Boğaziçi Köprüsünün hizmete açılışının 35. yılında konuştuğumuz Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul şube sekreteri Tayfun Kahraman “O günlerde köprünün yapımına karşı çıkanlar haklıydılar. Bu itirazları bugün 3. köprü için yeniden yükseltmeliyiz” diyor.
“Süleyman Demirel’in buluşudur köprü. Bu hamleyle birlikte o güne kadar kıyılarda süren kentleşmenin kent içindeki alanlara doğru genişlemeye başladığını görüyoruz. Bu genişlemeye sebep olan şeyse köprünün güzergahı.”
Köprü açılmadan önce İstanbul’da Avrupa yakasında sanayiye yönelik üretimin olduğunu söyleyen Kahraman köprüden sonra bu gelişim Anadolu yakasına sıçradığını belirtiyor.
“Anadolu yakasında, arazi maliyetleri ve E5 otoyolunun teşvikiyle hem yerleşim yerleri oluşuyor hem de küçük ölçekli atölyeler kurulmaya başlıyor. Bu tesadüf değil. Bu yol kentin gelişiminin ana ekseni haline geliyor köprü açıldıktan sonra. Bu gelişmelerle birlikte şehrin tüm çehresi de değişiyor.”
"Bu nedenle” diyor ŞPO şube sekreteri, “Boğaziçi köprüsünün hikayesi, İstanbul’un da hikayesidir.”
35 yıl sonra sözümüz aynı: 3. köprüye hayır!
Süregiden 3. Köprü tartışmalarında 35 yıl önceki itirazın hala canlı olduğunu ifade eden Kahraman “3. köprünün gerekliliği ve kenti rahatlatacağı" iddiasının tartışılması gerektiğini vurguluyor.
“Bugün 3. köprünün kesinlikle gerekli olmadığını söylüyoruz. Çünkü İstanbul artık doğal kaynak anlamında baktığınızda sınırlarına dayanmış durumda. Bu sınırlar kuzey ormanları ve havza alanlarıdır. Bu alanları 2. köprüyü yaparak çokça tahrip ettik zaten. Şimdi onun kuzeyinde yapılacak 3. köprüyle birlikte bu alanların tamamen tahribatına neden olacağız.”
“Eğer 3. köprü yapılırsa tıpkı Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri gibi birkaç yıl sonra sıkışıklık yaşanacağını” belirten Kahraman” ilk iki köprünün yarattığı çevresel ve ekonomik tahribattan ders alınmalı ve yüksek sesle 3. köprüye hayır demeliyiz” diyor.
Boğaziçi Köprüsünün yapılış hikayesinin fotoğrafları için tıklayınız. (BÇ)