90 yıl önce kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM 5inci Dönem seçimleri, 8 Şubat 1935`te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez TBMM`ye girdi. Ara seçimlerde ise bu sayı 18`e ulaştı.
Bugün ise Meclis’teki kadın milletvekillerinin sayısı, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinin ardından 121'e ulaştı. Bu, toplam 600 milletvekili içinde yaklaşık %20,1'lik bir orana tekabül ediyor.
Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yılı dolayısıyla, Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Başkanı ve yerel yönetimler üzerine çalışan akademisyen Dr. Ayşe Kaşıkırık, kadınların siyasi hakları ve temsiliyeti üzerine bianet’in sorularını yanıtladı.
Kaşıkırık, kadınların siyasi haklarını kazanma sürecinde birçok Avrupa ülkesinden önce harekete geçtiğini vurgularken, temsilde cinsiyet eşitliğine dair sorunların hala devam ettiğini belirtti.
Türkiye’de kadınlar siyasi haklarını, 1930’da belediyelerde, 1933’te köy muhtarlığında ve 1934’te milletvekilliği seçimlerinde elde etti. Ancak bu önemli tarihsel adımların, günümüzde kadınların temsilde eşitliğini sağlamaya yetmediğini söyleyen Dr. Kaşıkırık, kadınların siyaset sahnesindeki yerinin oldukça zayıf olduğunu söyledi:
"Ülkemizde kadınlara oy hakkı tanınmasının üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen temsilde eşitlik bir türlü sağlanamadı. Kadınlar ne milletvekilliğinde ne de yerel yönetimlerde eşit temsil ediliyor. Oy hakkını elde etmiş olmak, eşit temsili garantilemiyor. Bugün Avrupa’da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde en alt sırada yer alıyoruz. Kadınların bu coğrafyadaki kaderi eşitsizlik olmamalı."
Kadınların hak mücadelesi
Kadın haklarının tarihsel gelişimini dünya geneliyle karşılaştıran Dr. Kaşıkırık, kadınların hiçbir yerde haklarını kolay kazanmadığını söyledi. Bu mücadelede, Türkiye'de de benzer bir direniş sürecinin yaşandığını hatırlattı:
"Hiçbir hak kadınlara altın tepside sunulmamıştır. Türkiye’de de kadınlar zorlu mücadelelerle bu hakları elde etti. Cumhuriyet’in ilanından önce başlayan kadın hareketi, siyasi hakların kazanılmasında güçlü bir etken oldu. Ancak, kadınların siyasal haklarını kazanmaları eşit temsili sağlayamadı. TBMM’de kadın oranı ancak yüzde 20’ye ulaşabildi."
Siyasette kadınların temsil oranları
Kaşıkırık, siyasette kadınların temsiline dair güncel veriler paylaşarak durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde kadınların temsil oranı yüzde 20 ile sınırlı kaldı. Türkiye’nin 31 ilinde ise hiç kadın milletvekili bulunmuyor. Yerel yönetimlerde de tablo benzer:
"31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, Türkiye genelinde yalnızca 11 kentte kadın belediye başkanı seçildi. İlçelerde bu sayı 61. Kadın muhtarların oranı yüzde 3,33’e ulaştı. Ancak bazı illerimizde hâlâ hiç kadın muhtar yok. Bu sonuçlar, kadınların özellikle yerel siyasette yeterince seçilmediğini gösteriyor."
Toplumsal önyargılar ve değişim
Kadınların siyasetteki düşük temsiliyetiyle ilgili toplumsal önyargılara da dikkat çeken Dr. Kaşıkırık, bu önyargıların yavaş yavaş kırılmaya başladığını ancak kalıcı çözümün kadınların sayısının artmasından geçtiğini söyledi:
"Kadından siyasetçi mi olur? Kadın adaya oy mu verilir? gibi ön yargılar zamanla kırılacaktır. Ancak bu, kadınların siyasette eşit temsile ulaşmasıyla mümkün. Kadın siyasetçilerin sayısı arttıkça, rol modeller çoğaldıkça bu direnç tamamen yıkılacaktır."
Siyasette kadınların önündeki engeller
Dr. Kaşıkırık, siyasette kadınların karşılaştığı iki temel engeli vurguladı: siyasi partiler ve seçmenler. Partilerin kadın adaylara yaklaşımının samimiyetsiz olduğunu ifade eden Kaşıkırık, seçim listelerinde kadınların seçilemeyecek sıralara yerleştirildiğini belirtti:
"Kadınlar çoğu zaman partilerin önceliği olmuyor. Seçmenlerin de kadın adaylara oy verme konusunda çekimser olması, kadınların siyasetteki yerini daha da zorlaştırıyor."
Çözüm: Fermuar Sistemi ve Kapasite Güçlendirme Programları
Kadın temsiliyetini artırmak için "fermuar sistemi" önerisini öne çıkaran Kaşıkırık, aday belirleme süreçlerinde bir kadın ve bir erkek adayın dönüşümlü olarak listelere alınmasının temsiliyeti artıracağını söyledi. Ayrıca, kadın adaylara yönelik kapasite güçlendirme programlarının sürekli olarak uygulanması gerektiğini söyledi:
"Kadın siyasetçilerin güçlenmesi için sistematik programlara ihtiyacımız var. Sadece seçim dönemlerinde yapılan çalışmalar yetersiz kalıyor. Genç kadınlar için siyaset okulları, akademiler ve kamplar düzenlenmeli. Ayrıca, mentorluk programlarıyla deneyimli kadın siyasetçiler gençlere rehberlik etmelidir."
Uluslararası Sıralamalar ve Türkiye'nin durumu
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre, Türkiye’nin 146 ülke arasında 127. sırada yer aldığını belirten Kaşıkırık, bu sonuçlarla Avrupa’nın sonuncusu olduğumuzu vurguladı. Siyasi güçlenme kategorisinde Türkiye’nin en zayıf alan olduğunu belirten Kaşıkırık, uluslararası iyi uygulamaların örnek alınması gerektiğini söyledi:
"Kadın temsiliyetinde fermuar sistemi ve siyasi partilerin yönetim kademelerinde eşit temsilin sağlanması şart. Kadın kolları gibi yan unsurlar kaldırılmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği tüm mekanizmalarda anaakımlaştırılmalıdır."
Kadın Kotası
Kadın kotasının bir çözüm olmakla birlikte kalıcı etki yaratmadığını belirten Kaşıkırık, asıl çözümün fermuar sistemi olduğunu yineledi. Genç kadınların siyasete katılımı için ise çeşitli teşvik edici politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi:
"Genç kadınlar için sürekli eğitim ve aday yetiştirme programları oluşturulmalı. Siyasette kadın dayanışması güçlendirilmeli ve rol model olan kadınlar görünür hale getirilmelidir. Değişim ve dönüşüm kadınlarla ve gençlerle mümkün olacaktır."
Ayşe Kaşıkırık hakkında
Dr. İstanbul Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi.
2012'de İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden onur derecesiyle mezun oldu. 2017'de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (SBE) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programından “Cinsiyet Eşitlikçi Perspektifle Belediye Bütçeleri: Fatih Belediyesi” konulu teziyle tamamladı.
İstanbul Üniversitesi SBE’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programında doktora eğitiminde tez aşamasında. Ayrıca, “Kadın Yoksulluğu ve Kentsel Yoksulluk” üzerine bilimsel çalışmalar yürütüyor. 2013-2016 arasında TÜBİTAK’ta ulusal ve uluslararası projelerde araştırmacı olarak görev aldı. 2017-2020 arasında KA.DER’de (Kadın Adayları Destekleme Derneği) projeler koordinatörü olarak çalıştı.
KA.DER’de kadın dostu kentler, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadınların her alanda eşit temsili konularında Türkiye’nin birçok şehrinde çalışmalar yürüttü. On yıla yakın mesleki hayatında ulusal ve uluslararası 25’ten fazla proje yönetti. Kadın çalışmaları, kentleşme politikaları, sosyal politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve yerel yönetimler alanındaki akademik çalışmaları ve projeleri bağımsız araştırmacı olarak sürdürüyor. Bu alanlarda çok sayıda rapor ve çeşitli bilimsel dergilerde makaleleri yayımlandı.
3 Nisan 2021’de “Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı”nı kurdu. Kadınların hayatın her alanında aktif olarak yer alması ve fırsatlara eşit erişebilmesi misyonu çerçevesinde çalışmalarını yürütüyor.
Meclis'e giren ilk 18 kadın milletvekiliyle ilgili bilgi için tıklayın.
*Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Türkiye'de kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 90. yıl dönümünde (5 Aralık 2024) yaptığı açıklamada, kadınların siyasetteki temsil oranının yetersizliğine ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derin etkilerine dikkat çekmişti. Meclis'te, "Her iki koltuktan biri kadınların olmalı" yazılı dövizi açmıştı.
Kadınların siyasi hayatta eşit temsil edilmesi gerektiğini vurgulayan Süllü, “Bugün geldiğimiz noktada kadınların karar mekanizmalarında yer almaması kabul edilemez” demişti.
(EMK)