1 Mart'ta gözaltına alınan köylülerden 5'inin ifadeleri alındıktan sonra, bir gün karakolda tutulup savcıya çıkarılmaksızın serbest bırakıldığını, bir gün sonra 5 köylünün daha ifadeleri alındıktan sonra salıverildiğini anlatan Yüksel, köylülerden 6'sının tutuklandığını belirtti.
5 köylünün halen sorguda olduğunu belirten Yüksel, Özalp karakolundaki hukuk dışı uygulamaları şöyle anlattı:
"Dayak ve baskı: Köylülere hem kaba dayak hem de psikolojik baskı uygulanmış. Örneğin susma hakkını kullanan bir sanık, ellerinden kalorifere kelepçelenip bütün gün ayakta bekletilmiş.Davaya müdahil olarak katıldıklarını belirten Yüksel, celse tutanakları ve tespit edilen yasaya aykırı durumları kamuoyuna bildirdiklerini söyledi. Baroyu ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nu uyaracaklarını ve savcılığa ihbarda bulunacaklarını kaydeden Yüksel, Avrupa Birliği Komisyonu, Uluslararası Af Örgütü gibi kurum ve örgütlerle de ilişkiye geçeceklerini vurguladı. (AK/TK)Muayene karakolda: Sanıklar, Adli Tabip'e götürülmemiş. Adli Tıp'tan bir doktor alınıp karakola götürülerek, sanıkların muayene edilmesi istenmiş. Bu muayene de sözle ve köylülere dokunmadan yapılmış. Bize, sanıkların sayısının fazla olması nedeniyle böyle bir uygulamaya gidildiğini söylediler. Ancak bu uygulama yasalara tamamen aykırı.
Telefon bilmecesi: İddianamede köylülerin yasadışı örgüt üyeleriyle telefon görüşmelerinin kaydedildiği belirtiliyor. Mazot kaçakçısı olduklarını beyan eden köylülerse telefon konuşmalarını İranlı kaçakçılarla yaptıklarını belirterek, iddiayı reddediyor. Normal koşullarda, sanıkların seslerinin tekrar kaydedilip telefondaki seslerle karşılaştırılması gerekir. Bunun için de sanıkların izni alınmalı. Ancak bu iznin alınmadığını öğrendik. Sadece köylülerden Ramazan Satılmış izin vermediği için ses kaydı yeniden alınamadı, ancak diğerlerine sormamışlar bile.
Aileye haber yok: Gözaltına alınanların ailelerine haber verilmediğini tespit ettik."