Fırtına İnisiyatifi, Doğu Karadeniz dağlarında yapılacak “Macera Parkı”nı protesto etti.
“Macera Parkı” projesi Kaçkar Dağları Milli Parkı’na Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından yapılıyor. 2014’te yapılan ihale çağrısında park için “adrenalin meraklıları için” notu düşülmüştü.
Fırtına İnisiyatifi parkın inşaatının eko-turizmin Türkiye’deki öncülerinden biri olduğunu savunan yörenin bir tur firması tarafından inşaatı başlatıldığını duyurdu. İnisiyatif bölgenin “milli park”, “tabiatı koruma alanı”, “tabiat parkı”, “tabiat anıtı”, “yaban hayatı geliştirme sahası”, “özel çevre koruma bölgesi”, “doğal sit alanı” ve “arkeolojik sit alanı” olarak koruma altında olduğunu hatırlattı.
“Eko-turizm diye lanse ediliyor”
Açıklamada şöyle denildi:
“Bölgedeki tasarlanan her türlü yapılaşma vadinin yok olmasını tehdit eden önemli faktörlerden biridir. Yapılması planlanan ve inşaatına başlanan Macera Parkı projesi her ne kadar eko-turizm adı altında lanse edilse de var olan türlerin yok olmasına ve ileride yapılacak yeni projelerin başlangıcına bir işarettir.
“Bölgede turizmin geliştirilmesine yönelik yapılan her proje, yeni projelerin oluşmasına ve yaylalarda turizm merkezlerinin açılmasına neden olacaktır. Bu durum bölgenin zengin biyolojik çeşitliliğine özellikle de yaban hayatına büyük zararlar verecektir. Özellikle Macera parkının yapılacağı bölgenin yanında bulunan dünyanın en eşsiz ormanlarından biri olan şimşir ormanlarına ve orada yaşayan canlılara büyük zararlar verecektir.”
Yanıt aranan sorular
Açıklamada ayrıca projeye izin veren kamu kurumlarına ve ihaleyi alan firmalara şu sorular soruldu:
* Tüm bu bilgilerin ışığında madem yalnızca doğaya uyumlu bir park inşası düşünülüyor, beton dökülmesinin amacı nedir?
* Projede yer alan restoran doğaya uyumlu nasıl tasarlanacaktır?
* Bu betonun buraya dökülmesindeki amaç nedir?”
“İzin vermeyeceğiz”
Artık böyle projelerin vadiden uzak tutulmasını isteyen Fırtına İnisiyatifi açıklamayı şöyle bitirdi:
“Fırtına vadisinin güzel bedenine oyuklar açıp, betonlar dökmek yerine, o bölgede yaşayan tüm canlıların yaşam alanlarına sahip çıkarak bu doğanın kucağında huzur bulmak istiyoruz. Biz böyle özel bir bölgenin yok edilmesine izin vermeyeceğiz.” (HK/ÇT)
* Fotoğraf: Özlem Hoşer
