Serter, televizyon izleyicisinin aşina olduğu bir isimdi. Show Tv'de hala konuşulan "5'te 5" adlı bir müzik programı yapmıştı ki, özel televizyonculuk tarihinin en iyi müzik programlarından biri diye anıldı hep.
Eğitim iyi, ses iyi, üstelik konuşabiliyor...
Televizyonlarda alışık olmadığımız kadar eğitimliydi, Amerikan Dili ve Edebiyatı ile başlayan üniversite macerası, dile yatkınlığı ile Latin Dili ve Edebiyatı ile devam etmişti. Show Tv'den sonra başlayan TGRT öğle kuşağı programında, dille oynamayı sevdiğinden ve Osmanlıca'ya ilgisinden kaynaklanan yeni kelimeler türetmesi ve insanların beynine hızlı ama düzgün konuşan kadın olarak geçmesi çok da uzun sürmedi.
BBG furyası başlamadan uzun zaman önce, ekranlardan ayrılmış, yeni projeler üzerinde çalışıyordu kendi deyimiyle. Ama, yurtdışında almak istediği eğitim için paraya ihtiyacı vardı, önce yarışmacı olmayı düşündüğü programa sunucu oldu, "idealizm aç karnına olmuyor" diyerek sadece para için çalışmaya başladı.
Başlarda muhtemelen kendisi de ipin ucunun bu kadar kaçacağını tahmin etmiyordu. O sadece, uzun zaman ayrı kaldığı televizyon dünyasına geri dönmüş, biriktirmesi gereken para için çalışıyordu. Program Show TV'de yayınlandığı dönemlerde çok da vahim değildi zaten durum. Hafta içi günde bir saat, o hafta elenen yarışmacının konuk olduğu bir program ve Cumartesi akşamı canlı yayından ibaretti işi.
Halkın yorum yapma hakkı...
Ne zaman ki BBG, Show TV'den Star'a transfer oldu, o zaman ne sıradan sohbet programları kaldı, ne de günde bir saat yayınlar... BBG, halka ilk kez bir konuda kesin bilgi sahibi olma ve dolayısıyla yorum yapma şansı verdiği için, halk da bu fırsatı tepmedi. İnsanlar programın yeni formatının stüdyoda kendilerine söz hakkı vermesi şansını sonuna kadar kullandılar.
Programın çekildiği Maslak'daki sanayi sitesinde binlerle ölçülen kalabalıklar gece, gündüz beklemeye, şansları olursa taksilere binmeye ve canlı yayında ipe sapa gelmez konular hakkında ahkam kesmeye başladılar. Kadınların ilgisi gittikçe ve anlaşılmaz bir şekilde artıyordu. Yarışmacıların her birini, oğulları, sevgilileri ya da kardeşleri yerine koyuyorlar, "bir insan evladını nasıl savunursa, öyle savunuyorlar"dı.
Peygamber sabırlı sunucu
Bütün bu keşmekeş ve kıyamet içinde, orada bir kadın, tüm olanlardan kendini son derece başarılı bir şekilde soyutlayarak, üç ay boyunca "dimdik ayakta" kalmayı başardı. Öykü Serter'in bir seyircisinin de söylediği gibi, "peygamber sabırlı sunucu" ödülünü sonuna kadar hak ettiği yadsınamaz bir durum. Yaptığı işten zerrece keyif almadığı her halinden belli olan, ama bir gün olsun profesyonelliğinden ödün vermeyen genç kadın, "sunuculuk sınavını" başarıyla verdi.
Geçmiş yaşantısından getirdiği birikimler konuşmaya başladığı anda, daha ilk cümlesi ile belli olan Serter'in orada ne işi olduğu, bu işi neden sevmediği halde sürdürdüğü, idealist ise işe bırakması gerektiği gibi yorumlar elbette yapılabilir. Ama medya dünyasında iş bulmanın ve tutunmanın ne kadar zor olduğu, isminin bir gün içinde silinebileceği düşünülürse, Serter'in yaptığını takdir etmekten başka şansımız yok.
Asla BBG seyretmiyor
Fırsat bulduğu her yerde ve her ortamda, iş dışında asla BBG seyretmediğini, sadece program için görmesi gereken bantları izlediğini belirten Serter, televizyon dünyasında yapılması en zor şeylerden birini yapıyor aslında.
Her gün bir stüdyo dolusu insanın, hayatlarında hiç görmedikleri insanların bir evde yaşamalarıyla ilgili yaptıkları tartışmaları yönetmek, günde 4 saat canlı yayın yapmak, ilgi arttıkça yayın saatlerini uzatmak ve hala sinirlerine hakim olabilmek her insan evladının başarabileceği bir şey değil.
İyi tatiller...
BBG üçüncü bölüm, geçtiğimiz hafta sona erdi. Şimdi yeni bir "Orada Neler Oluyor" zamanı. Evden çıkan yarışmacılardan 20 gün daha rating kazanma mantığı ile bir tekneyle mavi yolculuğa çıkılacak. Öykü Serter 20 gün daha canlı yayınlarda olacak yani. Sonrasında umarız tatil yapma, en azından müzik dinleme şansı olur, kafasını dinler, Kaan ya da Alper ya da Gaye adını bile duymayacağı bir yerlere gitmeyi başarır.