Diziler çok, ama hafta 7 gün, gün 24 saat. Eh dizi dediğiniz de prime time için çekiliyor. Öyle olunca sayıları 10'u geçmeyen ulusal kanallara da gece başına en azından 2 yerli dizi düşüyor, o da şanslı günlerde. Olan bizlere oluyor yine, ne izlediğimizi anlıyoruz, ne de hangi dizide kimin oynadığını hatırlıyoruz. Aynı oyuncu doğal olarak 2, hatta 3, bazen de 4 dizide birden oynadığı için hem karakterler karışıyor, hem de kafalar.
Anneye benzeyen genç kız, baba kopyası küçük oğlan
İzlenen kötü programlar, varolan birkaç vasat işin yere göğe sığdırılamaması olarak geri dönüyor bizlere. Eski dönemden yadigar kalan çok izlenen "Çocuklar Duymasın" bunlardan biri. İki çocuklu orta sınıf aile, çalışan anne, karısına çok karışan koca, babaya benzeyen oğlan çocuğu, anneyle ayırt edilemeyen cümleler kuran evin genç kızı...
"Çocuklar Duymasın", bir aile komedisi. Bir ailenin kendi içindeki sorunlarını, komik hikayelerini falan anlatıyor. Ama diziyi iki, üç bölüm izledikten sonra, sanki birileri, mesela Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi, size mesajlarını iletmek için bu diziyi kullandıklarını falan düşünüyorsunuz. Televizyon dizilerinin mesaj kaygısı taşıdığı az sayıdaki ülkelerden birinin vatandaşı olarak bir televizyon dizisindeki kahramanların Avrupa Birliği üzerine konuşması elbette bize tuhaf gelmiyor.
Ama "Çocuklar Duymasın" durumu biraz abartmış. Evin çalışan kadını Meltem, her şeye karışan ve muhalefet olan kocası Haluk'u Avrupa Birliği'ne girilmesinin önemini anlatırken, aynen şöyle diyor; "Eğer birliğe girersek, çocukların eğitimi daha iyi olacak, en az 6,- en çok 10 bin dolar maaş alacağız".
Pek çok insan Avrupa Birliğine girilmesinden yana, ama "bu topraklardan bir ailenin günlük yaşamı" iddiasıyla ekranlarda olan bu dizideki gibi, "en az" ve "en çok" gibi kesin kıstaslarla Avrupa Birliği hesabı yapanlar var mı, önemli olan o.
Yeni starımız Havuç
"Çocuklar Duymasın" mesaj kaygısını abartırken, medya da çocukları abarttı. Evin küçük oğlu Emre, ya da Havuç, kendi adıyla Furkan bir anda "star" ilan edildi. Çocuğun henüz 10'lu yaşlarının başlarında olduğu tamamen unutuluyor, dizinin yayınlandığı kanalın tanıtım gecesinde sunuculuk yapıyor, hatta kanal için hazırlanan şarkıyı bile söylüyor.
Buraya kadar her şey, işi dahilinde denilebilir, ama magazin programlarında izlenenler bardağı taşırıyor. Furkan elinde magazin programının mikrofonu, manken, manken dolaşıyor, kıyafetlerine puan veriyor, cümleler magazin basınının bayıldığı tarzdan, "bu yeterince kısa değil", "bu elbiseyi Mahmutpaşa'dan mı aldın?".
Furkan'ın Mahmutpaşa'nın neresi olduğunu bilip bilmediği muamma. Başka bir magazin programı, Furkan bu kez röportaj yapılan konumunda. Soru 20'lerini geçmiş olanlar için belki normal gelebilir, ama muhatap henüz 13 yaşında; "bir genç kızı beğendin, onu tavlamak için ne yaparsın?". Furkan ağabeylerinden iyi ders almış, "önce yaklaşırım, konuşurum, sonra yemeğe davet ederim, ondan etkilendiğimi belli ederim". 13 yaşındayken kurulacak cümleler mi bunlar?
100 bin dolarlık reklam kampanyası
Furkan Kızılay, televizyon yıldızlığında birinci yılını doldurmak üzere. Küçük çocuk, reklam piyasasının bol sıfırlı kampanyalarından birine imza attı geçtiğimiz aylarda. Turkcell'in reklam kampanyasında bir yıl boyunca rol alması karşılığında 100 bin dolar aldı. başka bir yeni işi ise, mankenlerle tanıtımlara katılması. Mesela önümüzdeki günlerde olası bir yapı fuarında, mesela kiremit standında Furkan'ı görmek hiç şaşırtıcı olmaz.
Hayatımıza birden giriveren bu küçük, gerçekten sevimli çocuk, hızla bir yerlere doğru ilerliyor. Furkan'a bakınca, 90'ların başında Amerika'da olay olan "Evde Tek Başına" filmlerinin başrol oyuncusu Macauley Culkin'in hatırlamamak elde değil.
Bir anda gelen şöhret ve para, 9 yaşında adım attığı film setlerinden 12 yaşında uyuşturucu kullanan bir küçük çocuk olarak çıkmasına neden olmuştu hatırlarsanız. Macauley, 15 yaşında anne ve babasını mahkeme kararı ile reddetti, gerekçesi ona ait olan parayı harcamalarıydı, 17 yaşındaysa kendisiyle yaşıt bir genç kızla evlendi. Şimdilerde neler yapıyor, bilen yok...
Bu örnek tabii ki Furkan da böyle olacak anlamına gelmiyor. Ama eğlence dünyasında dönem dönem çok moda olan çocuk oyuncular hep trajik hayat hikayeleri ile karşımıza çıktılar sonraları...
Okullar açılıyor, sınıfında kameralar.. .
Furkan Kızılay, bir dizi ile yakaladığı şöhretten belli ki çok memnun şu aralar. Düşünsenize okulların açıldığı gün sınıfınızda 5-6 kamera var, belli ki sizin için gelmiş. Daha keyifli ne olabilir?
Bu gidişat, Furkan'ın önümüzdeki yıllarda dizilerde, filmlerde, reklamlarda ve artık daha ne varsa oralarda karşımıza çıkacağı anlamına geliyor. Zaten dizinin senaristi ve Furkan'ı keşfeden adam olarak kendini tanıtan Birol Güven, aynı zaman da küçük çocuğun menajeri olarak Furkan'ın yakında "Evde Tek Başına" filminin Türkiye versiyonunda oynayacağını açıkladı geçenlerde...Sahi Furkan'ın annesi, babası nerede?