Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın Galatasaray meydanındaki bugünkü eyleminde 18 yıl önce gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci, karikatürleri ve şiirleriyle anıldı.
"İsmail yaşasaydı sanatçı olacaktı, gazeteci olacaktı."
İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci, Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın bugünkü eyleminde yaptığı konuşmaya böyle başladı ve "Üzerimde İsmail'in kazağı var, 18 yıldır onu arıyoruz" dedi, onun karikatür çizdiğini, şiir yazdığını anlattı.
"Polis biz almadık diyor, inanmıyoruz. İsmail gözaltına alınmadan önce evimiz her hafta basılırdı, sonra bir kez bile polis gelmedi evimize..."
Bahçeci, hem o dönemki yönetimleri hem de şimdiki iktidarı kınadığını belirtti ve eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın'ın cinayetleri itiraf etmiş olmasına rağmen kayıpların halen bulunmadığını söyledi, "Çarkın'ın anlattıklarının tümü gerçek" dedi.
İsmail Bahçeci'nin arkadaşları da onun annesine hitaben yazdığı bir şiiri okudu.
Cumartesi İnsanları'ndan Canan Yıldız'ın okuduğu basın açıklamasında, İsmail Bahçeci'nin kaybedilmesinden Mehmet Ağar'ın sorumlu olduğu belirtildi.
"İsmail, güzel konuşan, karikatür çizen, şiir yazan, saz çalan, türkü söyleyen, esprili, özgüveni yüksek, bilgisi ve donanımıyla etkileyici bir gençti. Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda öğrenciydi. Gençlik hareketinin içindeydi, Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı'ydı. Bu nedenlerle de polisin hedefindeydi."
"Daha önce birçok kez gözaltına alınmış, defalarca işkence görmüştü. 24 Aralık 1994'te son kez gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldü ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Resmi makamlar gözaltına alındığını inkar etti."
"Dönemin Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, ailesine, 'İsmail'in gözaltına alındığını, elektrik verilerek işkence yapıldığını, öldürülüp bir çukura atıldığını' söyledi. dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe de annesi Fatma Bahçeci'ye 'Sen dua et de oğlun polisin elinde olsun' dedi."
"İsmail Bahçeci, özgür, eşit, adil bir dünya mücadelesi yürüttüğü için kaybedildi. Ondan geriye yazdığı şiirler, çizdiği karikatürler, sazı ve fotoğraflarındaki gülüşü kaldı."
Bahçeci'nin arkadaşları da onu bulacaklarının sözünü verdi.
"Edi bese!"
Gözaltında kaybedilen Ahmet Kaya'nın kızı Emine Kaya Erbek de eylemde Kürtçe bir konuşma yaptı. Erbek, "Edi bese (yeter artık)" diye başladığı konuşmasında, "Roboski katliamında ölen 34 insana gerilla dendiğini ama onların köylü olduğunu herkesin bildiğini" söyledi. Erbek, "Her yerde haykırıyoruz, 'barış' diyoruz ama sesimize ses verilmiyor" dedi.
Cumartesi eyleminde, İhsan Arslan, İzzet Padır, Abdullah Özdemir'in kaybedilmesinden ve dört kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan Cizre Belediye Başkanı, korucu Kamil Atağ'ın tahliye edildiği de hatırlatıldı.
JİTEM davasında hakkında yedi kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen Atağ, 3,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 22 Aralık'ta tahliye edildi.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Vecdi Avcıl'ın kaybedilmesinden ve 12 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan, dönemin Derik İlçe Jandarma Komutanı Musa Çitil için 13 kez müebbet istemiyle dava açıldı. General Çitil tutuksuz yargılanırken, Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine dava, Çorum Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledildi.
Basın açıklamasında, yargılamanın davacıların takibinden kaçırıldığı, bundan Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in sorumlu olduğu ifade edildi.
"Adalet Bakanı Ergin, koruyucu, kollayıcı tavrını kayıplarımızın faillerinden Mehmet Ağar için de göstermişti. Ona otel konforunda cezaevi hazırlatıp konvoy eşliğinden cezaevine gitmesini sağlamıştı." (AS)