10. Yeşil Diyalog Toplantısı'nın ikinci gününde Ekolojik Mücadeleler ve Bu Mücadelelerdeki Kadın Deneyimi konuşuldu.
Hindistanlı aktivist Medha Patkar, bu oturumun ana konuşmacısıydı. Patkar, Hindistan'da büyük ölçekli barajlara ve kentsel dönüşüme karşı verdikleri mücadeleyi anlattı, Türkiye'den çevreci kadınlarla deneyimlerini paylaştı.
Patkar, Bu mücadeledeki başarılarının aydınları, uluslararası kamuoyunu ve doğal kaynaklardan beslenen halkı biraraya getirmekte, karar vericilere bilimsel argümanlar sunmaktan ve sosyal ağları etkili kullanarak mücadeleyi küreseleştirmekten geçtiğini söyleyen Patkar, Hindistan'da yaşananlarla Türkiye'de yaşananların çok da farklı olmadığını anlattı:
"Birçok sürdürülebilir yaşam tarzı olan kırsal bölge, şehirleşme ve bütün kaynakların hunharca özelleştirilmesi veya kamulaştırılmasından dolayı tehlike altında. Devlet 'kalkınma' adı altında yalnızca doğal kaynakları değil, insanların yaşama hakkını da elinden alıyor.
"Diğer taraftan politikacılar ve şirketler yerel halklara, biz aktivistlerin yurtdışından kurumlarla ortak çalıştığımızı bundan para kazandığımızı anlatarak direnişi kırmaya çalışıyor.
"Hindistan'da 200 bin kişi tek bir barajın kurulduğu alanda su altında kalabilir. Buna karşı uzun mücadeleler veriliyor, açlık grevleri yapılıyor. Bu mücadelede kadınlar hep ön saflarda, çünkü sebat etme yetenekleri, yaratıcılıkları erkeklerden daha yüksek.
"Biz mücadele ve yeniden yapılandırma üzerine çalışıyoruz. Hem yeşil, hem kırmızı ideolojiye inanıyoruz. Yani hem eşitlik hem de doğal ekosistemlerin korunması için mücadele ediyoruz."
Türkiye'de kadınların çevre mücadelesi
Türkiye Yeşilleri Eş Sözcüsü Bilge Contepe konuşmasında, Akkuyu Nükleer Santrali'ne karşı verilen mücadeleyi anlattı. Contepe, "Mücadele burada da çok yönlü yapılıyor. İnsan hakları, kadın temelli, sınıf eksenli politikalarda birleşiyoruz. Ekoloji mücadelesi sistemin yanlışlıklarına karşı yapılan politik bir mücadele. Yeşil feminist ve kızıl sosyalist bir birliktelikle, üçüncü dünya ülkeleri yeni bir dünya anlayışının temellerini atacaktır" dedi.
Yeşil Gerze Platformu'ndan Şengül Şahin de Gerze'de verilen mücadeleyi, köylülerin mücadeleye katılışını, nasıl bir direniş ağı geliştirdiklerini anlattı. Kolluk kuvvetlerinin attığı gaz bombalarından arı kovanlarının açıldığını ve bir eylem sırasında arıların kolluk kuvvetlerine de saldırdığını anlatan Şahin, "İl emniyet müdürü dedi ki 'arıları bile eğitmişsiniz'. Mücadelemiz bitmedi, yeni başladı. Birbirimize destek verip, birlikte büyüyeceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Büyük Anadolu Yürüyüşü'nden Pervin Çoban, "İlk önce ormanlarda keçi otlatma yasağıyla karşılaştık, sonra göç güzergahımızda suların üzerinde kurulan barajlarla karşılaştık. Ben, Toroslarda gözlerimizle görmediğimiz, kulaklarımızla duymadığımız binlerce canlı için buradayım; doğadaki tüm canlıların haklarının verilmesi için.
"Bu mücadele zorlu bir yol oldu. Şantiyeleri, şirketleri aramıza getiren siyasilerden çok, çevreci gözüken kurumlarla uğraştık. Ama bizde bir laf vardır; 'gittiğiniz yolda engeller yoksa bilin ki yanlış yoldasınız" derler. Demek ki biz doğru yoldayız". (ÇT)