Haberin İngilizcesi için tıklayın
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'dan bağımsızlıklarını ilan eden Dontesk ve Luhans Halk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararının ardında Rus ordusuna bu iki kentte "barışı koruma" emri vermesinin ardından değişen uluslararası durum, Türkiye politikasının da merkezine yerleşti.
İktidar: "Ukrayna'nın yanında Rusya'nın karşısındayız"
"Cumhur İttifakı" partileri AKP ve MHP Rusya'yla uzun süren ekonomik ve siyasal flörtün ve S-400 alımlarının ardından NATO ve Batı'nın çizgisine yerleşerek Ukrayna'nın yanında ve Rusya'nın karşısında konumlandı.
Dışişleri Bakanlığı 21 Şubat gecesi yaptığı açıklamada "Rusya'nın söz konusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz." dedi. "Bu vesileyle Ukrayna'nın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına bağlılığımızı vurguluyor, tüm ilgili taraflara sağduyu ve uluslararası hukuka riayet çağrısı yapıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika seyahati sürdürdüğü sırada Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden Senegal'e geçerken uçakta gazetecilerin sorularına karşılık olarak "Bu kararın Ukrayna'nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına geldiği"ni vurguladı. "Biz Rusya'nın bu kararını kabul edilmez olarak değerlendiriyoruz. Taraflara sağduyu ve uluslararası hukuka riayet çağrımızı yineliyoruz."
MHP lideri Devlet Bahçeli de, iktidarın küçük ortağı olarak Salı günkü grup toplantısında "Ukrayna'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne mutlaka saygı duyulmalıdır." çağrısında bulundu. "Rusya'nın bu konudaki sorumluluğu ziyadesiyle fazladır. Son bilgiler dahilinde, Rusya-Ukrayna krizinde tarafların diplomatik çözüm konusunda uzlaştığının telaffuz edilmesi iyimserliğimizi ve umudumuzu her risk ve tehdide rağmen tazelemiştir." dedi.
Muhalefet: "Savaş istemiyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Salı günü TBMM Grup toplantısında konuştu: "Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Bölgedeki bir savaşın Türkiye'ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz. Tarafları sağduyuya davet etmek tüm dünyanın ortak talebi olmak zorundadır." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Rusya 2014'e göre güçlü bir şekilde ortaya çıkmış durumda. Doğalgaz, petrol fiyatları artıyor, bunlar da Rusya'nın işini kolaylaştırıyor." Değerlendirmesinde bulundu ve "Tarihi, dünyayı bilmeyen birileri Montrö Sözleşmesi'ni tartışmaya açarsa bunun ortaya çıkartacağı rehaveti hepimizin bilmesi lazım." Diyerek, boğazların kontrolünün önemini anımsattı.
HDP Grup Başkan vekili Meral Danış Beştaş, TBMM Genel Kurulu'nda partiler adına konuşmalar sırasında Ukrayna konusuna değindi: "Doğu Avrupa'daki siyasi ve askerî gelişmelerden çok büyük bir kaygı duyuyoruz. Ukrayna ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri, NATO ve Rusya arasındaki iktidar mücadelesinin ve askerî yayılmacı politikanın zemini olmamalıdır. Doğu Avrupa halkları bu çatışmalı durumdan en fazla zarar görecek kesimi oluşturuyor." dedi ve HDP'nin tutumunu "Çalınan savaş tamtamlarına karşı her türlü barışçıl siyaset ve diplomatik çabayı desteklediğimizi paylaşmak istiyorum." diyerek ifade etti.
Beştaş, hükümeti TBMM'ye bilgi vermeye çağırdı: "Türkiye halkının yüzde 90'nını temsil eden bir Parlamentodayız şu anda. Hem Dışişleri Bakanının Meclise gelip bilgilendirme yapması ve tüm grupların mevcut durumu analiz etmesi hem de karar alma sürecinde önerilerini sunması gerektiğini düşünüyoruz."
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Engin Altay da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasını "Ukrayna'nın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü hiçe sayan ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olan bir karar" olarak niteledi ve "bu kararı asla kabul etmiyor ve kınıyoruz." Diye CHP'nin tutumunu açıkladı.
Altay CHP'nin "Yurtta barış, dünyada barış" düsturuyla hareket eden, bir parti olduğunu vurguladı. "Birleşmiş Milletler Şartı'nda ifadesini bulan devletlerin toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygı" gösterilmesinden yana olduklarını duyurdu.