Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi “Böyle gitmez, kadınlar izin vermez” sloganıyla başlattığı kampanyasının tanıtımını İstanbul, Harbiye’deki Kenter Tiyatrosu’nda yaptı.
Salondaki kadınların halaylarıyla başlayan tanıtım etkinliğinde kadın mücadelelerinin, kadına yönelik şiddet istatistiklerinin ve kadınların örgütlü mücadele kurmasının anlatıldığı üç farklı sinevizyon gösterimi oldu.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne kadar sürecek kampanya kapsamında kadınlara sokak eylemleri, buluşmalar, çalıştaylar, konferanslar, forum ve şölenler aracılığıyla “yeni yaşamı” kurma çağrısı yapıldı.
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay’ın açılış konuşmasının ardından HDP Kadın Meclisi Koordinayonu adına Dilan Dirayet Taşdemir kampanyanın deklarasyon metnini okudu. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca ise kampanya süresince izleyecekleri yolu anlattı.
Salona "Em bernadin vê dilane", "Mafya, racon, KHK", "Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak", "İş yok aş yok güvence yok", "Evde işte sokakta şiddet böyle gitmez, kadınlar izin vermez" yazılı pankartlar ile Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel'in de aralarında olduğu tutuklu siyasetçilerin resimleri asıldı.
“Böyle Gitmez, Kadınlar İzin Vermez” kampanyası
25 Kasıma sürecek olan kampanya çerçevesinde 19 Eylül’de Ankara’da, 21 Eylül’de Adana’da 22 Eylül’de Diyarbakır’da 23 Eylül’de İstanbul’da meydanlarda kadın kürsüleri kurulacak.
Kampanya kapsamında düzenlenecek çalışmalar ve buluşmalarda ele alınacak konular şöyle:
* AKP’nin Yeni Bir Kadın Kimliği İnşa Çabası ve Buna Karşı Birlikte Direniş ve Mücadele Hattının Olanakları
* Kayyumlar neye saldırdı, neyi inşa ediyor
* Kadın emeği alanında neler oluyor, nasıl mücadele edeceğiz
* Medyada şiddet ve nefret dili kadınları nasıl etkiliyor
* Kadınların siyaset dışına itilmesine karşı kampanya
* Militarizm, Cinsiyetçilik, Şiddet Konferansı
Kemalbay: Kadınlar faşizmin kurumsallaşmasını kabul etmeyecekler
Kemalbay sözlerine 7 Eylül’de hayatını kaybeden feminist yazar Kate Millett’i anarak başladı:
"Bizler erkek siyasetine, erkek egemen kapitalist sömürüye, ayrımcılığa karşı el ele vererek güçlü bir kadın mücadelesini var ettik.
"Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli rejimi bugün bizlerin mücadelesinin önünü kesmek istiyor. 7 Haziran'dan bugüne savaşı, kutuplaşmayı, nefret dilini, kadın düşmanlığını, kadınlara saldırıları kışkırtıcı söylemleriyle Türkiye halklarını birbirinden uzaklaştırmaya, kadınlar üzerinden siyaset yaparak kendi gerici, kadın ve halk düşmanı politikalarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.
"Kadınlar en çok da sokaktan, meydanlardan uzaklaştırılıyor, yok sayılmayla, ötekileştirilmeyle karşı karşıya bırakılıyorlar. Bir an önce bu faşizmi durdurmak için Türkiye'de yeniden barışın, kardeşliğin dilini, demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku tesis etmek için mücadelemizi yükseltmek durumundayız.
"Kadınlar faşizmin yürüyüşünü, kurumsallaşmasını, kendini sürdürmesini asla kabul etmeyecekler. Çünkü kadınların bugüne kadar elde ettiği kazanımlar bugün yerle bir ediliyor. Bu kazanımları daha ileriye taşımak isterken artık elimizdekileri korumak da bizim için önemli bir hedef oldu. Hepimiz bütün kadınların yaşam hakkına ve sorunlarına sahip çıkmak durumundayız."
Konca: Dayatılan tek tip yaşam biçimine renkliliğimizle direneceğiz
Tutuklu HDP’li milletvekillerini ve yöneticileri anarak konuşmasına başlayan Konca, “Tarihsel olarak kadının bin yıllardır verdiği özgürlük mücadelesinden deneyimlenerek kendimizi bir kadın partisi olarak tanımladık” dedi.
“Bugün 'Böyle gitmez, kadınlar izin vermez' sözüyle Türkiye'yi demokratikleştirme, kadına karşı geliştirilen her türlü şiddeti yok etmek ve demokratik, özgür, barışçıl bir ülkede yaşayacaksak bunu kadının sözüyle, eylemiyle, örgütlülüğüyle geliştireceğimizi inandığımız için bu kararı aldık.
"Kampanyamızı sokak sokak, mahalle mahalle örgütlemek, şölenler gerçekleştirmek, çalıştaylar yapmak, sokaklarda kürsüler kurarak her türlü eleştirimizi sunmak, kadınlara çağrı yapmak, omuz omuza faşizme karşı durmak, kadına karşı her türlü şiddetin karşısında durmak için temel sorumluluğumuz olarak planladık.
"Faşizmin sindirmek istediği kadın gerçekliğini kavramları yeniden tanımlayarak ve çoğalarak durdurabileceğimize inanıyoruz. Nasıl ki zindanlarda tutsak edilen binlerce kadın tek tip elbiseye direneceklerini söylüyorsa bizler de dışarıda bize dayatılan tek tip yaşam ve düşünce biçimine karşı çoğulculuğumuzla, renkliliğimizle, kadın estetiğiyle, güzelliğiyle, yasaklanan gülüşlerimizi daha da güçlendirerek direnecek ve çalışmalarımızı yürüteceğiz." (TP/ÇT)