Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in hazırladığı on bölümlük podcast serisi İyi Günde Kötü Günde, “Korku” bölümüyle yayında.
TIKLAYIN - "İyi günde kötü günde" bir arada yaşamak
İyi Günde Kötü Günde" podcast serisi Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in yürüttüğü bir proje kapsamında hazırlanıyor. Projenin koordinatörleri Hafıza Merkezi Berlin’den Özlem Kaya ve IPS İletişim Vakfı’ndan Öznur Subaşı, proje danışmanı Özgür Sevgi Göral, proje editörü ise Müge Karahan.
Bu bölümün konukları akademisyen, yazar Sinan Birdal ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları öğrencisi Yağmur Gönenç küresel düzeyde yaygınlaşan korku iklimini, ütopyanın kaybını, farklı kuşakların korkuya verdiği tepkilerin nasıl değişiklik gösterdiğini, korkunun karşısına umudu koymanın ve birlikte mücadele etmenin önemini konuşuyorlar.
Korku siyaseti
Programda akademisyen Sinan Birdal sağ popülist rejimlerin güç kazanmasıyla birlikte korku siyasetinin tüm dünyada nasıl etki ettiğini değerlendirirken 2008 krizini dönüm noktası olarak ele alıp tarihsel bir çerçeve çiziyor. Hem Türkiye’de hem dünyada korku siyasetini harekete geçiren gelişmelerden, hak mücadelelerinden söz eden Birdal, korku karşısında yükselen hareketleri, korkuyla mücadele ederken umudu korumanın önemini şu sözlerle anlatıyor:
“Toplumsal hareketler, toplumu dönüştürmeyi hedefleyen, belli bir politik dönüşümü hedefleyen toplumsal hareketler korkuyla değil umutla beslenir. Yani gerek Arap ayaklanmaları olsun gerek Türkiye’de Gezi gibi protesto hareketleri olsun gerek Batı’da gördüğümüz Wall Street'i İşgal Et eylemleri olsun bu tip hareketler hep bir umut ışığı etrafında birleşir. Yani bir düzeni değiştirme ve bu düzeni değiştirecek umudu yaratma. […] O yüzden aslında belki şöyle ifade edebiliriz: Sağ popülizmi korkunun örgütlendiği, buna mukabil toplumsal hareketleri ise umudun örgütlendiği momentler olarak görebiliriz.”
Korku karşısında örgütlenme, dayanışma
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Yağmur Gönenç ise okullarına atanan rektörü protesto etmek niyetiyle Ocak 2021’de başlattıkları Boğaziçi Direnişi’ndeki deneyimine dayanarak korku siyasetiyle nasıl mücadele edileceğini, Boğaziçi Direnişi’nin nasıl farklı hareketlerle yan yana geldiğini anlatıyor ve korku karşısında örgütlenmenin, dayanışmanın, bir arada olmanın önemini vurguluyor:
“Aslında kolektif mücadelenin korkuyu yenmede ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk çünkü korku bir yandan insanı çok yalnızlaştıran da bir şey. Yani bu korku sokağa çıkan insanı evine döndürebilir ve evine döndüğünde yalnızsın ama sokakta senin gibi düşünen ve seninle aynı şey için mücadele eden bir sürü insan var. O noktada korku aslında çok da deneyimlediğin şey olmuyor kolektifliğin içinde. Farklı hareketlerle bir arada mücadele etmenin bence en olumlu tarafı buydu. Çünkü Boğaziçi Direnişi özelinde hiçbir zaman sadece okuldaki bir grup öğrenci olmadık, işçi mücadeleleriyle yan yanaydık, feminist mücadele, queer hareket… yani çok fazla hareketten besleniyorduk ve içimizde de zaten daha önce bu tür hareketlerin, mücadelelerin içinde olmuş çok fazla insan vardı. Bu ortak bir deneyim oluşturdu aslında bizim için, bir mücadele deneyimi oluşturdu.”
İyi Günde Kötü Günde podcast serisi
"Bir arada yaşam" konusunu odağına alan serinin sonraki bölümleri nefret, yaratıcılık, ırkçılık, hafıza, yalan, antroposen ve arkadaşlık temalarıyla devam edecek. Bölümler 15 günde bir salı günleri yayınlanacak. İlgili yazılar da perşembeleri yayında olacak.
İyi Günde Kötü Günde yazı dizisi
1 - Aile: İyi günde kötü günde... / Alev Özkazanç
2 - Cezasızlık varken, bir arada yaşamak mümkün mü?
İyi Günde Kötü Günde’nin Korku bölümünü aşağıdaki podcast platformlarından dinleyebilirsiniz.
Spotify
ApplePodcast
Youtube
(SO/NÖ)