Tarih Vakfı üyesi Tunçay, TRT'nin Sarı Gelin belgeseli ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Asılsız Ermeni Soykırımı iddialarına Karşı Konferans ve Kompozisyon Yarışmaları düzenlenmesi genelgesi"ne değinerek, "Ermenilere yönelik tabular ve ciddi bir tavır alma nedeniyle tarihçiler yaşananları tartışamıyor. Dışişleri Bakanlığı, soykırımın olmadığına yönelik araştırmalar yapılmasını söylüyor, bu saçma bir olaydır" dedi.
Tunçay'ın, Bianet'e değerlendirmeleri şöyle:
* 1915deki Ermeni tehciri sırasında, Osmanlılar da yüz binden çok kişinin öldüğünü kabul ediyor, ama bu insanların yolda hastalıktan öldüklerini, köylülerin saldırısına uğradıklarını söylüyorlar.
Cumhuriyet döneminde Ermeni sorununun reddedilmesinin nedenlerinin baş nedeni, ekonomi.
* Sürülen, öldürülen, Ermenilerin mallarına mülklerine el koyanlar, devlet ve toplum içinde önemli yerlerde bulunuyordu. Ermeni tehciri yanlış bir politikadır denilseydi, o zaman bu insanların mallarını Ermenilerin kendilerine değilse bile devlete vermeleri gerekecekti.
"Resmi görüş, tezlerini yeniden değerlendirmeli"
* Resmi görüş, Ermeni sorunu konusunda eski komplekslerini devam ettiriyor. Osmanlı yönetimine her bakımdan laf söylenirken bu meselede titizlik gösteriliyor.
* Türkiye, 1970'te ASALA örgütünün tamamen bir ırkçı kafayla Türk diplomatlarına karşı bir takım suikastlar düzenlemesi konusunda nasıl söz söyleme hakkına sahipse, 1915 olaylarını da objektif olarak değerlendirmek zorunda.
* Dışişleri Bakanlığı'nın ya da Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) sonucunu söyleyip, bu konunun üstünü doldurun dediği bir ortamda, çok da verim alınamayacağı açık.
* Böylesi bir durumda, başta Türk ve Ermeni tarihçiler olmak üzere, bu konuda çalışma olanağı da ortadan kalkıyor. Konunun Ermeniler açısından duygusal olmasının ötesinde, Türkiye'nin Azerbaycanla ilişkileri ve Ermenistan Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ nedeniyle bir uzlaşma ortamı yaratılamıyor.
* Ermenilerin, özür talebi dışında suçun kabulü, tazminat ödenmesi, toprak verilmesi gibi talepleri gündeme gelebilmesi endişesi var.
* 1915'in nesnel bir şekilde araştırılması ve bu konu hakkında çalışabilmesi için, burada yaşayan Ermenilerle, Ermenistan ve Diaspora halkıyla huzurlu ilişkilerin yaratılması gerekir.
* Buradan bakıldığında, soykırım olup olmadığına ilişkin bir yorum yapılamaz. Çünkü, hem Ermeni hem de Türk tarafı tehcir sırasında ölen insanlar hakkında farklı sayılar veriyor. Daha da önemlisi ortada bir soykırım tanımı bile yok.
* Türk Ermeni İlişkileri Mili Komitesi'nin Ermeni sorunu konusunda öğrencilere ezberleyecekleri hazır cevaplar hazırlanması işleri kolaylaştırmıyor.
* Soykırım tanımının netleşmemesi nedeniyle yapılanlar konusunda görüş ayrılıkları olsa da, 1915 yılında yaşananlar öğrencilere objektif olarak anlatılmalı.(NK)