Ocak Ailesi, Hasan Ocak’ın gözaltında öldürülmesine dair dosyada zamanaşımından takipsizlik kararı verilmesine itiraz etti.
TIKLAYIN - HASAN OCAK'IN GÖZALTINDA ÖLDÜRÜLMESİNE ZAMANAŞIMDAN TAKİPSİZLİK
Beykoz Adliyesi’ndeki itiraz öncesi yapılan basın açıklamasına Ocak Ailesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sarıyer ve Beykoz ilçe yöneticileri, Gülsüm Elvan ve Arat Dink’in de aralarında olduğu insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları katıldı.
"Zaman Aşımı Failin Affıdır. Affetmeyeceğiz!" pankartı açıldı.
Ocak Ailesi, Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan açıklamada zamanaşımı kararına tepki gösterildi.
Ocak Ailesi'nin avukatı Gülseren Yoleri, Beykoz Savcılığı’nın takipsizlik kararına itirazları kabul edilmezse Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını belirtti.
TIKLAYIN: "CEZASIZLIK DUVARINA BİR TUĞLA DA BEYKOZ SAVCILIĞI KOYDU"
“Bu karara itirazımız var”
Ortak açıklamayı okuyan Maside Ocak zamanaşımı kararına itirazlarını şöyle sıraladı:
“Bu karara itirazımız var çünkü;
* Hasan Ocak dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak, faillerin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. Hasan Ocak dosyası evrensel hukukun gereği olarak insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmedi.
* İnsanlığa karşı suçlar bakımından kanuni sınırlamaların uygulanmayacağı evrensel hukuk normuna aykırı olarak zaman aşımı kararı verildi. Özetle soruşturma failleri koruyan, onları hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan cezasızlık geleneğini devam ettirdi.
* Bu karar; kayıp yakınlarının çektiği acıyı, belirsizliği, hak arayışını yok saymak anlamına geliyor.
* Bu karar; kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenme girişimleri sonuçsuz bırakılan aileler açısından işkence yasağını ihlal ediyor.
* Bu karar; kayıp ailelerinin ve toplumun adalete ulaşma ve hakikati bilme hakkını ihlal ediyor.
* Bu karar; Ocak Ailesi şahsında tüm kayıp ailelerine “sizin için adalet yok” mesajı vererek adalet arayışımızı yıldırmaya çalışıyor.
“Bizler kayıp yakınları ve gözaltında kayıplar mücadelesi yürüten insan hakları savunucuları olarak hakikat ve adalet talebimizde ısrar edeceğiz. Adaleti tesis etmeyen bir yargı gerçek anlamda yargılama faaliyetini yerine getirmiyor demektir. Hasan Ocak için, gözaltında kaybedilenler için adalet istemeye devam edeceğiz. Zamanaşımı failin affıdır, biz affetmeyeceğiz!”
Avukat Yoleri: Kararın eksikliği ortada
Yoleri, savcılığın takipsizlik kararıyla ilgili “etkin soruşturma yapılmaması ve suçun insanlığa karşı suç olarak tanımlanmamasının eksikliği ortadadır” dedi.
“Olay, adli olay gibi nitelenmiş. Kasten öldürme suçunun zamanaşımı süresi bu olaya da uygulanmış. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) madde 77’deki yer alan insanlığa karşı suçlar kapsamındaki işkenceyle öldürme suçuna dair araştırma yapılmamış.
“Kararda olaya ilişkin ortaya atılan tüm iddialar hakkında ‘belirlenememiştir’ deniyor. Oysa Hasan Ocak işkence ile öldürülmüştür, gözaltına alındığına dair tanıklıklar var. Tüm bunlara ilişkin araştırma yapılmamış
“Hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz çoğu şüphelilere dair ifade alma işlemi dahi yapılmamış. 21 yılda iki polisin ifadesine başvurulmuş, verdikleri bilgiler araştırılmamış."
Ne olmuştu?
Hasan Ocak 21 Mart 1995 tarihinde polisler tarafından gözaltına alındı. Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
Onu gözaltında gören, gözaltı listesinde adını gören tanıkları vardı ama gözaltına alındığı inkar edildi. Her yerde Hasan'ı arayan ailesi, arkadaşları ve İHD tüm resmi kurumlardan 'bizde yok' cevabı aldı. 58 günlük arayışın sonunda Hasan Ocak'ın ağır işkence izlerini taşıyan ve 'meçhul kişi' olarak işlem gören bedenine, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
Ocak ailesi, Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'na, Beykoz Savcılığı'na, Fatih Savcılığı'na başvurdu. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve 'Tim-3' polisleri hakkında suç duyurusunda bulundu ama hukuk işletilmedi.
Ocak Ailesi, Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulunarak hukuku işletmeyen, etkin soruşturma yapmayan savcılar hakkında şikayetçi oldu ama Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü bu şikayeti işleme koymadı.
Fatih Cumhuriyet Savcılığı, terörle mücadele polisleri ve olayın soruşturulması ile ilgili görevlerini ihmal eden devlet görevlileri hakkında yapılan çok sayıda suç duyurusunu birleştirdi ve bu dosyada “şikayetler somut bir veriye dayanmıyor” gerekçesi ile takipsizlik kararı verdi.
Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nın 1995/1075 Hazırlık Numarası ile takip ettiği dosyada ise 20 yıldır rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı. Dosya savcısı sık sık değiştirildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak'ın yaptığı başvuru sonucu aldığı 15 Temmuz 2004 tarihli kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "yaşam hakkı"nı düzenleyen ikinci maddesinin ihlal edildiğini bildirdi. Türkiye'yi, yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle 25 bin Euro manevi tazminata mahkum etti.
Ocak ailesinin şikayeti üzerine dosyayı inceleyen Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Ekim 2016'da "zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi. (BK)