bianet Sivas'ta yaşananları sokağa sordu. Konuştuğumuz insanların yanıtı “Hatırlamıyorum, siz hatırlatsanız” oldu.
"Madımak Oteli'nde 37 kişi yakılarak öldürülmüştü" dediğimizde görüş vermek istediğini söyleyenlerin çoğu bu isteklerinden hemen vazgeçti.
“Zıkkım yesinler”
57 yaşındaki ev kadını Nuran Özkanlı’ya Madımak Otelinde yaşananları hatırlattığımızda 37 kişinin ölümüne ilk tepkisi “Lanet olsun”du. “Bunu böyle yaz” diye de sıkı sıkı tembihledi.
"Madımak Otelinin altında kebapçı var" dediğimizde ise tepkisi daha da sertleşti: “Zıkkım yesinler.”
“Nesin ile hemşeriyim ve bazı fikirlerini de seviyorum”
Aziz Nesin’in bazı fikirlerini beğendiğini söyleyen, tercümanlık ve rehberlik yapan 42 yaşındaki Necat Metinyurt aynı zamanda Nesin’in hemşehrisi.
“Yaşanmaması gereken şeylerin yaşandığını" söylerken sesi titriyor. “Zor kullanılarak kimsenin fikrini ve hayat görüşünü değiştiremezsin” diyor.
"Madımak Oteli’nin müze yapılmasını isteyen çeşitli sivil toplum örgütlerinin varolmasına dair birlik duygusuyla hareket edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
“Öldürülen insanların amacının bu ülkeye katkı sunmak olduğunu düşünüyorum” diyen Metinyurt'in çözüm önerisiyse şöyle:
“Yakmakla, idam etmekle, öldürmekle değil, herkesi anlamaya çalışarak, ayrımcılık yapmayarak arzu ettiğimiz topluma kavuşabiliriz.”
Madımak Oteli’nde katledilen insanların “kötü” hiçbir şey yapmadıklarını söyleyen üniversite mezunu 24 yaşındaki Funda Akın “Müze yapılması manalı. Ancak benim pek fazla bilgim yok” diyor.
28 yaşındaki Emine Kılıçtepe ve 24 yaşındaki Ufuk Yumrukaya aynı mağazada çalışıyorlar. İkisi de aynı şeyleri söylüyor: “İnsan ve Allah katında bu yaşananlar yanlış bir iş.”
Olayların ardından devletin konuya dair pek de iç açıcı şeyler yapmadığını, olayı aydınlatmak yerine üstünü örterek kamuoyundan bilgileri sakladıklarını söylüyorlar.
“Bu ülkede bir yıl önce yaşananlar dahi unutuluyor”
Üniversite mezunu, kuaför 27 yaşındaki Yasemin Uzun "Asgari saygıya ihtiyacımız olduğunu" düşünüyor.
Yaşananların "Yanlış olduğu kadar ürkütücü de olduğunu" söyleyen Uzun “Bu ülkede herkes unutkan. Ve kıymet de bilmiyor. Bir yıl önce yaşananları unutuyorlar, 15 yıl önceki olayları hatırlamaları zor” diyor.
24 yaşındaki öğrenci Tuna Özvar diğer arkadaşlarının konuşmak istememesine kızıp fikirlerini paylaşıyor bizimle: “Binanın müze yapılmasının hayatını kaybeden insanlara bir getirisi olmaz.”
Olaylarla ilgili ciddi bir şey yapılmadığını belirten Özvar, kebapçıyı kapatmak değil insanların zihnini açmak gerektiğini söylüyor.
“Siz hatırlatmasaydınız aklıma gelmezdi”
Şoför Orhan Çakmakçı 31 yaşında. Madımak Otelinde yaşananlarla ilgili pek bir şey hatırlamadığını söylüyor. Olayların üzerinden bayağı bir zaman geçtiğini söyleyen Çakmakçı "Siz hatırlatmasaydınız aklıma dahi gelmezdi" derken başını önüne eğiyor.
“Sivas’ta yaşananlar Türkiye’nin gerçeği”
19 yaşındaki İlyas Kurt o 4 yaşındayken yaşanan olayları hatırlıyor. “İnsanların fikirleri yüzünden öldürülmesi kötü. Ama bu ne yazık ki Türkiye’nin gerçeği” diyen Kurt sorularımıza kısa ve net yanıtlar veriyor.
“Orada kebapçının ne işi var?”
“Bu memlekette böyle şeyler olmamalı. Yapılanlar çirkin ve insanlık dışı ama ne yazık ki oluyor işte” diyen 63 yaşındaki emekli Ali Taştan keskin gözlerle “Siz ne düşünüyorsunuz? Taraf mısınız?” diye soruyor.
Suçluların yakalanması gerektiğini söyleyen Taştan otelin altındaki kebapçıdan bahsettiğimizde “Ben Sivaslı değilim, ne diyebilirim” diyor. Ama şu soruyu sormadan da edemiyor: "Orada kebapçının ne işi var?”
Olayın tasvip edilecek bir noktası yok diyen Yaşar Arslan 44 yaşında bir işçi. Sivaslı. Memleketinde yaşanan olaylarla ilgili tek sıkıntısı olayların “Sivas Katliamı” olarak anılması.
Binlerce insanın bir anda otelin etrafında toplanmasının ilginç olduğunu söyleyen Arslan etkinliğe gelen katılımcıların da payları var diyor. Arslan'ın düşüncesi “O insanların Sivas’a gelmeleri yanlıştı. Yaşananlar da biraz da onların payı var.”
“'Katil Sivaslı' dedi mal almayı bıraktım”
“Olaylarının üstüne yeterince gidildi mi?” diye sorunca “Yeterince gidilmedi. Ama benim için olayın meydana geliş kısmı önemli. Süreçte Sivas’ın dışındaki etkenlerin payı büyük.”
1993 Temmuz’un da esnaflık yaptığını ve dükkanına mal veren dağıtımcının kendisine “Katil Sivaslı” dediğini anlatan Arslan o sözden sonra dağıtımcısını değiştirdiğini de ekliyor sözlerine.
“İnsan belleği unutmakla yaralıdır”
Eski bir Osmanlı atasözü “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” diyor.. Yani “İnsan belleği unutmakla yaralıdır” 15 yıl sonra sokaktaki insanlar Sivas’ı ve Madımak Otelinde yaşananları ancak biri kendilerine anımsatınca hatırlıyor. Ve şu Metin Altıok dizeleri bazı tesadüflerin gülümsetemediğini anlatıyor:
“...sonunda kendime bir top yangın edindim,
soluğumla besledim dudağımın ucunda.
ömrümün külüydü savrulan hep ardımda,
örterek yavaş yavaş bıraktığım izleri
yanmış bir günün sürüklenen kanatlarıyla
koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,
adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya...”(BÇ/EZÖ)
Fotoğraflar: Ece Yıldız