Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in hazırladığı on bölümlük podcast serisi İyi Günde Kötü Günde “Ceza” bölümüyle yayında.
TIKLAYIN - "İyi günde kötü günde" bir arada yaşamak
İyi Günde Kötü Günde" podcast serisi Hafıza Merkezi Berlin ve IPS İletişim Vakfı/bianet’in yürüttüğü bir proje kapsamında hazırlanıyor. Projenin koordinatörleri Hafıza Merkezi Berlin’den Özlem Kaya ve IPS İletişim Vakfı’ndan Öznur Subaşı, proje danışmanı Özgür Sevgi Göral, proje editörü ise Müge Karahan.
Bu bölümde Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan hukukçu Gulan Çağın Kaleli ve çalışmalarını faillerin itirafları üzerine yürüten akademisyen Yeşim Yaprak Yıldız, cezasızlığın oluşturduğu koruma kalkanını, bununla nasıl mücadele edileceğini ve uluslararası mekanizmaların etkisini ele alıyor.
Cezasızlık hafızası
Konuklar cezasızlık kavramının dünyada ve Türkiye’de geçirdiği değişimi, uluslararası kurumların tavrını, faillerin itiraflarının toplumsal ve hukuki anlamda neye tekabül ettiğini, 1915 gibi geçmişte işlenen ve hesaplaşılmayan suçların bugünkü cezasızlık rejimi üzerindeki etkilerini tartışıyor, “cezasızlık hafızası”nın izlerini sürüyorlar.
Hukukçu Gulan Çağın Kaleli’nin Kürtlerin, Ermenilerin, azınlıkların maruz kaldığı cezasızlık pratiklerine odaklandığı bu bölümde bir 24 Nisan’ı daha geride bırakırken Hrant Dink ve Sevag Balıkçı davalarında verilen kararlardan yola çıkarak anlattıkları 1915’in inkârı ile günümüzdeki cezasızlık rejiminin ilişkisine dair pek çok şey söylerken cezasızlığın duruşma salonlarına gelmeden önce işlemeye başladığını bir kere daha ortaya koyuyor.
Sorumluluğun "inkârı"
Faillerin itiraflarını değerlendirirken sorumluluğun inkârı üzerinde duran Yeşim Yaprak Yıldız ise cezasızlık rejimiyle bir arada yaşam arasındaki ilişkiyi şu sözlerle anlatıyor:
“Bir arada yaşam dediğimizde, bunun en önemli unsuru toplumu oluşturan bireylerin birbirine karşı bir sorumluluk hissetmesi. Ama suçluluk duygusu ya da sorumluluk duygusu dediğimiz zaman bunlar öyle kendiliğinden var olan, doğal tepkiler değil. Yani sırf bir insan sadece insan olması itibariyle suçluluk ya da sorumluluk hissetmez birine karşı. Bunlar toplumsal olarak inşa edilen duygular. Ve Türkiye toplumunda, 1915'ten bahsettik, yani öncesinden de oluşturulmuş bir hafıza var bu sorumsuzluk haline. […] Fail nasıl eylemleriyle bir tercih yapıyorsa -ne kadar reddederse etsin eylemleriyle bir tercih yaptığını düşünüyorum- aynı zamanda inkârıyla, sessizliğiyle, sinikliğiyle, pasifliğiyle de birçok kişinin de aslında siyasi bir tercih yaptığını düşünüyorum.”
"Bir arada yaşam” konusunu odağına alan serinin sonraki bölümleri korku, nefret, yaratıcılık, ırkçılık, hafıza, yalan, antroposen ve arkadaşlık temalarıyla devam edecek. Bölümler on beş günde bir salı günleri yayınlanacak. İlgili yazılar da perşembeleri yayında olacak.
TIKLAYIN - Aile: İyi günde kötü günde...- Alev Özkazanç
İyi Günde Kötü Günde’nin Ceza bölümünü aşağıdaki podcast platformlarından dinleyebilirsiniz.
Spotify
ApplePodcast
Youtube
(SO/NÖ)