218. kez İstiklal caddesindeki Galatasaray Lisesi'nin önünde oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik'in akıbetini sordular, ikisinin dosyalarının Ergenekon soruşturmasına dâhil edilmesini istediler.
Eylemde ayrıca geçtiğimiz günlerde gözaltında kayıplarla ilgili yaptığı bir açıklama nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu'ya, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesine dayanılarak soruşturma açılması protesto edildi.
Konuyla ilgili eylemde konuşan 23 Şubat 1995'de kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "Yüreğimiz yanıyor. Kayıplarımızı ararken bizlere davalar açılıyor. Asıl biz onlardan davacıyız" derken, 12 Eylül 1994'de Ankara Dikmen'de kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin de "Ne yaparlarsa yapsınlar kayıplarımızı unutturmayacağız. Değil 218, gerekirse 2018 defa burada olacağız" dedi.
"Çiller, Ağar, Demirel de yargılansın!"
Yazar Bilgesu Erenus'un kayıp anneleri için yazdığı metni okumasının ardından konuşan tiyatro sanatçısı Şenay Aydın'ın anlattığına göre İbrahim Çelik ve Edip Çelik'in hikâyesi şöyle:
"1944 Batman Oymataş doğumlu İbrahim Çelik evli ve 10 çocuk babasıydı. 1975 doğumlu Edip Çelik'le birlikte inşaat işçiliği yapıyordu. 10 Temmuz 1994'de saat 20.00 sularında, Batman-Soğuksu mezrasındaki evine gelen maskeli dört kişi İbrahim Çelik'e tütün ticareti yapan Abdullah Şeker'in arandığını ve nerede olduğunu sordular. Çelik, Şeker'in tütün nakliyatı yapmaya gittiğini ve evde olmadığını söyledi.
"Bunun üzerine maskeli dört kişi 'gel o zaman, evini göster' dediler ve İbrahim Çelik'i beraberinde götürdüler. Durumdan şüphelenen oğlu Edip Çelik babasının peşinden gitti.
"Çelik ailesi kayıplarını bir süre cezaevlerine, karakollara sordular, suç duyurusu yaptılar. Bir sonuç alamadılar. Karakolda baba-oğulu soranlara 'gidin Apo size yardım etsin' dediler. Hizbullah'ın işlediği cinayetlere dair açılan kuyulara, yakınlarının olabileceğini düşünerek baktılar. Herhangi bir bulguya rastlamadılar. İbrahim Çelik ve Edip Çelik'ten bir daha haber alınamadı."
"Bizler adalet ve gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Bizi değil, failleri ve onları koruyanları yargılayın" diyen Aydın, gözaltında kaybedilenlerle ilgili yargılanmalarını istedikleri kişi ve kurumları sıraladı:
"İbrahim ve Edip Çelik'in kaybedilmesinden sorumlu tutuğumuz Hizbullah üyeleri Talat Rüzgar, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş, Çetin Dursun, dönemin Olağanüstü Hal Valisi Ünal Erkan, Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Başbakanı Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel."
Aydın konuşmasını "Özel Harp Dairesini ve ona bağlı olarak çalışan JİTEM, kontrgerilla, MAK, Hizbullah gibi yapılanmaları, insanlarımızın kaybedilmesinde doğrudan sorumlu tutuyoruz" diyerek bitirdi.(BÇ)