Fotoğraf: Hayri Tunç
Polis ablukasındaki Galatasaray Meydanı, 4 yıldır halka kapalı. 28 Ağustos 2018’de Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 700. hafta eylemine saldıran polis çok sayıda kişiyi gözaltına almış ve meydanı kapatmıştı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu, Cumartesi Anneleri/İnsanları, yayınladıkları açıklama ile Meydan’ın kapatılmasına tepki gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başta olmak üzere topumun tamamına seslenen kayıp yakınları, “Kim susarsa sussun biz susmayacağız” dedi.
“Barışçıl toplanma hakkımız engelleniyor”
Açıklama şöyle:
*Bugün Galatasaray Meydanı’nda toplanmamızın polis şiddeti ile engellenmesinin 4. yılı. 25 Ağustos 2018 tarihinden beri 2911 Sayılı yasanın Anayasa’ya ve AİHS'ne aykırı hükümleri gerekçe gösterilerek Galatasaray’da barışçıl toplanma hakkımız engelleniyor.
*Çelik ve beton bariyerlerle kapatılan Galatasaray Meydanı;ağır silahlı polisler, TOMA, akrep araçları tarafından işgal edilmiş durumda. İstanbul’un kalbinde, en işlek caddesinde bütün vatandaşların erişim hakkına sahip olduğu bir meydan 4 yıldır karakola çevrilmiş durumda.
*Dört yıldır tüm çabalarımıza rağmen Galatasaray’da toplanma hakkımızın ihlali karşısında etkili bir başvuru yolu bulamıyoruz. Anayasa ve hukuk bizi korumuyor. Zira siyasi, idari ve adli makamlar Anayasa’yı ve hukuku yok sayıyor.
*Galatasaray yasağına karşı güçlü bir toplumsal itiraz geliştirilmediği için bugün konserler, festivaller yasaklanıyor. İktidar, valilikler ve kaymakamlıklar eliyle uyguladığı yasaklama kararlarını toplumu susturmanın, kendi ideolojilerine itaate zorlamanın aracı olarak kullanıyor.
*Bugün her zamankinden daha yüksek sesle hiçbir ayırım gözetmeden “Yasaklara hayır!” deme zamanı.
*Galatasaray yasağının 4. yılında soruyoruz:
*Galatasaray Meydanı İBB yetki alanı içindedir. Herkesin erişim hakkı bulunan bir meydanın 4 yıldır İstanbullulara kapatılması karşısında İBB neden susuyor?
*Galatasaray, aynı zamanda ülkenin en önemli heykeltraşlarından biri olan Şadi Çalık’ın eserine ev sahipliği yapıyor. Bu heykel de 4 yıldır hapsedilmiş durumda. Heykeltraşlar, sanatçılar, sanatseverler neden susuyor?
Haysiyet meselemiz
*Galatasaray İstanbul Barosu’na birkaç yüz metre mesafededir. Tüm kamuya açık bir meydanın 4 yıldır karakol haline getirilmiş olması karşısında İstanbul Barosu neden susuyor?
*Galatasaray Meydanı tüm kentlilerin erişimine 4 yıldır kapatılmış durumda. Kamusal alanları korumakla, kentsel adaleti ve kent hakkını öncelemekle görevli meslek örgütleri, kent plancıları neden susuyor?
*Bir meydan 4 yıldır halkın düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanma hakkına kapatılmış durumda. İnsan hak ve özgürlüklerini korumakla görevli Türkiye Barolar Birliği neden susuyor?
*Kim susarsa sussun, biz susmayacağız. Tanık olduğumuz zulmü anlatmak bizim için haysiyet meselesidir.
TIKLAYIN - 700. Hafta Müdahalesi Ve Bakan Soylu'ya Tepki
Ne olmuştu?
Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların bulunup faillerin yargılanması talebiyle 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda başlattıkları oturma eylemine 15 Ağustos 1998'de başlayıp yedi ay süren polis saldırısı sonucu 13 Mart 1999’da ara verdi. 31 Ocak 2009’da yeniden başlayan Cumartesi oturmaları 25 Ağustos 2018’deki 700. Haftada tekrar polis saldırısı ile karşılaştı.
700. haftada polis plastik mermilerle saldırdı, çok sayıda kayıp yakını gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar ifadelerinin ardından aynı gün serbest bırakıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı, avukat Gülseren Yoleri, konuyla ilgili açıklamasında, 700. Hafta etkinliğinin “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bilgisi dahilinde Beyoğlu Kaymakamlığı imzalı bir karar ile keyfi olarak yasaklanmış olduğunu” söyledi.
TIKLAYIN - Maside Ocak: 97’de 2 Kuşak Gözaltına Alınırdık, Bugün 3 Kuşak Alınıyoruz
700. Hafta buluşmasında gözaltına alınan Maside Ocak, “1997'de iki kuşak olarak gözaltına alınırdık, bugün üç kuşak gözaltına alındık” dedi.
21 Mart 1995’te gözaltına alındıktan sonra cansız bedenine kimsesizler mezarlığında ulaşılan Hasan Ocak’ın ablası Maside Ocak, 82 yaşındaki annesi Emine Ocak’ın da gözaltına alınmak istendiğini, son anda polislerce otobüse bindirilmediğini, annesinin kalkanlarla itildiğini, kollarının morartıldığını anlatmıştı.
1995'ten beri Galatasaray meydanında mücadeleHakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine göre, zorla kaybedildiği tespit edilen toplam 1352 kişi var. Bir grup kayıp yakını ve hak savunucusu “kayıplar son bulsun, akıbetleri açıklansın, sorumlular yargılansın” talebiyle 27 Mayıs 1995 cumartesi günü saat 12.00’de İstanbul, İstiklal Caddesi Galatasaray meydanında oturdu. Arada polis müdahaleleri olsa da 169 hafta kesintisiz Galatasaray Lisesi’nin önünde oturuldu. 170. haftada, 15 Ağustos 1998'de başlayan güvenlik güçlerinin saldırısı, 7 ay sürdü . Her cumartesi, yani tam 31 kez, gözaltılar yaşandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları 13 Mart 1999'da güvenlik güçlerinin saldırıları nedeniyle belirsiz bir süre Galatasaray oturmalarına ara verdiklerini açıkladılar. Yedi aylık sürede toplam 431 kişi, birkaç saatten beş güne kadar varan sürelerde gözaltında tutuldu, dövüldü, tartaklandı, yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı. Hep birlikte gözaltında kaldıkları süre 932 gün oldu. Toplam 84 günlük iş göremez raporu alındı. Bununla da kalmayıp haklarında, "polise mukavemet"ten, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına" muhalefetten davalar açıldı. Hatta, okuma yazma bilmeyen kadınlar gözaltı hücreleri duvarlarına yazı yazmaktan yargılandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların bulunup faillerin yargılanması talebiyle 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda başlattıkları oturma eylemine 31 Ocak 2009’da yeniden başladı. |
Hanife Yıldız: Kimseden Utanmıyorsanız, Benden Utanmanız Lazım
İrfan Bilgin: Taleplerimizi Yerine Getirirseniz Meydandan Kalkarız
Hanım Tosun: Dünya Bizim Sesimizi Galatasaray’da Duydu
İkbal Eren: Evlatlarını İstiyor Anneler, İstismar Bunun Neresinde?
Hasan Karakoç: Siz Kayıplarımızı Bulup Sorumluları Yargılayın, Biz Oturmaktan Vazgeçelim
Mikail Kırbayır: Bakan Soylu Görevin Bizi Dinlemekti, Uzaklaştırmak Değil
Maside Ocak: Soylu'nun Açıklamaları Kayıp Davalarını Etkileyecek
(EMK)