Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) dönem sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı, bianet'e, "Madencilik şirketi burayı su yolu için kullanmak üzere çok çabaladı. İnay köylüleri arazilerini satmadılar. Jandarmayı devreye soktular; yine başarılı olamadılar. Anlaşılan Bakanlar Kurulu iş el attı" dedi.
Bakanlar Kurulu kararının metni şöyle:
"Tüprag Metal Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. uhdesinde bulunan IR: 7302 sayılı maden sahasında üretim için gerekli olan suyun iletilmesini sağlayan su borusu hattının güzergahına rastlayan, irtifak hakkı kurulması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca kamu yararı kararı verilen ve ekli listede bulunduğu yer, parsel numarası ile yüzölçümü belirtilen taşınmazların, adı geçen Bakanlık tarafından acele kamulaştırılması..."
Cangı: Dava sürüyor, madenciler bu kararlarla yargıyı aşmaya çalışıyor
Kanada'daki Eldorado Gold firmasının Türkiye temsilcisi Tüprag Şirketi, Uşak Eşme, Kışladağ'da siyanür yığın liçi yöntemiyle işletmek istediği madenin su yolunun İnay köyünden geçmesini istiyor.
İnay köylüleriyse, bir yıldan fazla bir süredir buna izin vermiyor; son olarak ocak ayında şirkete verilen kuyu açma, yer altı suyu arama ve kullanma izninin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtılar.
Bu davada müdahil ve müdahil vekili olarak yer alan Cangı, "Dava hâlâ sürüyor. Mahkeme bilirkişi raporunun son halini bekliyor" dedi ve ekledi:
"Aynı şeyi Bergama'da da yaşadık. İzinler alınıyor, işlemler yapılıyor. Oldu bittiye getiriliyor. Mahkeme kararını açmanın gerekçeleri oluşturuluyor.
"Kararı verilene kadar bu su yolu yapılırsa, yargı kararının uygulanmamasından kaygı duyuyoruz."
Mahkeme nihai bilirkişi raporunu bekliyor
Cangı, adenin çevreye ve canlı yaşamına zararını belirleyecek Manisa İdare Mahkemesi'nde süren davada bilirkişi raporunun beklendiğini söyledi:
"Çevre, jeoloji ve maden uzmanlarının hazırladığı bilirkişi raporunda, madenin çevreye zararlı olduğuna dair pek çok değerlendirme var. Fakat bu raporun sonunda, jeoloji ve madencilik uzmanları, 'eksiklikler işletme devam ederken de giderilebilir' anlamına gelen bir görüş eklemişler.
"Mahkeme raporu geri gönderip çevre ve canlı yaşamı için risk olup olmadığını net olarak belirtmelerini istedi. Şimdi bu ek raporu bekliyoruz."
Cangı: Bakanlar kendilerini korumaya mı çalışıyor?
Cangı, acele kamulaştırma kararının Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı yerine Bakanlar Kurulu tarafından alınmasının, kuşku doğurduğunu söyledi:
"Aslında, 5177 sayılı yasayla, madencilik şirketlerinin önündeki tüm engeller kaldırıldı. Örneğin, size ait olan bir yerde maden bulunduğu keşfedildi. Siz burayı satmazsanız, şirket Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na gidip kamu yararı gerekçesiyle buranın kamulaştırılmasına dair kararı çıkartabiliyor."
Cangı, bu kararın doğrudan Bakanlar Kurulu'nca alınmasının, dokunulmazlıktan yararlanma olanağını akla getirdiğini söyledi.
"Anayasa'nın 100. maddesine göre, Başbakan ve Bakanlar hakkında soruşturma ancak Meclis tarafından başlatılabilir ve ancak Yüce Divan'da yargılanabilirler. Siyasi iktidar yanaşmadıkça da böyle bir şey mümkün olmaz."
"Böyle bir karar Bakanlık tarafından verildiğindeyse, bu işlemden sorumlu müsteşar veya kamu görevlisi hakkında yargılama yapılabilir." (TK)