“Oğlumun katilini istiyorum.”
“Zaman aşınmıyor, aşınan biziz.”
“Bu davalar zamanaşımına uğramasaydı, bugün sokak ortasında ekmek almaya giden çocuklarımız vurulmayacaktı.”
Hasan Ocak’ın gözaltında öldürülmesinde dair dosyanın zamanaşımına uğramasına yapılan itirazla ilgili açıklamada kayıp yakınları böyle seslendi.
Beykoz Adliyesi önündeki basın açıklamasına Ocak Ailesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sarıyer ve Beykoz ilçe yöneticileri, Gezi direnişinde öldürülen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve öldürülen gazeteci Hrant Dink’in oğlu Arat Dink’in de aralarında olduğu insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları katıldı.
Açıklamada söz alanlar zamanaşımı kararına karşı çıktı, adalet taleplerini yineledi.
TIKLAYIN: HASAN OCAK DOSYASINDA TAKİPSİZLİK KARARINA İTİRAZ
“Adaletsizliğe son”
Emine Ocak: Ben Hasan Ocak’ın katilini istiyorum, oğlumun katilini istiyorum.
Ali Ocak: Beykoz Savcılığının etkin soruşturma yürüterek sorumluları bulması amacıyla başvurmuştuk. Başsavcılık yıllarca ipe un serdi. Hasan Ocak gözaltına alındığında tanıklık yapanların hiçbirinin beyanına başvurulmadı. Haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz sorumluların ifadesine başvurulmadı. Bin bir zorlukla bulduğumuz belgeleri, tanıklıkları yok saydılar. Önümüze örülen cezasızlık duvarına bir tuğla da Beykoz Savcılığı koydu. Bu kararı yok hükmünde sayıyoruz. Adalet arayışımızı sürdüreceğiz. Adaletsizliğe son, cezasızlığa son.
TIKLAYIN: "HASAN OCAK DAVASINDA 20 YILLIK CEZASIZLIK SON BULSUN"
Maside Ocak: İnanıyoruz ki 90’larda işlenen insanlık suçlarının cezasız bırakılması bugün yeni insanlık suçlarının işlenmesine neden oluyor. Cezasız bırakılan tüm insanlık suçları Sur’da Cizre’de devam etti. Orada yaşanan insanlık suçlarını işleyenler bizim kayıp davalarımızda ismi geçen faillerdi. Biz bugün burada tekrar ediyoruz; yeni insanlık suçlarının işlenmemesi için önceki suçların hakkaniyete uygun cezalandırılmasını istiyoruz.
“Aşınan biziz”
Hanife Yıldız: Zaman aşınmıyor, aşınan biziz. Biz katillerin rahat gezmesine razı olmayacağız. Adaletsizliğe hukuksuzluğa son verin.
“Kaybetmeler münferit değil”
İrfan Bilgin: kayıp dosyalarının akıbetinin hepsi aynıdır. Bunların ortaya çıkarılmasının bu adalet anlayışıyla bu sistemde mümkün olmadığını görüyoruz. Bu kaybetmeler münferit değil, devletin organize ettiği, görev verdiği işaret ettiği insanlar tarafından kaybedilmiştir. Bunları ortaya çıkarmaları durumunda devletin ta başındakilerin de yargılanması gerekecektir. Bunu da göze alma şansları yoktur. Bizim için zamanaşımları yok hükmündedir.
“Failleri koruyan devletin kendisi faildir”
Mikail Kırbayır: Bizler bu ülkede devletin yurttaşlarıyız. Yargının önündeyiz. Devlet kendi yurttaşını devletin görevlileri tarafından öldürmüştür ama herhangi bir yargılama çalıştırmamıştır. İtirazımız bunadır. Zamanaşımını tanımıyoruz.
İkbal Eren: Gözaltında kaybedilme insanlık suçudur. İnsanlık suçunu işleyenleri devlet korumaktadır. Zamanaşımı bahanesiyle failler korunuyor. Failleri koruyan devletin kendisi faildir. Hesap sormaya devam edeceğiz. Sadece kendimiz için değil bu ülke için hukuksuzluğun son bulmasını istiyoruz. Adalet arayışımız sonuna kadar devam edecek.
“Sizden hukuk istedik”
Hasan Karakoç: Ağabeyimin dosyası da Beykoz Adliyesi’nde bekletiliyor. Muhtemelen onun dosyasına da zamanaşımı kararı verilecek. Zamanaşımını hukuken de vicdanen de kabul etmek mümkün değil. Türkiye er ya da geç kaçındığı bu gerçekle yüzleşecektir. Savcılara hakimlere sesleniyorum; 22 yıldır sizden adalet, hukuk istedik. Vergilerimizle maaşlarınızı alıyorsunuz, adaleti tesis edin diye makamlarınızdasınız, katilleri koruyun diye değil.
Gülsüm Elvan: Bu davalar zamanaşımına uğramasaydı eğer cezalandırılsaydı katiller, bugün sokak ortasında ne ekmek almaya giden çocuklarımız vurulacaktı, bu katliamlar olmayacaktı. Hukuksuzluğa dur demek lazım. Yeter artık. (BK)