Malum haftanın haberi kendilerinden geldi. PKK üyelerini "terörist" yerine "milis" olarak nitelendiren BBC ve Reuters'i "esefle lanetledi" Tayyip Erdoğan.
Geçtiğimiz hafta Londra'da yaşanan patlamaların ardından bir süre BBC'den takip ettim haberleri. BBC spikerleri ve muhabirleri patlamanın üzerinden 24 saat geçip, emniyet yetkililerinden kesin açıklamalar gelene kadar patlamalardan "terör" ya da "terörist saldırı" diye söz etmekten itinayla kaçındılar.
Bence de gazetecilik açısından fevkalade doğru bir şey yaptılar. Zira henüz patlamalarla ilgili açıklama yoktu ve saldırı olduğuna dair kanıtlar olsa da henüz kesinleşmemişti.
Dolayısıyla söz konusu yayın kuruluşlarından en azından birinin, saldırlar kendi ülkelerinde olsa bile, terminoloji açısından dikkatli olduğu bir gerçek. Zaten bu konuyla ilgili gayet düzgün bir değerlendirmeyi dün Ragıp Duran'ın kaleminden, bianet'te okudunuz.
Benim derdim ise tamamen başka. Ben başbakanın yeni uçağına ve dolayısıyla bu uçakla yapılan gezilere fena halde takılmış durumdayım.
Malum başbakanımız ve partisi iktidara geldiğinden beri gerek Avrupa Birliği gerekse Amerika ile bir gerilen, bir çözülen ilişkiler münasebetiyle sürekli seferi.
Hatta iktidar koltuğuna başbakan olarak oturduğu ilk ramazanda bazı Avrupa Birliği görüşmeleri nedeniyle oruç tutmadığı bile oldu. Neyse seferilik mevzusu ayrı bir şey ama bu sürekli seyahat etme hali elbet bir süre insanı daha konforlu mecralara yöneltiyor. Yeni bir özel uçak gibi...
Başbakanımız "Ana" adlı ultra lüks uçağı geçtiğimiz aylarda satın aldı. Alışveriş elbette "başbakanlık" makamına yapıldı ancak kullanım durumuna bakarsanız söz konusu makamın başbakanlık ve ailesi olarak değiştirilmesi talep edilebilir.
"Ana", İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi'nin eski uçağıymış. Ana ile bir Amerika seyahati yapan Sabah gazetesi Ankara temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş'ın yazısından anladığımız kadarıyla bir başbakanın rahat etmesi için her türlü konfor düşünülmüş.
Başbakan, Ana satın alındığından bu tana hemen hemen bütün seyahatlerini bu özel uçakla yaptı. Ana 45 kişilik bir Airbus CJ-319. Basında uçakla ilgili haberlere bakılırsa Berlusconi zamanında uçakta mini bar olarak kullanılan bölüm Erdoğan'a devriyle birlikte bir mescide dönüşmüş. Uçağın iç dizaynı da Almanya'da yapılmış.
Uçağın fiyatı alındığı günden bu yana devlet sırrı gibi saklanıyor. Ancak Erdoğan'ın söz konusu uçakla yaptığı gezilere bakınca masrafı saklanacak gibi değil. Erdoğan'ın gezilerinin listelendiği bir yer bulamadım ancak sadece benim aklımda kalan Kazakistan, birkaç kere Amerika ve bu hafta sonu gerçekleşecek Soçi ve Moğolistan gezileri var.
Ana normalde 100'den fazla yolcu alabilen tipte bir uçak. Ancak iş uçağı olarak dizayn edildiğinden 45 kişilik yolcu kapasitesi var. Gazete taramalarımdan anladığım kadarıyla da şimdiye kadar 45 yolcusu bile olmamış toplamda.
Bir uçağın kalkışı, kaç kilometrede ne kadar benzin harcadığı, havaalanlarına ödediği vergiler fiyat olarak bildiğim şeyler değil. Ancak ufak bir hesap yapmak mümkün.
Türk Hava Yolları New York'a bu sezonda yaklaşık 600 dolara uçuyor kişi başı. Bu fiyata vergiler dahil. Okyanus aşan uçaklar genel olarak en az 250 kişilik oluyor. Bu da THY'nin bir uçuştan 150 bin dolar kazandığı anlamına geliyor. Kendi karını üçte bir hesaplarsak ki eminim daha azdır, bir Amerika uçuşu THY'ye 100 bin dolar a mal oluyor.
Daha kısa mesafelerde de gidiş dönüş özel uçakların en az 45-50 bin dolara mal olduğunu öğrendim bir şekilde. Bu demek oluyor ki başbakan Erdoğan'ın bugün başladığı Soçi gezisi de devletin kasasına - 50 bin dolar olarak geri dönecek.
Şimdi, bu durumda Erdoğan'ın mesela devlet meselesi olmayan Sun Valley konuşmalarına gitmesi sadece uçuş olarak kaç dolara mal oluyor merak ediyorum. 80 bin dolar bile olsa, bu devlet Erdoğan için ayda birkaç kere 80'er bin dolar harcamalı mıdır?
Kasımpaşalı halk insanı Tayyip Erdoğan neden halkıyla birlikte THY uçağıyla, tarifeli uçmaz, muadili İngiltere Başbakanı Tony Blair'in British Airways ile uçtuğu gibi?
Elbette bütün bu sorulara "olur mu, koskoca başbakanın da özel uçağı olmalı" diye cevap vermek mümkün. Zaten benim itirazım özel uçağı olmasına değil, bu uçakla zırt pırt aile boyu bir yerlere uçmasına. Yoksa gözümüz yok yani...(ÇM/EÜ)