İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahika Yüksel ve Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Cindoğlu tarafından hazırlanan dosyada, kadınların cinsel hayatlarında karşılaştığı sorunlar, toplumsal baskının kadın cinselliği üzerindeki etkileri anlatılıyor.
Dosyanın temel vurgusu, "cinsellik ve cinsel haz bir insan hakkıdır". Dosya, kadınların tam vatandaş olması için, cinselliği nasıl, ne zaman yaşadığına kendisinin karar vermesinin gerektiğini belirtiyor.
Kadınların cinsellik korkuları çeşit çeşit
Doç. Dr. Cindoğlu, kadınların çocukluktan itibaren cinsellikle ilgili önyargılarla büyüdüklerine dikkat çekiyor. Korkuların toplum tarafından şekillendirildiğini söyleyen Cindoğlu, bunları şöyle sıralıyor:
* Bekareti kaza ile kaybetme korkusu
* Bekaretin belli olmaması korkusu
* İlk ilişki korkusu
* Yeterince arzulanmama korkusu
* Hamile kalamama korkusu
* Hamilelikten sonra beğenilmeme korkusu
* Yaşlanma korkusu
* Menopoz korkusu
Kadının toplum içindeki değerinin cinsel deneyimsizliği ile belirlendiğini söyleyen Cindoğlu, buna karşın evlenene kadar "yetişkinden daha az cinsel bilgiye sahip olması istenen" kadından evlenmesinin ardından, "cinsel hayatını başarıyla sürdürmesinin beklendiğini" ekliyor.
"Tanıdığın erkeğin tecavüzü daha iyi (mi)?"
Prof. Dr. Yüksel de, toplumda cinsel şiddet gören kadınların bunu açıklamakta yaşadığı zorluğu vurguluyor. Toplumda yaygın kanının "kadının tanımadığı bir erkeğin tecavüzüne uğramasındansa kocasının tecavüzüne uğraması iyidir, barışırlar" olduğunu anlatan Yüksel, eşlerinin, sevgililerinin taciz ve tecavüzüne uğrayan kadınların uzun süreli travma yaşadıklarını belirtiyor.
Tecavüzün medyadaki temsiline de işaret eden Yüksel, bazı dizilerde sevgilisi ya da eşi tarafından tecavüze uğrayan kadınların daha sonra onlarla barıştırılarak, mutlu gösterildiğini anlatıyor.
Kadınlar cinselliği bilmiyor
CETAD'ın önceki anketlerinde, kadınların yüzde 57'sinin cinsellik konusunda "pek bilgili değilim ya da hiç bilgili değilim" yanıtı verdiğine işaret eden Yüksel, erkeklerde bu oranın yüzde 34 olduğunu hatırlatıyor.
Bekar kadınların yüzde 64'ünün cinsel ilişkiye girmeden evlendiğini belirten Yüksel, kadınların ilk cinsel ilişkileri sırasında "hayal kırıklığı, endişe ve korku" yaşayabileceklerini vurguluyor.
Rapordaki diğer tespitler ne?
* Her beş kadından biri eşinin tecavüzüne maruz kalıyor.
* Kadınların çoğu kızlık zarının yırtılmasını "patlama" gibi algılıyor. Yırtılmaması, kan gelmemesi halinde, endişeleniyor.
* Evlenene kadar cinselliği "gizli", "kötü", "çirkin" gören kadınlar, evlendikten sonra "güzel", "temiz", "doyumlu" cinsellik yaşamaya zorlanıyor.
* Kadınların çoğu gebelikte cinselliğe kötü gözle bakıyor. Hamilelik sonrasında "beğenilmeme hissiyle" cinsellikten soğuyor.
* Cinselliğin en iyi yaşanabileceği, hamile kalma korkusunun yaşanmadığı dönem olan menopoz döneminde kadınlar cinsellikten uzaklaşıyor.
* Kadınlar ilerleyen yaşlarında cinsellikten "emekli" olurken, erkeklerin cinsel yaşamlarını sürdürmeleri normal karşılanıyor.
* Kadınlar fantezi kurmaktan kaçınıyor.(AÖ/TK)