* Çizim: Zeynep Özatalay.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 15 sivilin, bir askerin ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesiyle sonuçlanan katliamın yargılandığı Lice Davasının bugün 14. duruşması görüldü.
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 6 Temmuz tarihli duruşmasında müdahil ailelerin avukatları reddi hakim talebinde bulunmuştu. Bu talep reddedildi, aynı heyetle davaya devam edildi.
TIKLAYIN - “Lice’deki Cezasızlık, Gelecekteki İhlalleri Etkiler”
Faili Belli, Yüzleşme Davaları ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu, duruşmada konuşulanları anlık olarak sosyal medyadan aktardı.
“Hakikate ulaşmak, bizim ve Tahir Elçi’nin talebidir”
Bugünkü duruşmaya, Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ve baro yönetim kurulu üyeleri Keziban Yılmaz, Muhlis Oğurgül, baro üyeleri Yunus Muratakan, Nuşin Uysal ve Sidar Avşar, İzmir Baro başkanı Özkan Yücel ve İzmir barosundan avukatlarla davanın müdahilleri ve avukatları katıldı.
Mahkeme, müdahil avukatların, esas hakkındaki mütalaaya karşın yanıtlarını hazırlamak üzere talep ettikleri süreyi reddetti. Duruşmanın görülmesine, müdahillerin beyanlarıyla devam edildi.
Katliamda ailesini kaybeden, Lice Adalet Arıyor Platformu Sözcüsü Şiyar Kaymaz, “Lice Davasında hakikate ulaşma talebimiz var. Öncelikle bu talep hak savunucumuz Tahir Elçi’nin talepleridir. Dört yıldır mağdurların adalet talebini göz ardı ederseniz bu ülkede bu olayları tekrarı olacaktır” dedi.
“Gözümüzle gördüğümüz şeye inanmıyorsunuz”
Katliama 13 yaşında tanık olan Kaymaz, “Sanığın alacağı cezanın benim için önemi yoktur, önemli olan hala devlet içinde bu olayları yapacak kişilerin mevcudiyetidir” diye konuştu.
“Ben olay tarihinde 13 yaşındayken Eşref Hatipoğlu 23 Ekim 93’te olayın ertesi günü tüm Licelileri meydana toplayıp, yüzümüze bakarak ‘Siz daha yaşıyor musunuz’ dedi. Siz gözümüzle gördüğümüz şeye inanmıyorsunuz.”
Katılanlardan Etem Özer de “Licelilerin yüreğinin bir nebze soğuması için sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum” dedi.
Yahya Yiğitel, “Evim gözümün önünde yakıldı. Eşref Hatipoğlu, yanında da Ünal Erkan vardı. Gözümle gördüm neden inanmıyorsunuz?” diye konuştu.
“Güvenlik sorunu varsa bizim için var”
* Çizim: Murat Başol.
Müdahillerin ardından söz alan Diyarbakır Baro başkanı Cihan Aydın şunları söyledi:
“Güvenlik gerekçesi ile mahkeme dosyayı Diyarbakır’dan Eskişehir’e oradan İzmir’e gönderdi. Siz de İzmir’den oturup Lice dosyasına bakıyorsunuz, keşif dahi yapma ihtiyacı duymuyorsunuz. Israrlı talebimizi de reddediyorsunuz.
“Bu dosyada sanıkların da sanık müdafilerinin de güvenlik sorunu yoktur. Temizöz davası 4 yıl Diyarbakır’da görüldü, sorun yaşanmadı. Bu dosyada Tahir Elçi ve Selçuk Kozağaçlı katılan vekilleriydi. Bugün Kozağaçlı tutuklu, Tahir Elçi katledildi. Varsa bizim için güvenlik sorunu vardır.”
“11 saat süren operasyon kime karşı yapılmıştı?”
* Çizim: Murat Başol.
Müdahillerin vekillerinden, avukat Yunus Muratakan da şu beyanda bulundu:
“Klasörlerce verilen ifadeler, toplanan deliller, bilirkişi incelemesi dahi yapılmayan mevcut otopsi raporları, 16 Licelinin öldürülmesine karşın 25 yıldır sürüncemede bırakılan davada savcının verdiği mütalaa 2 paragraf!
“Dava açıldığında dosya 4 klasördü şimdi 27 klasöre çıkmış. Her kurumdan evrak gelmesine rağmen iddia makamı hiçbir delil gelmemiş gibi sanığın ifadelerini mütalaa olarak dosyaya bırakmış”
“‘Olay günü örgüt mensupları ile çatışma yaşanmış, örgüt üyeleri öldürülmüştür’ diyen savcılık mütalaası var. Bir tane örgüt mensubuna ait otopsi raporu yok. 27 klasörde tek bir tane örgüt mensubunun kimliği yok.
“11 saatlik çatışmada ordu hiçbir işe mi yaramadı mı da, tek bir örgüt mensubu yara bile almadı? En az 11 saat tank ve toplarla süren operasyon kime karşı yapılmıştır?”
Lice'de ve Lice davasında ne oldu? |
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993'te 16 kişi öldürüldü, çok sayıda ev ve işyeri yakıldı. Yüzlerce kişi göçe zorlandı. Öldürülenler arasında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da vardı. Katliamla ilgili iddianame zamanaşımına bir gün kala kabul edildi, yargılama 21 yıl sonra, 16 Ocak 2015’te başladı. İddianameye göre saldırıyı, o dönem yetkililerin açıkladığının tersine, PKK yapmadı. Olayın failleri olarak belirlenen, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Sanıklar tutuklanmadı. Dava Diyarbakır'dan Eskişehir'e, oradan tekrar Diyarbakır'a gönderildi, burada Terörle Mücadele Kanunu 10. maddeyle yetkili ağır ceza mahkemesi olmadığından dava İzmir'e taşındı. 13 Haziran 2014'te dava durduruldu. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından, sanıkların yargılanmasının izne tabi olduğunu öne sürerek yargılamayı durdurup izin gerektiğine hükmetti. HSYK 3. Dairesi ise 29 Ocak 2015'te verdiği kararla müdahil avukatları haklı buldu ve davanın durdurulma kararını bozdu, davanın İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmesine karar verdi. Sanıklardan Tünay Yanardağ Ağustos 2015'te hayatını kaybetti. Davanın tek sanığı Hatipoğlu kaldı. Mağdur avukatları Yanardağ'ın ölümüne inanmadıklarını söyleyerek mahkemeden araştırma talep etti ancak talepleri kabul edilmedi. |
(AS)