sanık polis Bünyamin Serdar Metin’in “taksirle öldürme” suçundan cezalandırılmasını; diğer sanık Hakan Eraslan’ın ise Yarış’ın öldürülmesine iştirak ettiğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatini istedi.
Mahkeme ara kararında sanık polisler hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına, sanık ve müşteki müdafilerine esasa karşı savunmalarını yapmaları için süre verilmesine hükmederek duruşmayı 19 Mart, saat 14.00’e erteledi.
Yaklaşık 1 ay sonra Hamit Yarış'ın öldürülmesinin üstünden tam üç yıl geçmiş olacak. İlgisi olmadıkları bir olayın parçası haline getirilip, hukuk mücadelesine giren Yarış ailesi, 3 yıl 3 ay sonucunun adil olup olmayacağının bilinmediği "aşağıdaki adalet" için beklemiş olacak. (TP)