16 Nisan’da gerçekleşecek anayasa değişikliği referandumuna dair, “Bana Anayasayı Sor” kampanyasıyla ‘Evet/Hayır’ı telkin etmeden, insanlara referandumu hukuki sonuçlarıyla anlatan Hukuk Öğrencileri Meclisi, çeşitli sebeplerle oy kullanamayacak olan öğrencileri “Favlama Oyla” diyerek sandığa götürüyor.
Öğrenciler, bu kampanyayla başta üniversite öğrencileri olmak üzere, kendilerine ulaşacak herkesi ücretsiz otobüslere yönlendirerek oy kullanımını arttırmayı hedefliyorlar.
Sokakta konuştukları insanların, çeşitli sebeplerle oy kullan(a)mayacaklarını söylediklerini belirten öğrenciler, yayınladıkları videoyla verilen her bahaneye veya soruna çözüm sunuyorlar.
Hukuk Öğrencileri Meclisi üyelerinden görüştüğümüz İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (İÜHF) öğrencileri Side ve Mert, referandumda oy kullanamayacak yüzde kırk beşlik kesimin 18-25 yaş arası öğrencilerden oluştuğunu, oy kullandıkları takdirde seçim sonucunda yüzde dört-beş civarında bir etki yaratacaklarını belirtiyorlar.
“Oy verin demiyoruz, oy verebilmeleri için harekete geçiyoruz”
İÜHF üçüncü sınıf öğrencisi olan Mert, kampanyanın oluşum sürecini, bu süreci hem sokakta hem sosyal medyada örgütlemenin önemini vurgulayarak şu ifadelerle anlattı:
“Şimdi biz sahada şunu gördük, 18-25 yaş arası insanların bir kararı var ama oy kullanmıyor. Oy kullanmamasının çeşitli gerekçeleri var. Bunların arasından dokuz on civarı ortak gerekçe çıkardık ve gördük ki bunlar aslında bir araya gelerek bizim çözebileceğimiz sorunlar.
“Bu işte, sosyal medyayı gerçek anlamda sandığa gitmek ve insanları sandığa götürmek için bir araç olarak kullanıyoruz. Sosyal medyada birbirimize verdiğimiz etkileşimi sandıklara verebilirsek güçlü bir katılım sağlanabilir diye düşündük. Bu yüzden kampanyayı sosyal medya üzerinden yürütmeye karar verdik.
“İki gün önce sosyal medyadan #AnayasayıSor hashtagiyle gelen soruları cevapladık. Son bir haftaya girerken bile insanların kafasında ne kadar çok soru olduğunu görmek açıkçası bize daha çok çalışma şevki kazandırıyor. Alanlarda yaptığımız çalışmalarda etkileşim, sosyal medyada ise erişim daha güçlü oluyor. Biz bu ikisini de kullanma taraftarıyız. Nitekim ‘Favlama Oyla’nın böyle bir bağ kurma özelliği var.
“Ulaşım işini düzenleyenlerden, üniversite öğrencilerine özel kontenjan ayırmalarını istiyoruz. Üniversitedeki arkadaşlarımızın buna ihtiyacı varsa onlara yönlendiriyoruz. Meclis bütçemizin izin verdiği ölçüde biz de yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sadece sosyal medyada çağrı yaparak oy verin demekten ziyade oy vermeleri için harekete geçiyoruz böylece.
“Sosyal medyadan sandığa gidiyoruz”
İÜHF ikinci sınıf öğrencisi Side ise, insanların oy kullanmama gerekçelerini sıralayarak hepsine bir çözüm sunabildiklerini şöyle anlattı:
“Referandum süreci birçok üniversite öğrencisinin vize zamanına denk geliyor. Bazı öğrencilerin maddi durumu el vermiyor. Bazıları sisteme karşı oluyor, bazıları üşeniyor… Biz bu video ve dolayısıyla kampanyayla hem onlara bir antitez üretiyoruz hem de durumu el vermeyenlerin oy kullanmasını sağlıyoruz.
“Katılımın düşük olması veya yüksek olması yüzde dört beş puanlık bir etki yaratabiliyor. Bu da hiç yabana atılmayacak bir oran. Bu da kampanyaya başlamamızı etkileyen sebeplerden biriydi.
“‘Favlama Oyla’ dememizin sebebi, bizim nesle hep söylenen ‘sosyal medya neslisiniz, sadece Twitter’da, Facebook’ta klavyeyi kullanan insanlarsınız’ denmesinden kaynaklanıyor. Biz de o yüzden diyoruz ki; favlamıyoruz, oyluyoruz. Aracı olup oy kullanmayanları da sandığa götürüyoruz. (TP-HH/HK)