Samsun'un Havza ilçesinde PKK'li sanılarak öldürülen 16 yaşındaki Gökhan Çetintaş'ın cenazesi defnedildi. Cenazeye, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ile İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Doğru da katıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi'nin verilerine göre, 2010'da polis ve jandarmanın "Dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle veya rastgele açtığı ateş sonucu ve yargısız infazlar nedeniyle 31 kişi yaşamını yitirdi; 29 kişi de yaralandı. 2011'de de yargısız infazlar nedeniyle 10 kişi yaşamını yitirdi.
10 dakikada 500 kurşun
Gökhan Çetintaş, 18 yaşındaki ağabeyi Habip Çetintaş ile 19 Temmuz'da akşam 22:30 civarında düğünden dönerken Samsun-Amasya il sınırında öldürülmüştü. Radikal gazetesinin haberine göre, olayla ilgili ifade veren 12 asker savcılıktan salıverildi. Savcının tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk ettiği tim komutanı teğmen de tutuksuz yargılanmak üzere mahkemeden serbest bırakıldı. Timin olay sırasında 500 mermi ateşlediği anlaşıldı. Gökhan Çetintaş, dün (21 Temmuz) toprağa verildi.
Askerlerden biri, verdiği ifadede, "bölgeden PKK'lilerin geçeceği istihbaratını alıp operasyona çıktıklarını, o sırada gördükleri iki kardeşe 'Dur jandarma' uyarısını yaptıklarını, karşı taraftan silah sesi geldiğini, kendilerinin de bunun üzerine 10 dakika boyunca ateş açtıklarını" belirtti. Timin olay sırasında 500 mermi ateşlediği anlaşıldı.
2011'de 10 yargısız infaz
Sadece 2010'da, kolluk güçlerinin "Dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle veya rastgele açtığı ateş sonucu ve yargısız infazlar nedeniyle 31 kişi yaşamını yitirdiğini, 29 kişinin de yaralandığını açıklayan TİHV, Polis Vazife ve Salahiyetler Kanunu'nda (PVSK) 2007'de yapılan değişiklik nedeniyle, polis şiddetinin ve buna koşut olarak ölümlerin artacağı konusunda uyarı yapmış olduklarını da ekledi.
TİHV Dokümantasyon Merkezi verilerine göre, 1 Ocak-21 Temmuz 2011 arasında da yargısız infazlar nedeniyle 10 kişi hayatını kaybetti. 10 kişiden altısının faili polis, dördünün jandarmadır; üçü gaz bombası nedeniyle, diğerleri de silahla öldürüldü. Yargısız infazla öldürülen biri kadın 10 kişi içerisinde iki de çocuk bulunuyor.
19 yaşındaki İbrahim Oruç, YSK'nın Hatip Dicle'nin vekilliğini düşürmesinin ardından yapılan protestolarda silahla vurularak, emekli öğretmen Metin Lokumcu da Hopa'da Başbakan Erdoğan'ın mitingi protestoları esnasında gaz bombasıyla öldürülmüştü.
2559 sayılı PVSK'nun "Zor ve silah kullanma" başlıklı 16. maddesi, 2007'de özetle aşağıdaki son şeklini aldı:
Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet, maddi güç (kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar) ve kanuni şartları gerçekleştiğinde silah kullanılabilir. Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder.
Polis;
a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında;
b) Bedeni kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde;
c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde; silah kullanmaya yetkilidir.
Polis silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde "Dur" çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise, kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir. (AS)