Alabora ve Uğur, Anadolu Kültür'ün yaklaşık bir yıldır Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'da sürdürdüğü etkinlikler kapsamında oradaydı. (*)
Cuma sabahı Van'a doğru yola çıktık. Van'dan Hakkari'ye geçtik, 200 kilometrelik bir yolu ancak üç buçuk saatte kat ettik.
Kontrol noktaları ve Alabora
Yolun uzun sürmesi iki sebeptendi aslında. Hem jandarma kontrol noktaları çok zaman aldı, hem de Memet Ali Alabora ile seyahat etmek aynı zamanda bolca fotoğraf çektirmek anlamına geliyordu.
Sonunda Hakkari'ye ulaştığımızda, Hakkari Kültür Salonu'nda Eve Dönüş filmi izlenmeye başlanmıştı bile.
Yaklaşık 300 kişi, hemen hepsi 25 yaşından genç, daha doğmadıkları bir zamanda olan 12 Eylül darbesinin getirdiklerini perdede izliyorlardı.
Hiçbir şey yabancı değil
Filmin hemen ardından Alabora ve filmin yönetmeni Uğur 1930'lardan bu yana kullanılan Hakkari Kültür Salonu'nun yıpranmış sahnesine çıktılar, film üzerine konuşmaya başladılar.
Malum film, 12 Eylül'de yanlış bir ihbar üzerine gözaltına alınan birinin hikayesini anlatıyor. İstanbul'da gösterime girdiğinde, 12 Eylül'e dair bir fikri olmayan bir kuşak için Eve Dönüş ciddi bir silkelenme yaratmıştı.
Ancak Hakkari'de de, bir gün sonra filmi bu kez yaklaşık 150 kişiyle izlediğimiz Yüksekova'da da tepkiler İstanbul'da ya da başka kentlerde olduğundan farklıydı elbet.
Yönetmen Uğur'un da dediği gibi "filmde anlatılanların hiç biri o salonlardakiler için yabancı değildi."
Endişe ve korku yok
Konuşmalar ilerledikçe mevzu 12 Eylül'ün bitip bitmediğine geldi. Salondaki ortak kanı 12 Eylül rejiminin hala devam ettiği yönündeydi.
Üstelik Hakkari'de de Yüksekova'da da bizim bildiğimizden daha başka devam ediyordu elbet.
Salondaki herkesin 20 yıldan fazla süren savaş süreciyle ilgili anlatacak çok şeyi vardı. Üstelik daha önceki deneyimlerime göre söyleyebilirim ki, genç kuşak bir önceki kuşaktan sanki daha cesur, konuşma konusunda.
Eskiden olduğu gibi endişeyle değil, korkmadan yaşadıklarını anlatabilen kocaman, kalabalık bir kitleydi karşımızdaki.
Minik yerde kocaman işler
Üstelik de sinema dilinden konuşan, filmin sadece anlattığıyla değil, nasıl anlattığıyla da ilgilenen sıkı bir ekip vardı karşımızda. Genç kadınlar ve erkekler durmaksızın sorular sordular, kendi fikirlerini paylaştılar.
Söyleşinin ardından sıra bu kez aslen bir başka yazı konusu olan Hakkari Gençlik Evi'ni ziyaret etmeye geldi. Genç kadınların ve erkeklerin bir araya gelerek kurdukları Gençlik Evi son zamanlarda Hakkari'de gerçekleştirdikleri etkinliklerle dikkat çeken bir yer.
İki oda bakla sofa, minik yerlerinden büyük işler yapan kocaman insanlar var, üstelik de yeni amaçları sokağa çıkmak. Sinemayı da, tiyatroyu da sokakta yapmak... Dedim ya, başka bir yazı konusu Gençlik Evi.
Diyarbakır cezaevi de anlatılmalı
Hakkari'de bir gece geçirdikten sonra bu kez rotamız Yüksekova'ya döndü. Yüksekova'nın tek sineması olan Vizyon Sinemasında yapılan gösterimin ardından yeniden başladık konuşmaya.
Filmi izleyenler beğenmişlerdi ama dahası vardı anlatılması gereken, onları da anlatmak lazımdı.
12 Eylül'de Diyarbakır Cezaevi'nde olanları anlatmak lazımdı, 20 yıl boyunca doğu ve güneydoğuda yaşananları anlatmak lazımdı.
Yine hemfikirdik, Eve Dönüş çok iyi bir başlangıçtı, tıpkı dönemdaşı Beynelmilel gibi, ama arkası gelmeliydi...
Sanki Cinema Paradiso'dan fırlamış
Vizyon Sineması deyip geçmek olmaz. Vizyon sineması, 80 koltuklu minicik bir sinema. Eski sinema makinesiyle 35 mm. film gösterebilen bir yer.
Her hafta yeni filmler geliyor. Sadece Amerikan filmleri geliyor sanmayın, bu hafta mesela Yüksekovalılar Mutluluk'u izliyorlar, İran filmleri de geliyor, Avrupa filmleri de...
Sinemanın işletmecisi Tarık, 30'larının başında, Cinema Paradiso' dan fırlamış gibi duran bir adam.
Evi Van'da, karısı da, çocukları da... O ise, hem evi hem işi olan sinemada, yatıyor, kalkıyor, film gösteriyor. Ara sıra kendisi için de çalıştırıyormuş makineyi, özel gösterim yapıyormuş, öyle diyor...
İki günlük hızlı ama şahane Hakkari Yüksekova gezimiz Yüksekova'dan Van'a doğru yola çıkmamızla sona eriyor.
Yüksekova'dan çıkarken, Yeni Köprü'deki jandarma noktasında, kontrolü yapan asker soruyor Memet Ali'ye "neden geldiniz" diye. Cevap iki günü özetliyor...
"Valla biz gönüllü geldik, tayinle değil..."(ÇM/BA)
* Anadolu Kültür'ün Avrupa Komisyonu desteği ile ve Hakkari Ka-Mer, Hakkari Gençlik Evi, Vizyon Sineması, Heinrich Boll Stfitung Derneği ile sürdürdüğü etkinlikler devam edecek. Sırada kent ve fotoğraf atölyeleri ve konserler var.