* Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Sançar, Ukrayna işgaline dair şu tespit ve önerilerde bulundu:
“Savaşlar paylaşım çabalarının sonucu”
“Dünya halklarının sesine kulaklarını tıkayanlar güç ve egemenlik savaşı yürütüyorlar. Ukrayna savaşı bir birikimin savaşı ama Rusya’nın müdahalesinin kabul edilemez bir işgal operasyonu olduğu açıkça ortada. Ancak küresel zeminde savaşların zeminini yaratan bir düzenin hakim olduğunu görmemiz gerekiyor.
“Ortadoğu’da savaş Ukrayna’da savaş, daha önce de Kafkasya’da savaş... Bu durum küresel egemenlik mücadelelerinim ve paylaşım çabalarının sonucudur.
“Somut bir askeri operasyona karşı somut tavrımız açıktır. Kim ki uluslararası hukuka aykırı işgal politikası yürütürse onu en net şekilde reddederiz, ona karşı çıkarız. Fakat çözümün nerede olduğunu da göstermek görevimizdir, boynumuzun borcudur.
“İktidar savaş politikalarıyla ayakta duruyor”
“Savaş yıkım demektir bunu biliyoruz. Bunu bu ülkeden biliyoruz, bu coğrafyadan biliyoruz. Bu iktidarın savaş politikalarıyla ayakta durduğunu söyledik.
“İşgal politikaları yürütüyor. Evet, Efrîn bu iktidarın işgal ettiği bir topraktır. Serêkaniyê de öyledir. Kendilerinin, iktidarlarının, devletlerinin işgal politikalarına sessiz kalanların başka yerde işgal politikalarına itiraz etmeleri inandırıcı olmuyor.
“Barış mücadelesi çok değerli bir ilke mücadelesidir. Savaşa karşı çıkma bir ilke meselesidir. Savaşlara her yerde karşı çıkmak gerekiyor. Eğer benim desteklediğim iktidar savaş politikaları yürütürken sessiz kalıp başka yerde savaşlara karşı barış diye bağırırsam inandırıcı olmaz. Tabii ki böyle yapınca savaşlar da bitmiyor.
“O nedenle diyoruz ki; bu ülkede samimi, ilkeli, güçlü bir savaş karşıtı koalisyona ihtiyaç var, savaş karşıtı duruşa ihtiyaç var. İşgal politikalarına karşı çıkmaya ihtiyaç var. Burada da Suriye’de de Ukrayna’da da aynı tavrı, aynı samimiyeti kararlılıkla göstermeye ihtiyaç var.
“Büyük barış hareketine ihtiyaç var”
“HDP demokrasi ittifakını büyük barış koalisyonuna dönüştürmek için her türlü çalışmayı yürütüyor, yürütecektir. Çünkü biz biliyoruz ki savaşların en önemli nedeni küresel çapta paylaşım mücadeleleri ve ülkelerdeki nefret, ayrımcılık, diktatörlük politikalarıdır.
“Bir ülkede eğer halkların, emekçilerin, toplum kesimlerinin özgürlüklerini tanımayan bir iktidar varsa, bu iktidarın bu ülkeye eninde sonunda getireceği felaket savaştan başka bir şey değildir.
“Sadece kendi ülkelerinde değil, diktatörler ve despotlar aynı zamanda bulundukları bölgede de imkan bulduklarında savaş çıkarmayı mutlaka isterler. Varlıkları ancak böyle güven altına alınabilir. Ayrıştırma ve düşmanlaştırmayı düşünürler.
“Büyük barış hareketine, büyük barış buluşmasına ihtiyaç var. Bizler bunun için varız. Barış aynı zamanda adalet, demokrasi ve refah demektir. Aynı zamanda sömürüye ve zulme karşı çıkmak demektir. O nedenle barış mücadelesini sonuna kadar sürdürmekten başka şansımız yok.
“Bu iktidar her şeyle savaş halinde”
“Her alanda barışa odaklanmamız lazım. Çünkü her alanda savaş zihniyeti ve politikalarıyla yürüyen bir iktidar var.
“Ortadoğu'da, Suriye’de savaş politikalarını yürütüyor. Bu ülkede Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarının zorunlu sonucu savaş politikalarıdır ve çözümsüzlük savaşa götürür.
“Bu şimdiki iktidar için de bundan sonra iktidara talip olanlar içinde geçerlidir. Savaş politikalarına açık ve net tavır koymadan bu ülkeye barışı ve demokrasiyi getirmek mümkün değildir. Bunun için de Kürt sorununda demokratik çözümün yolunu açacak, bu ülkede ve bölgede halkların birlikte ve eşit yaşamasını hedefleyecek bir anlayışa ihtiyaç var.
“Bu iktidar her şeyle savaş halinde. Bu iktidar toprakla savaşıyor, toprağı talan ediyor, toprağın ürün vermesini engellemek için her türlü yöntemle toprağa savaş açıyor. Doğa ile savaş halinde bu iktidar. Ağaçlarla, ormanlarla, derelerle savaş halinde. Kürtlerle, kadınlarla, gençlerle, emekçilerle, yoksullarla savaş halinde.
“Bütün toplumsal kesimlerle barışmak”
“Biz de diyoruz ki işçiyle, esnafla, üreticiyle, herkesle; toprakla, ağaçla, dereyle savaş halinde olan bu iktidara ve savaşa dayanan bu rejime karşı büyük barışı hedeflemeliyiz. Büyük barış toprakla barıştır, halkların barışıdır, halkların eşit ortak yaşamını hedefleyen özgür bir düzenin inşasıdır.
“Büyük barış çölleştirilen, üretimsiz bırakılan topraklarla barışmayı gerektirir. Üreticiyle, çifçiyle, esnafla, emekçiyle, doğayla bütün toplumsal kesimlerle barışmayı gerektirir büyük barış.
“Bütün bu saydığım alanlarda talan ve savaş politikalarına hayır diyecek büyük barış koalisyonunu kurmak zorundayız. Aksi durumda ekmeğimizden de aşımızdan da özgürlüğümüzden de haklarımızdan da olmamız neredeyse mukadderdir.
“Eğer ekmeği demokrasiyle, toprağı üretim ve refahla, doğayı eşitlik ve saygıyla ele alırsak; özgürlüğü, eşitliği her alanda hakim kılacak politikaları sonuna kadar ilkeli ve kararlı bir şekilde savunursak işte o zaman büyük barışı kuracağız. Halkların ve barış ve demokrasiden yana güçlerin ortak mücadelesi savaşları durduracaktır.” (AS)