"Kadınlar barış meselesine adaletli bir yaklaşım getirebilmek için bir aradalar. Bunun için çalışıyorlar."
Barış İçin Kadın Girişimi üyesi Zehra İpek, yarın (10 Kasım) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Gülten Kışanak, Fatma Şahin ve Gaye Erbatur'la yapacakları görüşme öncesinde bianet'in sorularını yanıtladı.
Barış için dört kadın buluşması ve bir forum gerçekleştirdiniz. Sürece katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümetin genel tavrı adalet temelli talepleri görmezden gelmek. Kadın barış hareketi de Kürt sorunun çözümü meselesine adalet temelli bir yaklaşım sunmaya çalışıyor.
Adalet temelli yaklaşımı açabilir misiniz?
Kadınlar savaştan daha çok etkilendi. Savaşın etkisi toplumda ve aile içinde en çok kadınlar üzerinde hissedildi. Savaş sürerken kadınlara yönelik taciz ve tecavüzler yoğun olarak yaşandı. Sosyal hayata karışamayan, okula veya işe gidemeyen kadınlar ana dilleri dışında bir dil de öğrenemediler. Bunun sonucu olarak da kamusal alanda var olamadılar. Bizim adalet talebimiz hükümetin başlattığı bu süreçte yapılan tartışmalarda kadınların yaşadıkları da gözetilerek konuşulması.
Girişimin çalışmaları nasıl ilerliyor?
Buluşmalar ve forumun yanı sıra kadınların birbirleriyle barışı konuşabilecekleri zeminler yaratmaya çalıştık. Buna önem veriyoruz. Belli bir kesimden değil, tüm kesimlerden kadınları bu tartışma sürecine dahil etmek istiyoruz. Bunun için mahallelere, işyerlerine ve kadınların olduğu her yere ulaşmayı hedefliyoruz. Meclis'te yapacağımız görüşmelerin ardından kadınların yüz yüze konuşabilecekleri buluşmalar yapmayı planlıyoruz.
Meclis'te üç siyasi partiden kadın milletvekilleriyle görüşeceksiniz. Neden aralarında MHP'li bir isim yok?
Milliyetçi Hareket Partisi'nden randevu talep etmedik. Çünkü bu süreçteki tavrı çok negatif.
Ama benzer tavra sahip CHP ile görüşeceksiniz?
CHP'li Erbatur'a eleştirilerimizi de ileteceğiz. Görüşmeyi bu yüzden talep ettik.
AKP'li Şahin'e ne anlatacaksınız?
Savaşın kadınlar üzerindeki etkisini anlatacağız öncelikle. Bir diğer talebimiz de çeşitli kesimlerle görüşmeler yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın kadınlarla da görüşme yapması.
Çünkü bu süreçte tüm toplumsal kesimlerin talepleri dinlenmeli diye düşünüyoruz.
Açılımla ilgili süreç nasıl ilerliyor sizce?
Şiddet toplumuyuz. Düşmanlarla büyütüldük hepimiz. Uzun yıllardır savaşla yaşayan, bu düşmanlıklarla yetişen bu toplumun bir günde değişmesini bekleyemeyiz. Hükümetin attığı adım da çok yeni. Nisan'dan bu yana barış hakkında konuşuyoruz. Ancak çelişkili açıklamalar yapılıyor Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından. Henüz son 30 yılda yaşananlarla yüzleşmek isteniyor gibi bir manzara yok. Bu nedenle toplum ne istediğini, ne yapabileceğini bilmiyor. Özellikle de Türklerin kafası karışık.
Neler yapılmalı?
Açılımın altı doldurulmalı ve talepler karşısında bir şantaj unsuru olarak kullanılmamalı. Biliyorsunuz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı bir çok olumlu açıklamayı kısa bir süre sonra söylememiş gibi başka şeyler açıkladı şimdiye kadar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "iyi şeyler olacak" dedikten hemen sonra bir dizi operasyon yapılarak çok sayıda DTP'li gözaltına alındı, birçoğu tutuklandı. Bunun olmaması için barış talebinin topluma doğru bir şekilde anlatılması lazım.
Misal Türkler anadilini konuşamamak ne demek dinlemeli ve anlamalılar. Ya da Kürtler Türklerin korku ve kaygılarını dinlemeliler. Yalnızca Türkler ve Kürtler değil elbette, bu toplumdaki çok sayıda etnik grup ve diğer topluluklar da... Eğer böyle olursa barış süreci tabanda bir destek bulabilir ve hükümet de geri adım atma imkanı bulamaz.
Milletvekilleriyle yapacağınız görüşmelerin ardından sırada ne var?
Kadınların savaş esnasında yaşadıklarını araştırmak için bir hakikat komisyonu kuracağız. Böylece savaşın kadınlar üzerindeki etkisini daha iyi bir fotoğrafla ortaya çıkartacağımızı düşünüyoruz. Bir diğer çalışmamız da az evvel de bahsettiğim yüz yüze görüşmeler. Bu toplantılarda her kesimden kadının birbirleriyle savaş ve barış hakkında konuşmasını, tartışmasını sağlamak ve birbirlerine yaklaşabilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Çünkü barış konuşarak, tartışarak ve birbirinin hislerini anlayarak mümkün olabilecek.
Biz kadınlar bunun sağlanması için kapı kapı dolaşacak, ulaşabildiğimiz tüm kadınları dinleyeceğiz. Çünkü, adı Kürt açılımı ya da demokratik açılım olsun bu toplumda sıkıntıların konuşularak halledilmesi ve barışın kalıcılaştırılması lazım.(BÇ)