Romanya’nın başkenti Bükreş’te, Avrupa Halter Şampiyonası’nın ikinci gününde, kadınlar 48 kiloda yarışan sporcu Nurcan Taylan, üç altın madalya kazandı.
Ayrıca kadınlar 53 kiloda yarışan Aylin Daşdelen iki gümüş, bir bronz, Emine Bilgin'se iki bronz bir gümüş madalyanın sahibi oldu.
Daha önce de Türkiye'ye ilk kez Olimpiyatlarda altın madalyayı getiren Taylan, için Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu'ndan Yard. Doç. Dr. Canan Koca, "Çok büyük bir başarı. Öncelikle halterin bir spor sayılması adına, ardından erkek sporu yargısını kırması adına ve üstelik kadınların da bu alanda başarılı olabildiklerini göstermesi adına çok önemli bir gelişme" diye yorumladı.
Toplumsal sınıfla toplumsal cinsiyetin kesiştiği alan: halter
Medyada "Yoksul çocukluktan skandallara, küllerinden doğan bir azim hikayesi" diyerek haberleşen Taylan'ın başarısı üzerine, toplumsal cinsiyet ve spor konusu üzerine çalışan Koca, bianet'e halterde kadın olmayı anlattı.
"Halter ve özellikle kickboks, tekvando, karete, judo... Mücadele sporları olarak adlandırılıyorlar. Dolayısıyla erkeği temsil ettiği düşünülen sporlardır. Üstelik sayısal olarak da geleneksel olarak da erkeklerin baskın olduğu spor dalları. Erkeklik kodları üzerinden oluşturulur."
Türkiye'de bu spor dallarının toplumsal sınıfla toplumsal cinsiyetin kesiştiği alanlar olduğunu söyleyen Koca, genellikle bu spor dallarında yöneticilerin bir kısmının, antrenör ve sporcuların sosyo-ekonomik düzeyi düşük kesimlerden, varoşlardan geldiğini ifade etti.
"Diğer yandan eş-dost, aile çevresinin etken olduğu spor dalları ve muhakkak çevrelerinde biri bu spor dalının içinde olmuş oluyor. Yani bu alan aileyle ilişkili bir anlamda ve bütün nedenlerle de kapalı ve örtük alanlar."
"Taciz söylentilerini 'camiaya gölge düşürmek' olarak yorumluyorlar"
2004 Olimpiyatlarından sonra üç kadın sporcunun antrenör Metin Üstündağ'ı taciz suçlamasıyla dava etmelerinin ardından Taylan, Üstündağ'ı savunmuştu.
cinsiyetvespor.org'un da yazarlarından Koca, "O antrenör de görevine devam ediyor, dönemin federasyon başkanı da. Başkan Hasan Akkuş 'Bu olanlar haltere gölge düşürüyor. O nedenle bir süre kadın halteri bölümünü kapatacağız' demişti. Bu, olayın üstüne gitmemektense üstünü kapatmak demekti" dedi.
Koca, o dönem adı geçen kadın sporcuların milli takım kamplarına alınmadığını, müsabakalara katılmadığını hatırlattı.
"Zaten Dünya Şampiyonasının ardından doping nedeniyle federasyon ceza aldı ve sporcular iki yıl hiç bir yarışmaya katılmadı. O nedenle de bugün kazanılan başarılar çok önemli, çok teşvik edici, kesinlikle duyurulmalı, haberleşmeli."
Kendisi de eski milli atlet olan Koca atletizmde Süreyya Ayhan'la yaşanan gelişmeleri de hatırlatarak şöyle dedi:
"Özellikle antrenörler beden eğitimi ardından çok çabuk sertifika alıyorlar. Eskişehir'de daha bir ay önce bir tecavüz vakası daha oldu. Tenis, golf gibi daha elit daha az erkek olan sporlarda olmadığını iddia edemesek de halter gibi geleneksel ve erkek baskın dallarda yaygın olduğu bir gerçek."
Koca ekledi:
"Bu alanlarda kadın sporcu olmak demek, bu suskunluğun kabulüyle varolmayı göze almak demek. Bir haltercinin antrenörüyle ilişkisi çok özeldir. İki kişi çalışırlar. Atlet Ayhan'la Yücel Kop'un evlilikle sonuçlanan ilişkisi açıkça örnek olmasa da işaretlerden biri olabilir. Benim şahsi fikrim bir yasal düzenlemenin olması ve daha profesyonel bakılması. Antrenörün gücü, sporcuların hakkının sınırları federasyonlarca çizilmeli."
Nurcan Taylan kimdir?
1983'te Ankara, Mamak'ta doğdu. 11 yaşında antrenör Mehmet Üstündağ tarafından keşfedildi. O zamanlar Mamak'ta gecekonduda yaşıyordu. Önce ailesinden halterle uğraştığını gizledi. Halterde 6 Avrupa ve 2 Dünya rekoru kırdı.
2004 yılında Atina'daki Olimpiyatlar'da 48 kiloda dünya ve olimpiyat rekoru kırarak altın madalya kazandı. Böylece Türk spor tarihinde ilk defa bir kadın sporcu bu başarıya ulaşmış oldu. Yine Mamak'ta ailesine dubleks ev aldı.
Ekim 2004'te milli halterciler Aylin Daşdelen, Sibel Şimşek ve Şule Şahbaz, Türk Milli Takımı antrenörü Üstündağ'ı taciz suçlamasıyla mahkemeye verdi.
Antrenör iddiaları reddederken Taylan da hocasını savundu. Konu ile ilgili soruşturma başlatıldı ve Taylan'ın Bulgaristan'da yapılan 2005 Dünya Şampiyonası'na katılması engellendi.
Taylan 2008 Pekin Olimpiyatları'nda 3 hakkında sıfır çekerek başarısız oldu ve erkenden elenerek hayal kırıklığı yaşattı.
Romanya' da düzenlenen 2009 Avrupa Halter Şampiyonasında koparma, silkme ve toplamda 3 altın madalya alarak eski günlerine dönüş sinyalleri verdi ve şöyle dedi:
"Ben bana yakışanı yaptım. Türk halteri daha bitmedi, yeniden dirilecek. Ben de bir numara olduğumu kanıtladım." (EZÖ)