Fotoğraflar: Anadolu Ajansı (Arşiv) ve Mezopotamya Ajansı
"Daye behna seva te","Anne elma kokusu geliyor"....
Saddam Rejimi, Irak Kürdistan Bölgesi’nin İran sınırı yakınlarında bulunan Halepçe kentine 16 Mart 1988’de zehirli gazlarla saldırdı. Saldırı, çoğu kadın ve çocuk en az beş bin kişi öldü, binlerce kişi de yaralandı. Saldırı, tarihe "Halepçe Katliamı" olarak geçti.
Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenler Türkiye’nin farklı kentlerinde anıldı.
Van: İnsanlık dehşete tanık oldu
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre; Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü, katliamın yıl dönümüne dair parti binası bahçesinde açıklama yaptı. HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri açıklamaya katıldı.
HDP Van İl Örgütü yöneticilerinden Leyla Atsak, katliamların Kürt halkının kaderi olmadığını söyledi. İnsanlığın, Hiroşima ve Nagazaki katliamlarından sonra dehşet verici bir sahneye Halepçe’de tanık olduğunu vurgulayan Aksak, şöyle dedi:
"Halepçe kenti, ani ölümün vahşetine, günlük işlerin ortasında donan cesetlere, avlularında oturan insanların, çocuklarını göğüslerine kaldıran kadınların, zehirli gaz bulutundan kaçarken saldırı ortasında can veren binlerin trajedisine sahne olmuştu. Gaz bütün doğal yaşamı, insanları, hayvanları, ağaçları öldürmüştü. Halepçe bir bütün olarak sessizliğe gömülmüştü. Kentin sessizliği acının çığlığına dönüşmüştü. Bu çığlık kapitalist modernitenin ikiyüzlülüklerini, yalanlarını, zalimliklerini haykıran bir çığlıktı.”
Mersin: En kanlı katliam
HDP Mersin İl Örgütü, çok sayıda kişinin katılımıyla parti binasında katliamın yıl dönümüne ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada konuşan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış, söz konusu katliamın Kürt halkına dönük en acılı ve en kanlı katliam olduğunu kaydetti.
İstanbul: Halepçe bir soykırımdır
İHD İstanbul Şubesi, katliamın yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Binlerce kişinin etkilendiği Halepçe Katliamı’nın insanlık tarihinde bir “utanç sayfası” olarak anıldığı belirtilen açıklamada, bugüne değin Irak, Irak Federe Kürdistan Bölge yönetimi, Norveç, İsveç ve İngiltere’nin yaklaşık 200 bin Kürt’ün katledildiği Enfal Operasyonu kapsamında işlenen suçları bir “soykırım” olduğunu kabul ettiği hatırlatıldı.
Türkiye’ye de soykırımı tanıma çağrısında bulunulan açıklamada, son olarak şöyle denildi:
“İnsan hakları savunucuları olarak ‘Halepçe'ler olmasın’ insanlık tarihine yeni utanç sayfalarının eklenmesine izin vermeyelim diyerek, savaşlara, katliamlara karşı tüm insanları mücadeleye çağırıyoruz. Başka Halepçeler, başka soykırımlar yaşanmasın!”
Diyarbakır: Katliamı “Jenosit” olarak tanıyın
Diyarbakır Barosu, katliamının yıldönümüne ilişkin baro adli yardım binasında basın toplantısı düzenledi.
Açıklamanın Türkçesini Baro Başkanı Cihan Aydın, Kürtçesini ise Baro Dil Komisyonu Başkanı Eyüp Aydeniz okudu. Baro Başkanı Aydın, insanlığın bir bütün halinde yeni Halepçelerin yaşamaması için güçlü bir ses ve tavır ortaya koyması gerektiğini vurguladı. Kimi ülkelerin Halepçe Katliamı'nı "jenosit" olarak kabul ettiğini hatırlatan Aydın, Türkiye’deki siyasi partilere de bu katliamı "jenosit" olarak kabul etmeleri çağrısında bulundu.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, katliama ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İzmir: İnsanlık nefessiz kaldı
İHD İzmir Şubesi ise, katliamın yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz” denilen açıklamada, şöyle denildi:
"Uçaklardan atılan elma kokulu kimyasal bir zehirle adeta soykırıma uğradılar Irak'ta, Halep'te yaşayan Kürtler. Hedeflerinde çocuklar vardı, geleceği hedeflemişlerdi… Halepçe’de 16 Mart 1988’de insanlık nefessiz bırakıldı, yakıldı. Hatırlamak, anmak, onurumuzdur. İnsanlık için onurdur.”
Mezopotamya Adalet Gözlemevi Uluslararası Vakfı da yaptığı yazılı açıklamayla katliamda yaşamını yitirenleri andı.
Halepçe’de ne olmuştu? Halepçe katliamı, elma kokusu ile gelen ölüm olarak bilinir. İran-Irak Savaşı döneminde Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in Kürtlere karşı başlattığı Enfal Hareketi'nin son aşaması olarak gerçekleşti. Saddam Hüseyin, savaşta İran'a destek vermekle suçladığı Halepçe halkının bombalanması talimatını verdi. Bunun üzerine Irak ordusuna ait savaş uçakları, 16 Mart 1988'de Halepçe semalarından halkın üzerine gaz bombaları yağdırdı. Saldırıda yaklaşık 5 bin kişi öldü, 7 binden fazlası da yaralandı. Tarihi kaynaklara göre dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in emriyle başlatılan Enfal Operasyonları'nda 150 bin civarında insan katledildi.Bu katliamların bir kısmı kimyasal silah kullanım ile oldu. 1988'de gerçekleştirilen Halepçe katliamı'nda ise zehirli gaz saldırısında 5 bin kişi öldü, 7 bin kişi yaralandı. Halepçe katliamı sırasında ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldığı ve çocukların kokuya doğru koştuğu söylenir. Son sözleri ise "Daye behna seva te", yani "Anne elma kokusu geliyor" oldu. Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, bir makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Saddam Hüseyin, Halepçe Katliamı'nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla da yargılanırken, başka bir katliam olan Duceyil Katliamı'nda, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edildi ve 5 Kasım 2006’ta idam edildi. 1 Mart 2010'da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe Katliamını soykırım olarak tanıdı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Mart 2014'te Süleymaniye'ye bağlı olan Halepçe'nin yaşanan acılar nedeniyle il olmasına karar verdi. |
(EMK)
*Haberi Mezopotamya Ajansı ve JinNews'ten derledik.