Fotoğraf: Kadın Savunma Ağı
Amasra’da 41 maden emekçisinin iş cinayetinde yaşamını kaybetmesinin ardından bölgede yaşayan kadınların süreç boyunca yaşadıklarını gözlemlemek için Kadın Savunma Ağı Bartın’a gitti.
26 Kasım’dan beri Bartın’daki durumu takip eden Kadın Savunma Ağı, bölgede kadınların yalnızlaştırılmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Kadın Savunma Ağı’ndan Esma Çağlak, Bartın’daki kadınların duygusal durumu ve ihtiyaçlarıyla ilgili izlenimlerini bianet’e anlattı.
“Ne istediklerini düşünme şansları dahi yok”
Bölgede toplumsal bir travmanın hâkim olduğunu söyleyen Esma Çağlak, kadınların iş yükü nedeniyle acılarını yaşamakta bile zorlandıklarını ifade etti. Açıklaması şöyle:
“Madenci ailelerindeki kadınların yaş aralığı genel olarak 25-30 aralığında ve birçoğu ücretli bir işte çalışmıyor. Neredeyse hepsinin iki üç çocuğu var, çocukların büyük bir kısmı 7 yaşın altında. Bu durum kadınların acısını yaşayamadan çocukların bakımı ve onların psikolojik durumuyla ilgilenmelerine neden oluyor. Bu süreçte ne istediklerine ve hissettiklerine dair düşünme şansları bile yok.
“Kadınlar büyük bir acı ve öfke içerisindeler. Görüştüğümüz ailelerden birinde bir kadının “devlet katliam sonrası buraya gelmek için harcadığı parayı madene harcasaydı benim oğlum yaşıyor olurdu” sözleri aslında devletin iki yüzlülüğünü ortaya çıkarıyor.
“İşçiler ailelere patlamadan önce “burayı başımıza patlatacaklar” gibi sözler söylemiş. Kadınlar da buna rağmen sendikanın bu süreçte sessiz kaldığını, sendika içi seçimlerden dolayı bunların gündem edilmediğini söyledi.”
“Ailelere baskı kuruluyor”
Madendeki güvenlik ihmalinin üstünü kapatmaya yönelik ailelere baskı kurulduğunu aktaran Çağlak Bartın’daki mevcut durumla ilgili şunları söyledi:
“Bartın yapısı itibariyle küçük ve feodal ilişkilerin halen bakın olduğu bir kent ve temel geçim kaynaklarından biri maden. Maden katliamının gerçekleştiği işletmenin devlet kurumu olması bölge açısından işçiler için güvenceli iş anlamına geliyor. Kuşaklar boyu madene inmiş aileler var ve bu ihmal olduğunun bilinmesini sağlıyor. Ancak iktidarın birçok kurumuyla ailelere bu olayın üstünü kapatmaya yönelik baskı kurduğunu görüyoruz.”
“Kadınlara destek vermeye devam edeceğiz”
Çağlak toplumsal sağlığın iyileştirilmesi için uzun bir süreç gerektiğini; kapsamlı ve kalıcı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Kadın Savunma Ağı olarak kadınlara psikososyal destek vereceklerini belirterek şöyle dedi:
“Bu süreçte Kadın Savunma Ağı olarak önceliğimiz kadınlarla ihtiyaç duydukları her alanda dayanışma alanları yaratmak. İlk olarak kendilerini psikososyal açıdan güçlendirebilmeleri için çeşitli kurumlar aracılığıyla destek sağlamaya çalışıyoruz. Çocuklar için de hem belediye hem de bu alanda çalışan kurumlarla birlikte çeşitli çalışmalar yapacağız.”
(EO/EMK)