Ama Feminist İnisiyatif seçime iki gün kala atak yaptı ve Hollywood yıldızı Jane Fonda'yı Stockholm'de feministlerle ağırladı.
Diğer demirbaş partiler arasındaki seçim kavgası öyle çekişmeli sürüyor ki, halk ve siyasi gözlemciler "İsveç bugüne kadar böyle kirli bir seçim süreci yaşamadı" yorumunda birleştiler.
Partiler seçim kampanyalarına yaklaşık 6 hafta önce başladı; ama kampanyalara sahtekarlık, saldırılar ve iftiralar karıştı. Bazı bölgelerde sağ blok partilerin seçim kulübeleri yakılırken, bazı bölgelerde sol blok partilerin adayları saldırıya uğradı. Partiler birbirleriyle mahkemelik oldular.
Jane Fonda bugün (15 Eylül) İsveç'in ismen ve cismen en ve tek Feminist İnisiyatifi olan Fi'yi desteklemeye geldi. Sağcı cephe oyları ile sol cephe oyları kamuoyu araştırmalarına göre başabaş gidiyor.
İsveç'te şu anda hangi şehre giderseniz gidin, hangi meydana çıkarsanız çıkın, her yerde genel seçim afişlerini ve kampanya çalışmalarını görüyorsunuz.
Normalde büyük şehirlerin ve merkezi yerlerin dışında -İsveç'i görenler bilir- her taraf çok sakindir ve İsveç halkı da bu dekorun bir tamamlayıcısı olarak genelde sakin ve sessiz mizaçtadır. Ama bu günlerde bu sessizlik ve sakinliğe seçim kampanyaları için sürdürülen çalışmaların gölgesi düştü. Bu gölgeli hava İsveç'in siyasi tarihine ve siyasi ahlakına da yansımış görünüyor. Çünkü bu seçim sürecinde İsveç halkı, -hiç alışık olmadığı ölçüde- alabildiğine çirkin siyasi çekişmelere tanık oldu.
Partiler arası davalar, politikacılara ve seçim kulübelerine saldırılar ve bomba, sahtekarlık iddiaları
Aslında bu mahkemelere kadar varan siyasi çekişmeler, yaklaşık 3 öncesinden başladı. İsveç Sosyal Demokrat Partisi merkezinden bir partili, e-postayla sağa sola Muhafazakar Parti lideri (Moderat Parti) Fredrik Reinfeldt hakkında iftira içeren sözlerin bulunduğu mektuplar göndermeye başladı.
Bu mektuplarda muhafazakar liderin pedofil olduğu bile iddia ediliyordu ki, bu yaklaşık 40 yaşlarında ve Başbakan Göran Persson'un en iddiali rakibi olan Reinfeldt'i çok kızdırdı. Mektupların nereden geldiği araştırılınca, Sosyal Demokratların Stockholm ana parti merkezi olduğu ortaya çıktı.
Sosyal Demokrat Partili derhal ihraç edildi ve mahkemede ceza aldı. Sosyal demokratlar Muhafazakar Parti'den özür dilemelerine rağmen kamuoyu araştırmaları sonuçlarına göre seçmenlerinin güvenini hızla yitirdi ve ciddi tepki aldı.
Ardından birkaç hafta sonra, bu sefer sağ blok partilerinden Folk Parti (Halk Parti) İnternet üzerinden Sosyal Demokrat Parti'nin özel dosyalarına girdi, partinin gizli ve özel yazışmalarını ele geçirmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Bu "casusluk" olayından dolayı aşırı sağcılar ve Folk Parti ile Sosyal Demokrat Parti mahkemelik oldu. Bu arada seçim kampanyaları için start verilmişti. Partiler seçim kampanyasıyla ilgili kulübeleri İsveç'in dört bir yanındaki merkezi yerlere yerleştirmeye başladılar ki, seçim kulübelerinin hem sağ hem sol bloğun militan seçmenleri tarafından karşılıklı olarak yakıldığı ya da saldırıya uğradığı haberleri gelmeye başladı.
Bu arada bazı belediye ve küçük bölge politikacıları da fiziksel saldırıya uğradı.
Bütün bu olaylar ortalığı yeteri kadar gerginleştirmişken, genelde zenginlerin oturduğu bir semtte, seçim kulübeleri yakınında bomba bulunduğu ve etkisiz hale getirildiği haberi geldi. Henüz seçimlerle ilgisi kesinleşmemiş olan olayın araştırıldığı belirtildi ama polis "seçimlerle ilgili olması yüksek ihtimal" diyor.
Seçimlere katılan biri bağımsız, diğerleri sağ blokta yer alan en az 3 politikacı, daha önce İsveç mahkemelerinde pedofiliden, parti bürosunu porno yayınlar için kullanmaktan ve vergi kaçakçılığından yargılanmış ve ceza almış durumda. Bu politikacıların küçük bölgelerde listelerde en son sıralarda aday olarak yer almaları da dikkat çekici olaylardan.
Ama bunların dışında, herkesi çok şaşırtan İsveç'i Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili olarak temsil eden sağ siyaset eğilimli Haziran Listesi (Juni Lista) lideri Nils Lundgren'in devleti birkaç kez vergi kaçırarak dolandırması oldu.
Nils Lundgren yasalardaki boşluklardan yararlanarak yaptığı vergi kaçakçılığını doğal karşılıyor ve "yasalarda boşluk olduğu sürece yararlanacağım" diyor.
Seçim propagandaları çok renkli
Jane Fonda bugün Türkiye saatiyle öğle sularında, İsveç Feminist İnisiyatif'in lideri Gudrun Schyman ile bir basın toplantısı yaptı. Feminist Parti'ye destek olmak ve Feminist İnisiyatif'i öğrenmek için İsveç'e geldiğini belirten Fonda'nın basın toplantısını, uluslararası basın da izledi.
Böylece seçim çalışmaları başladığından beri İsveç medyasında ve meydanlarda üvey evlat muamelesi gören Feminist İnisiyatif bir anda hem İsveç siyasi gündeminin hem de sokaklardaki seçim sohbetlerinin ana konusu oldu.
Schyman'ın ev sahibi olarak Stockholm Sergel Meydanı'ndaki kültürevinde düzenlediği basın toplantısında, Jane Fonda Fi'yi övdü. Gazetecilerden birinin "Sizin çalıştığınız uluslararası organizasyonlarda kadın kontenjanı ya da kadınlara ayrılan bir kota var mı?" sorusunu Jane Fonda'nın "Hayır" diye cevaplamasının ardından, Feminist Parti sözcüsü "Aslında terim ve uygulama olarak varolduğunu" ileri sürmesi üzerine, Jane Fonda "ben 'Feminist Kota' yerine 'pozitif ayrımcılık' tanımını beğeniyorum ve bu organizasyonlarda bunu uygulamaya çalışıyorum" diye konuştu.
Basın toplantısının ardından Feminist İnisiyatif'in ileri gelenleriyle seçim meydanlarını gözlemlemeye çıkacağını belirten Fonda Fi'nin yeni hazırladığı ve seçimlerde kazanacak partiye öneri olarak sunduğu "Eşitlik Fonu" programı hakkında daha detaylı bilgi almak istediğini belirtti.
Feminist İnisiyatif adına konuşan Gudrun Schyman, seçimlerden sonra sağ blok kazandığı takdirdehiç bir şekilde destek vermeyeceklerini açıkladı Fakat açıkça desteklemek için sol bloğun da yeteri kadar iyi olmadığını ileri sürdü; "Eşitlik Fonu" programının ancak sol blokla uygulanabileceğini de belirtti.
"Kadın Devlet Fonu" nu Fi şöyle tanımlıyor: "Kadın eleman çalıştıran bütün şirketlere devlet açıkça yardım etsin." Bunun için devlet bütçesinden 10 milyar kronun küçük ve orta düzeyde şirketlere açılması yeterli olduğunu iddia ediyor. Feminist İnisiyatif ne sağ ne de sol blok partilerinin İsveç'teki kadınların erkeklerden yüzde 20 daha az maaş almalarına yönelik bir değişiklik programı önerdiklerini de vurguluyor.
Aşırı sağcılar atakta
İsveç'te yabancı düşmanı oylarını hedefleyen aşırı sağcılar İsveç Demokratları (Sverige Demokrater) ile Ulusal Demokratlar (Nationeldemokrater) ve Ulusal Sosyalistler (NationalSocialistisk) toplam 160 belediye ve seçim bölgesinde aday çıkardılar.
Seçimlerde sadece yabancı düşmanlığı propagandası yapan aşırı sağcı blokta, hiçbir partinin bir hükümet programı olmadığı biliniyor. Aşırı sağcı blokta özellikle en tehlikelisi ve taraftarı en yüksek olarak bilinen 20 ilde genel meclis adayı olan, 123 belediyede de yerel politikacısı bulunan İsveç Demokratları seçim meydanlarında açıkça Hitler'i anarak konuşmalarına başlıyor.
Yaklaşık 8 yılda hızla taraftar toplayan parti adaylarının çoğu İsveç Muhafazakar Partisi'nin (Moderat Parti ) eski politik çalışanları.
Kamuoyu araştırmaları, seçimlere giren Sosyal Demokrat, Sol Parti (Vanster Parti), Cevre Partisi'nin (Miljö Parti) ortaklaşa oluşturduğu sol bloğa karşı Muhafazakar Parti (Moderat Parti), Merkez Parti (Center Parti), Hıristiyan Demokratlar ve Halk Partisi'nden ( Folk Partiet) oluşan sağ bloğa karşı ilk defa bu derece güçlü olduğunu gösteriyor. Sağ blok oyları toplam yüzde 44 - 48 arasında seyrederken, sol blok oyları da yüzde 43-47 arasında seyrediyor. (SN/TK)